Salı

 

Okur-Yazarlarımızın beşerî ve iktisadî coğrafya kültürüne sahip olması gerekir. Bugünkü yazımda dünyadaki bazı ülkelerin yüzölçümleri, nüfusları, yıllık gelirleri, fert başına yılda kaç dolar düştüğü konusunda bilgiler vermek ve onlarla Türkiye’yi karşılaştırmak istiyorum.

Avusturya: 85 bin km2, 8 milyon, GSYİH: 184,5 milyar dolar. Kişi başına düşen milli gelir: 22700 dolar.

Belçika: 30 bin km2, 10 milyon, GSYİH: 236 milyar dolar. Fert başına: 23400 dolar.

Çek Cumhr: 49 bin km2, 10 milyon, GSYİH: 116 milyar dolar, Fert başına: 11300 dolar.

Finlandiya: 338 bin km2, 5 milyon, GSYİH: 103 milyar dolar, Fert başına: 20100 dolar.

Güney Kıbrıs: 6 bin km2, 554 bin, GSYİH: 10 milyar dolar, Fert başına: 13000 dolar.

Hollanda: 41 bin km2, 16 milyon, GSYİH: 348,6 milyar dolar, Fert başına: 22000 dolar.

İspanya: 505 bin km2, 40 milyon, GSYİH: 646 milyar dolar, Fert başına: 16500 dolar.

İsviçre: 41 bin km2, 7 milyon, GSYİH: 192 milyar dolar, Fert başına: 26400 dolar.

İtalya: 301 bin km2, 58 milyon, GSYİH: 1,18 trilyon dolar, Fert başına: 20800 dolar.

Malta: 316 km2, 392 bin, GSYİH: 5 milyar dolar, Fert başına: 13000 dolar.

Polonya: 313 bin km2, 39 milyon, GSYİH: 263 milyar dolar, Fert başına 6800 dolar.

Portekiz: 92 bin km2, 10 milyon, GSYİH: 145 milyar dolar, Fert başına: 14600 dolar.

Yunanistan: 132 bin km2, 10.5 milyon, GSYİH: 143 milyar dolar, Fert başına: 13400 dolar.

Meksika: 2 milyon km2, 100 milyon, GSYİH: 815 milyar dolar, Fert başına: 8300 dolar.

Şili: 757 bin km2, 15 milyon, GSYİH: 185 milyar dolar, Fert başına: 12500 dolar.

Güney Kore: 98 bin 500 km2, 47,5 milyon, GSYİH: 585 milyar dolar, Fert başına: 12600 dolar.

İran: 1 milyon 65 bin km2, 65 milyon, GSYİH: 340 milyar dolar, Fert başına: 5000 dolar.

Malezya: 330 bin km2, 22 milyon, GSYİH: 216 milyar dolar, Fert başına: 10300 dolar.

Singapur: 618 km2, 4 milyon, GSYİH: 92 milyar dolar, Fert başına: 26300 dolar.

Tayland: 514 bin km2, 61 milyon, GSYİH: 369 milyar dolar, Fert başına: 6100 dolar.

Taiwan: 36 bin km2, 22 milyon, GSYİH: 362 milyar dolar, Fert başına: 16500 dolar.

Türkiye: 779 bin km2, 66 milyon, GSYİH: 185 milyar dolar, Fert başına: 2880 dolar.

Bu listeye ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya gibi devleri koymadım.

Yüzölçümleri, nüfuslarını, yıllık topyekûn gelirlerini, fert başına düşen milli gelir miktarlarını verdiğim ülkeler nüfus ve imkân bakımından Türkiye’nin altında olan ülkelerdir. Yazık ki, memleketimiz en dipte kalmıştır. Niçin? Çünkü:

1. Türkiye yıllardan beri büyük ihanetlere, sabotajlara uğramıştır ve uğramaya devam etmektedir. Ziraatimiz, hayvancılığımız, sanayiimiz kasıtlı ve planlı olarak çökertilmiştir, çökertilmektedir. Birtakım emperyalist güçler ve onların içerideki işbirlikçileri ülkemizi yabancı ve düşman güçlerin sömürgesi haline getirmek için şeytanî planlar tatbik etmektedir.

Türkiye’nin yıllık geliri 185 milyar dolardır, borçlarının tutarı da 215 milyar dolar.

Geliri bu kadar olan bir ülke elbette ki, böylesine büyük ve korkunç bir borcu ödeyemez, ana parayı ödemekten geçtim, bunun faizlerini bile ödeyemez.

Resmî rakamlara göre Türkiye’nin fert başına düşen gelir miktarı yılda 2880 dolardır. Bu rakam çok aldatıcıdır. Çünkü bizde sosyal adalet yoktur, dengeli bir gelir dağılımı yoktur. Türkiye’nin millî gelirinin çok büyük bir kısmına küçük bir azınlık el koymakta, on milyonlarca halk yığınlarına çok az para kalmaktadır.

Emperyalist güçler ve onların hain ve alçak işbirlikçileri ülkemizi çökertmek için korkunç boyutlara varan kokuşmayı teşvik etmişler, körüklemişlerdir.

Kötü idare Türkiye’nin belini kırmıştır. Ziraatimiz çökmüştür, güzelim topraklarımızda kendi ekmeklik buğdayımızı bile yeterli miktarda yetiştiremiyoruz, dışarıdan buğday getirtiyoruz. Türkiye’nin coğrafyası hayvancılığa çok müsaittir ama hayvancılığımız kasıtlı ve planlı bir şekilde çökertilmiştir. Türkiye’nin her tarafı denizdir, biz bu denizlerde tutacağımız balıkları, taze veya konserve olarak dünyaya ihraç edip büyük paralar kazanabiliriz ama balıkçılığımız da öldürülmüştür.

Kasıtlı ve planlı olarak Türkiye üretmeyen, çalışmayan, ihraç etmeyen bir ülke haline getirilmiş; halk yığınları aşırı tüketime, eğlenceye, tembelliğe alıştırılmıştır.

Dünyanın en iyi tütünlerini yetiştiren bu ülkede tütün ziraati baltalanmış, halk yabancı sigaraları içmeye teşvik edilmiştir.

Birtakım esrarlı, gizli, hain çeteler ve şebekeler Türk halkını ve gençliğini içkiye, fuhşa, ahlaksızlığa, avareliğe, tembelliğe planlı ve programlı bir şekilde alıştırmak için şeytanî ve cehennemî planlar uyguluyor.

Türkiye Ortadoğu’nun pekâlâ Japonya’sı, Güney Kore’si, Taiwan’ı olabilirdi ama dış düşmanlarımızla işbirliği yapan hain, ehliyetsiz, arivist, rezil, namussuz, şerefsiz işbirlikçiler ülkemizin eğitim, üniversite, kültür, sanayi, ziraat, hayvancılık, ticaret, ihracat bakımından gelişmesini, kalkınmasını istemiyorlar.

Bizim Polonya’dan aşağı kalır bir tarafımız var mı? Yüzölçümümüz ondan fazla, nüfusumuz ondan fazla, madenlerimiz, hammaddelerimiz, kaynaklarımız ondan fazla. Peki Polonya’nın yıllık geliri 263 milyar dolarken bizimki niçin 185 milyar dolar? Orada fert başına yılda 6800 dolar düşerken bizde niçin 2880 dolar düşüyor?

Türkiye son otuz yılda bir Güney Kore kadar olamadıysa bunun elbette birtakım sorumluları olması gerekir. Bu adamlar tarih ve millî vicdan önünde niçin muhakeme ve mahkum edilmiyor? Bu memleketi kültürel, iktisadî, siyasî, sosyal, ticarî bakımdan korkunç bir krize sokan, feci ve dehşetli bir çöküntü ve dağılma havasına sokan kaltabanlardan hesap sorulmayacak mıdır? Son on beş-yirmi yıl içinde düzinelerle alçak milyarlarca dolarlık kara paraya sahip olmuşlardır. Bu paraların hesabını soracak bir güç ve makam yok mudur bu ülkede?

Halimize acımıyoruz, felaketlerimize dövünmüyoruz da hâlâ “Yok Derviş ne yapacak?.. Yok İsmail Cem ne olacak?.. Yok falan veya feşmekan Dönme nereye koşuyor?..” gibisinden dedikodularla uğraşıyoruz. Halimize çok ağlamak lazım. Biz nice şeyle beraber aklımızı, sağduyumuzu, vicdanımızı da kaybetmişiz. 28 Ağustos 2002