Ehl-i sünnet düşmanı bütün, tekrar ediyorum bütün İlahiyatçılar, derece derece bid’at ve sapıklık üzeredir. Ehl-i Sünnet dışı bütün İslâmcılıklar, derece derece bid’at ve sapıklık sergilemektedir.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat müctehidlerinin, ulema ve fukahasının üzerinde ittifak ve icma etmiş oldukları konularda, zaruriyat-ı diniyede aykırı fikirler, görüşler ileri sürenlerin hepsi bid’at ve dalalet ehlidir.

Efendimizin,

Ümmetim yetmiş üç parçaya ayrılacaktır, bunlar, biri dışında Cehennemliktir

hadîsinde buyurmuş olduğu

fırka-i nâciye

(kurtuluş fırkası)

Ehl-i Sünnet ve Cemaattir.

Mutezile

mezhebini kabul ettiği halde,

taqiyye ve kitman yaparak, kendini gizleyerek Ehl-i Sünneti sinsice yıkmaya çalışan

ikiyüzlü ilahiyatçılar namerttir. İslâm ahlâkı, Müslümanların birbirlerini aldatmalarına izin vermez. Madem ki, Mutezile mezhebini beğenmiş ve kabul etmişler, bu keyfiyeti Sünnî kardeşlerine açıklamak zorundadırlar.

Kur’ân-ı Kerîm’in üç yüz küsur muhkem ayetinin bugün geçerli olmadığı iddia eden, işlerine gelmeyen hadisleri AB standart ve normlarına göre ayıklayan

Fazlurrahmancılar

bid’at ve dalalet üzeredir. Hükümleri Kıyamete kadar baki olan ayetleri tarihsel ilan eden ve

Efendimizin

(Salat ve selam olsun ona)

Sünnetini inkâr edenler sapıktır.

Bir ilahiyatçı mert ise mezhebini açıkça ilân etmelidir. Haricî ise Haricîyim, Mutezilî ise Mutezile mezhebindenim demek zorundadır. Müslümanları aldatanlar, bizden olmaktan çıkar.

Muhkem ayetleri ve hadisleri inkâr etmek kimsenin haddi değildir. Şeriat faizin azını da çoğunu da haram kılmıştır.

Mevrid-i nasta içtihada mesağ yoktur.

Şeriat zina eden muhsan

(evli veya başından evlilik geçmiş)

Müslümanlara recm cezası veriyor. Bunu bile bile inkâr eden kâfir olur.

Şeriat savaş hileleri dışında hileye, yalana, düzene izin vermiyor. Yalancılar, hilekârlar, düzenbazlar merdut hainlerdir. İmanı, İslâmı, Kur’ânı, Sünneti, Şeriatı, mukaddesat-ı İslâmiyeyi zengin olmaya, voli vurmaya, köşeyi dönmeye, paraya alet edenler sefil ve rezil bezirganlardır.

Kur’ân çok açık ve seçik şekilde Allah katında

İslâmdan başka hak din olmadığını

, yarın Mahkeme-i Kübraya, Cenab-ı Hakkın huzuruna İslâm dininden başka bir din ile gelenlerin kabul görmeyeceğini bildirmektedir.

Zamanımızda

üç hak ibrahimî din

vardır, üçünün mensupları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir inancı ve görüşü batıldır,

sapıklıktır.

Ehl-i Sünneti yıkıp yerine bin parçalı bir

İslâm Protestanlığı

getirmek isteyenler sapıktır.

İslâm tefrikayı, parçalanmayı, mü’minlerin birbirleriyle çekişip tepinmesini haram kılmıştır ve böyle yaparsanız devletiniz elinizden gider zelil olursunuz diye uyarmıştır. İslâm, Kur’ân, Hz. Peygamber

kâfirleri dost ve velî edinmeyi yasak ve haram kılmıştır.

Resûl-i Kibriya Efendimiz

“Kendi kızım Fâtıma hırsızlık yapsa onun da elini kestiririm”

buyurmuştur.

İmam-Hatip okullarının gerçek İslâm mektebleri olması isteniyorsa, bu okullarda:

1. Ehl-i Sünnet mezhebine göre eğitim verilmesi.

2. Beş vakit namazın bütün talebe tarafından mektep imamının ardında cemaatle kılınması gerekir.

İslâm, buluğa ermiş kız ve erkek çocukların birlikte karma eğitim sistemiyle okutulmasına izin ve ruhsat vermez. Müslümanlar, açtıkları ve açacakları bütün özel okullarda öğrencilere beş vakit namazı cemaatle kıldırmalıdır.

İslâm dini ile dünyeviliğin, sekülarizmin bağdaşabileceğini iddia edenler büyük bir yanılgı içindedir. Sünneti yıkmak isteyenler fıkhı yıkmayı hedefliyor. Fıkıh yıkılınca din bir ism ve resmden ibaret kalır.

Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür. Ehl-i Sünnet ve Cemaat İslâmlığını tehdit eden en büyük tehlike mezhepsizliktir. Kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olan

Hak Tealayı iki çehreli bir Roma putuna benzeten

zındıktır

, onu bir din büyüğü ve mücahid olarak kabul edenler ve reklamını yapanlar

zındıkseverdir

.

Müslümanlar!.. Dininizi icazetli ulema, fukaha, meşayih ve kamil mürşidlerden ve icazetli talebelerinden öğreniniz. Sapık mezheplere bağlı, itikadları bozuk, Kur’ânı kendi heva ve re’yleriyle yorumlayan, Sünneti ve fıkhı inkâr eden kimselerden din öğrenilmez.

Deccalları, kezzabları, Süfyanları sevenler gerçek ulema değildir. Bid’atçiler ve sapıklar son otuz yıl içinde bin çeşit İslâmcılık türetmişlerdir.

ABD’nin, AB’nin, Haçlıların, İsrailin, Siyonizmin, emperyalistlerin, sömürgecilerin istediği light, ılımlı, Şeriatsız, fıkıhsız, cihadsız yeni bir İslâm türetmek isteyenler, bunu bilerek yapıyorlarsa hain ve münafık, cahillikten yapıyorlarsa gafil ve şaşkındır.

Biz Allahın razı olduğu, Resûlullahın öğrettiği, Selef-i Sâlihînin uyguladığı gerçek İslâmı öğrenelim, bunu hayata uygulayalım. Böyle yapmazsak sapıtabilir, ekinimizi ateşe vermiş oluruz.

(İkinci yazı) Ehl-i Sünnet Cemaatleri Birleşmelidir

Ülkemizde

çok sayıda Ehl-i Sünnet cemaati

, tarikatı, derneği, vakfı, sivil toplum kuruluşu, grubu bulunmaktadır. Bunların hepsi bağımsızdır.

Aralarında gevşek de olsa bir irtibat ve birlik yoktur.

Bu cemaatlerin, parçaların bir

federasyon

veya konfederasyon çatısı veya şemsiyesi altında birleşmelerinde büyük faydalar bulunmaktadır. Her bir cemaat, yine bildikleri gibi hizmet etsinler, iç işlerine karışılmasın ama gevşek, yumuşak, zayıf da olsa birlik, irtibat, işbirliği olsun.

Bu federasyon

(veya konfederasyonun)

bir

ilmî şûrası

,

Fetva Meclisi

bulunmalı ve halkı uyaracak fetvalar, beyannameler yayınlamalıdır. İç işlerine, hizmet metotlarına karışılmamak şartıyla

federasyon üyesi cemaatlerin büyükleri, idarecileri arada bir toplanmalıdır.

Federasyon, aktif siyasete karışmamalıdır.

Halkı sahih itikada, beş vakit namazı dosdoğru kılmaya, İslâm ahlâkı ile ahlâklanmaya,

herkesin ilmihalini öğrenmesine davet etmelidir. Ehl-i Sünnet Müslümanları arasındaki kopukluk üzüntü, endişe ve dehşet verici boyutlardadır. Bu kopukluk ve irtibatsızlık bir an önce giderilmelidir.

Ehl-i Sünneti kaldırıp, yerine ılımlı bir Fazlurrahmancılık Tarihsellik mezhebi getirmek istiyorlar.

Sadece bu suikast karşısında bile birleşmek, hep birlikte çareler çözümler aramak, on milyonlarca halkı uyarmak, aydınlatmak, bilgilendirmek gerekmez mi? 10.01.2014