Örnek ve Mükemmel İslâm Liseleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 21 Aralık 2018
PazartesiBugünkü resmî ideoloji eğitim ve okullarıyla Türkiye mânen kalkınamaz. Mânen kalkınamazsa maddeten de, yeteri kadar ve olması gerektiği şekilde kalkınamaz. Türkiye’de İslâm Liseleri açılmasına izin verilmelidir. Bu İslâm Liselerinin başlıca özellikleri neler olacaktır?
1. İngiltere’deki Eton Koleji ve dünyanın diğer değerli, başarılı, mükemmel, yüksek liseleri ayarında olacak.
2. Öğrencilerine hem bilgi ve kültür, hem ahlak ve karakter terbiyesi verecek.
3. Edebî, yazılı, zengin Türkçeyi öğretecek.
4. Mezun olacak öğrenciler Osmanlıcayı, Arapçayı, İngilizceyi çok iyi bilecek, bu dillerde kitap okuyabilecek, kitap yazabilecek. Bu duruma gelmeyenlere kesinlikle diploma verilmeyecek.
5. Bu liselerde her sabah bir saat din ve Kur’ân dersi ehliyetli öğretmenler/hocalar tarafından okutulacak.
6. Bu okullarda vakit namazları, okulun camiinde okulun imamı tarafından kıldırılacak, bütün Müslüman talebe bu ibadete iştirak edecek.
7. Bildiğimiz derslerden başka okulda ilaveten şu dersler de okutulacak:
a. Mimarlık, şehircilik, dekorasyon.
b. Ahlak, fazilet, doğruluk, dürüstlük, görgü, insanlık. (Tek bir ders halinde)
c. Hukuka başlangıç temel hukuk bilgileri.
ç. Sanat ve estetik.
8. Okula IQ’su 100’den aşağı olmayan, biojenetik sicili ve karakteri bozuk öğrenci alınmayacak.
9. Okul tarikatlar, cemaatler, hizip ve fırkalar üstü olacak.
10. Okulda militan, terörist, fanatik, sekter zihniyetli yetiştirilmeyecek.
11. Okulun müdürü, idarecileri, öğretmenleri dünyanın (1) en iyi giyinen… (2) Türkçeyi en iyi bilen, yazan, konuşan… (3) en ahlaklı, en faziletli, en hikmetli… (4) En karizmatik insanları olacak.
12. Okul içinde ve dışında, Müslümanlığa yakışmayan hiçbir konuşma, davranış ve hareket görülmeyecek.
13. Okul binasının mimarîsi, iç dekorasyonu, bilhassa müdür odası ve konferans salonu, giriş salonu son derece güzel, millî mimarî ve sanata uygun olacak.
14. İslâm liselerinde kesinlikle test sınavı yapılmayacak, bütün sınavlar yazılı kompozisyon şeklinde olacak, ayrıca mümeyyizler huzurunda bazı konularda sözlü imtihan yapılacak.
15. Bu okuldan geleceğin ahlaklı, faziletli, doğru ve dürüst, bilge, fedakar, vatansever, temiz, şeffaf politikacıları, idarecileri, büyük bürokratları, gerçek aydınları, büyük düşünürleri çıkacak.
Benim yukarıda anlattığım böyle okullar olmazsa Türkiye’nin işi zor, geleceği karanlıktır.
Hayal mı diyorsunuz? “Az çok hayalden gelir insana tesliyet hayalden hayalden/cPür iğbirardır yüzü gülmez hakikatin”
Sultan Abdülhamid zamanında Galatasaray Lisesinde (Mekteb-i Sultanî) günlük namazlar, BÜTÜN Müslüman öğrenciler tarafından okulun camiinde cemaatle kılınırdı.
İki türlü biyolojik terör vardır: Birincisi, öldürücü veya ağır şekilde hasta edici mikropları silah haline getirip biyolojik mikrop (veya virüs) savaşı yapmak. İkincisi: Okullarda çocuklara Darwin teorisini (tekrar ediyorum teorisini) mutlak bir gerçekmiş gibi okutarak dolaylı ateizm ve dinsizlik propagandası yapmak.
Çok şükür şu anda mikrop savaşları yok. Tarihte en korkunç mikrop savaşını 13’üncü asırda Moğollar Cenevizlilere karşı yapmıştır. Karadeniz’in kuzeyindeki Kefe şehri Cenevizlilerin bir ticaret merkeziydi. Moğollar burayı kuşattılar, ordularında veba salgını çıktı. Moğol kumandanı vebadan ölmüş askerlerin cesetlerini mancınıklarla şehrin içine attırdı. Cenevizliler öldürücü hastalıktan gemilerine binerek kaçtılar. Ne yazık ki, vebayı da İtalya’ya götürdüler. Oradan Avrupa’ya yayıldı ve kıt’a nüfusunun üçte biri veya yarısı feci şekilde öldü.
Gelelim okullardaki evrim teorisine:
Adı üstünde bu bir teoridir, yani var sayılan, öyle olduğu iddia edilen, fakat kesin şekilde ispat edilmemiş bir açıklama şekli… Darvinistler, Marksistler, ateistler, agnostikler bu teoriyi mutlak bir gerçekmiş gibi çocuklara ve gençlere öğretirler. Amaç, yeryüzünde hayatın nasıl başladığı, bugünkü şekline nasıl geldiği değildir; çocukları, gençleri Allahsız yapmak, materyalist yapmak, İslâm’dan uzaklaştırmaktır.
Darwin’in ortaya attığı teori çoktan iflas etmiş, onun yerine Neo-Darvinizm teorisi getirilmiştir. O da tutarlı değildir. ABD’de on yıllardan beri Evrimcilerle Yaratılış inancı ve teorisi taraftarları arasında mücadele vardır.
Bizde bir kısım eski tüfek Marksistler, resmî ideoloji meftunları, ateistler, militan dinsizler Evrim teorisini yüzde yüz doğru, mutlak, kesin bir gerçekmiş gibi göstermeye çabalar ve karşı çıkanları çağdışı, gerici, yobaz, karanlık taraftarı olmakla suçlar. Asıl yobaz onlardır.
Evrim teorisini çocuklara ve gençlere Allahsızlık, dinsizlik, materyalizmi desteklemek için okutmak ve öğretmek bir tür terördür. Eğitim terörü… Buna kimsenin hakkı yoktur. İnsanları ve Evrendeki her şeyi Allah yaratmıştır. Allah’ın başlangıcı ve sonu yoktur, O Kadim ve Bakidir.
Artık pozitif ve tecrübî ilimler ilerledi. Maddenin kadim (başlangıçsız) olmadığı biliniyor. Madde bundan şu kadar milyar yıl önce ortaya çıkmış, yani yaratılmıştır. İslâma, Kur’âna, Sünnete göre insan bir yaratıktır ve bir Yaratıcısı vardır. Buna aykırı bütün iddialar, inançlar küfürdür, yani apaçık bir gerçeği örtmek ve gizlemektir. (Arapçada kef, fe, ra kökü örtmek manasıyla ilgilidir).
Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta da yaratılış inancı vardır. Bütün Müslümanlar, bütün din sahipleri, bütün yasal yollarla Evrim teorisiyle mücadele etmeli, bu bilim, akıl, vicdan dışı ideolojiyi red ve tekzib etmelidir.
Bizim gayr-i millî eğitim sistemimizde (veya sistemsizliğinde) sadece biyoloji derslerinde değil, edebiyat, tarih, felsefe ve sosyoloji derslerinde de ilim dışı, akl-ı selim dışı, vicdan dışı hezeyanlar ve hurafeler sanki birer mutlak gerçekmiş gibi okutulmaktadır.
Birkaç örnek vereyim:
1. Türkçenin sadeleştirilmesinin,
Bu iddia tamamen hezeyandır. Bugün
Benim özel kütüphanemde
var, Almancadaki yabancı kökenli kelimeler sözlüğü. Bunlar atılırsa ne olur? Almanca fakir, ifadesiz, zayıf, zenginliğini yitirmiş ilkel bir dil haline gelir…
Bunları atarsanız ne olur. Fransızca diye bir şey kalmaz. Binaenaleyh Türkçemizdeki Arapça, Farsça ve diğer dillerden alınmış kelimeler büyük bir zenginliktir. Bunları atmak bir kültür ve medeniyet cinayeti ve kırımı olmuştur.
2. Okullarda yakın tarihimiz ve genelde bütün millî tarihimiz yanlış ve eksik okutuluyor. Tarihî bilgi diye bir sürü yalan, safsata, hurafe genç dimağlara aşılanıyor. Mesela laiklik konusunda doğrular söylenmiyor.
1923’te Cumhuriyetimiz kurulduğu zaman, Anayasa’nın (O zamanki istemiyle Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nun) ikinci maddesinde
yazılıydı, İstanbulda Dolmabahçe sarayında
vardır.
Okullarda İstiklal savaşımız da doğru dürüst okutulmamaktadır. İtalyada Faşist iktidar zamanında, Almanyada Nazizm devrinde, Sovyetler Birliğinde Stalin canavarı yıllarında, Yugoslavyada Tito saltanatı esnasında
O rejimler yıkıldı, bu baskılar sona erdi.
Tekrar ediyorum: Evrim teorisi/Darwinizm ispat edilmiş bilimsel bir gerçek değildir. Darwin’in çıkarttığı şekliyle Evrim teorisi çoktan iflas etmiş boş bir teoridir. Onun yerine çıkartılan Neo-Darvinizm de tutarsız, ispat edilmemiş bir teoridir. Yeryüzündeki canlıların varlığını açıklayan en doğru inanış Yaratılış inancıdır.
Okullarda evrim teorisinin mutlak bir gerçekmiş gibi okutulması zulümdür, kültürel bir terördür. Okullarımızda birkaç yüz kelimelik arı duru, canına okunmuş, sadeleştirilmiş, kuşa çevrilmiş öz Türkçe değil; zengin edebî ve kültürel Türkçe okutulmalı ve öğretilmelidir. Eğitim sistemimiz Sabataycıların, Moiz Kohen Tekin Alp’lerin, Agop Dilaçar’ların (Martayan) etkisinden kurtarılmalı ve gerçekten millî bir eğitim haline getirilmelidir.
Yeni nesiller bin yıldan fazla kullanılmış olan yazımızı bilmelidir. Okullarda tarih diye balığın tırmandığı kavak maval ve masallarına son verilmelidir. Biyoloji derslerinde Evrim teorisi anlatılamaz mı? Elbette anlatılır ama mutlak bir gerçek olarak değil, iflas etmiş, geçersiz, hurafe bir teori olduğu söylenerek…
Okurlarsa, Evrimciler ve resmî ideoloji bağımlıları bu yazıma kızacaklardır. Buyursunlar, safsata ve demagoji yapmamak şartıyla tutarlı cevaplar versinler. Mesela, 70 milyonluk bir halkın atalarının mezar taşlarını okuyamayacak kadar cahil bırakılmasının (güçleri yetiyorsa) iyi bir şey olduğunu ispat etsinler.
Mustafa Kemal Paşayı Anadoluya Sultan Vahdettinin göndermediğini ispat etsinler. On binlerce kargacık burgacık şekille yazılan ve okunan Çincenin, Çinin ilerlemesine engel olup olmadığı konusundaki yüksek ve parlak fikirlerini beyan etsinler.
Bana gerici demekle, çağdışı demekle neyi ispat edecekler? Çağdışı olduklarını, yobaz olduklarını, hurafe olduklarını, berbat bir ideolojiye din gibi inandıklarını mı ispat edecekler? 18 Mayıs 2010