Otuz Öğrencilik Sınıf
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 22 Aralık 2018
İmam-Hatip lisesinde otuz kişilik bir son sınıf… Bazı özelliklerini sayıyorum:
1. Otuz öğrencinin otuzu da Osmanlıca okumayı bilir.
2. Üç öğrenci Osmanlıca’yı çok iyi okur ve anlar.
3. Bunlardan biri siyakat ve divanî yazı dahil arşiv vesikalarını okuyabilir.
4. Beş kişi rık’a yazısını ehliyetli bir hattattan okumuş, öğrenmiş ve icazet almıştır. Notlarını Osmanlıca tutar.
5. Bir öğrenci sülüs ve bir diğeri talik yazısına çalışmaktadır, ileride icazet alacaktır.
6. Dört öğrenci geleneksel İslâm-Osmanlı sanatlarından birini öğrenmeye çalışmaktadır. (Ebru, tezhib, yazmacılık, sedefkârlık, ağaç oyma, eski usül miklebli kitap cildi, elyapımı kağıt vs…)
7.Üç öğrenci Fuzulî divanını orijinal metninden yanlışsız okuyacak, mânâsını anlayacak, metin şerhi yapacak derecede edebiyat-ı Osmaniyeye vakıftır.
8. İki öğrenci (şiir kıymeti olmasa da) aruzla manzume yazabilmekte, ebced hesabıyla tarih düşürebilmektedir.
9. Bütün sınıf Arapça bilir. Üç öğrencinin Arapçaları çok iyidir. Klasik Arapça risaleleri tercüme edebilmektedir.
10. Bütün sınıf Fars lisanına âşinadır. İçlerinden ikisi Farsça konuşabilir ve yazabilir.
11. Otuz kişinin otuzu da aksatmadan beş vakit namazı dosdoğru kılmaktadır.
12. Okul saatlerinde namazlar cemaatle kılınmaktadır.
13. Otuz talebenin otuzu da İslâm ahlâkı ile ahlâklıdır. Her biri erdemli birer küçük beyefendidir. Kendilerinde zerre kadar serserilik, tulumbacılık, hafifmeşreblik, sululuk, ciddiyetsizlik, itlik, laubalilik yoktur.
14. Öğrencilerden biri profesyonel fotoğrafçı olmak için özel ders almaktadır.
15. Eli resme yatkın biri Şeriatın izin verdiği sınırlar içinde yağlı boya ve sulu boya resim yapmaktadır.
16. Öğrencilerden birkaçının Osmanlıcadan transkripsiyonu, birinin Arapçadan, birinin Farsçadan yaptığı tercümeler yayınlanmıştır.
17. Sınıfın tamamı az veya çok İngilizce bilmektedir.Üç öğrencinin İngilizcesi mükemmeldir.
18. Bir öğrenci, uluslararası bir gençlik dergisine İngilizce bir yazı göndermiş ve basılmıştır.
19. Öğrencilerin otuzunun da itikadı sahihtir. Bid’at, sapıklık, itizal yoktur.
20. Ders saatleri dışında ve tatil günlerinde şehrin ulemasına, meşayihine, üdeba, esatiz ve fudalasına gidip ders almakta, sohbet dinlemektedirler.
21. Öğrencilerden biri tarikat-ı seniyye-i Mevleviyeye bağlıdır, âyinlerde sema yapmaktadır. Sınıfın en ağırbaşlısı ve bilge genci odur.
22. Üç öğrenci tarikat-i aliye-i Nakşibendiyeye mensuptur. Bunlar birer gizli hazinedir. Yüzlerinde nur parlamaktadır.
23. Kadirî, Rufaî, başka tarikat mensupları da vardır. Hepsi de birbirinden dindar, olgun ve efendidir.
24. Yatılı öğrencilerin yemekhanesinde bir lokma ekmek bile atılmamakta, ziyan edilmemektedir. Ekmek onların dilinde nân-ı azizdir.
25. Okul tarihinde yemek beğenmemek (çorba, nohut, makarna…) gibi bir hadise görülmemiştir.
26. Otuz öğrencinin otuzu da mürüvvetlidir, fütüvvetlidir, hamiyetlidir (vatanseverdir.)
27. İmtihanlarda bir öğrenci bile kopya çekmez.
28. Bilgi ve kültürün yanında ahlâk ve karakter terbiyesi de almaktadırlar.
29. Bu öğrencilerin hepsi de Müslümandır, içlerinde bir tek İslâmcı yoktur.
30. Otuz kişilik bu sınıfı derslerde görmelisiniz. Sanki bir genç bilgeler meclisidir.
İlaveler:
A. Öğrenciler, Fransa’nın iyi liselerinin parlak öğrencileri seviyesinde psikoloji, mantık, ahlâk (felsefenin bir dalı olarak), estetik, metafizik kültürüne sahiptir.
B. Sanat tarihi ve kültürü; İslâm sanatı, Selçuklu sanatı, Osmanlı sanatı, Endülüs sanatı vs hakkında yeterli bilgileri vardır.
C. Ayda birkaç kez kütüphanelere gidip kitap okurlar, kendi çaplarında araştırma yaparlar.
Ç. Öğrenciler aktif politika ile meşgul olmazlar, ideolojik etkinlikleri yoktur.
D. Sınıfta bir veya iki süper öğrenci, beş kadar derecesi yüksek öğrenci, on kadar iyi öğrenci, on kadar orta öğrenci vardır. Zayıf öğrenci hiç yoktur.
E. Ölçü şudur:İngiltere’deki meşhur Eton Koleji öğrencileri ile mukayese edilse, müsabaka ettirilse bizimkilerin üstün olması ve gelmesi gerekir.
Erkek kadın bütün insanların ve diğer mahlukatın yaratıcısı Yüce Allah’tır.
Allah iradesi ve hikmetiyle dilediği insanı erkek, dilediğini kadın yaratmıştır.
Kimsenin bu konuda şikâyete, isyana hakkı yoktur.
İnsan olmak açısından, hukuk önünde herkes eşittir.
İnsan olarak eşittirler ama erkekler erkektir, kadınlar kadındır.
Allah kadınlara hak, hürriyet, haysiyet, bazı konularda şeref bahş etmiştir.
Kadınların erkeklerden üstün olduğu taraflar vardır, erkeklerin kadınlardan üstün olduğu taraflar vardır.
Feminizm İslâm’a uymayan sapık bir ideolojidir.
Nice gayr-i müslim veya çağdaş kadın bile feminizmi reddediyor.
Aklı başında olgun, şuurlu bir İslâm kadını feminist olamaz.
Kur’ân’ı, Sünneti ve Şeriatı feminist zihniyet ve mantıkla tenkit edenler, onlarda noksanlık ve adaletsizlik bulanlar kâfir olur.
Buharî’de ve diğer muteber ve güvenilir hadîs kitaplarında yer alan kadınlarla ilgili hiçbir sahih ve mütevâtir hadis red ve tenkit edilemez.
“Buharî’deki bir hadîs için ‘Peygambere söyletilmiş’ demek affedilmez bir saygısızlıktır.
Yüzde yüz kadın erkek eşitliğini kabul etmiş ülkelerde niçin ordunun yarısı erkek, yarısı kadın değil?
Millet meclislerinin niçin yarısı kadın, yarısı erkek değil?
Müsabakalarda (yarışmalarda)niçin kadınlar ayrı, erkekler ayrı yarışıyor?
Niçin futbol takımlarının yarısı kadın değil?
Niçin erkekler çocuk doğurmuyor?
Allah erkeklere ne kadar hak ve haysiyet vermişse erkeklerin o kadarına râzı olmaları, kadınlara ne kadar hak ve hürriyet vermişse kadınların o kadarına râzı olmaları gerekir.
Allah’ın hikmeti sorgulanamaz, tenkit edilemez. Böyle bir şey isyan olur.
Hiçbir insan, kadınların hakları, hürriyetleri, haysiyetleri konusunda Peygamber’den, Ashab’tan, Selef-i Sâlihînden, eimme-i müctehidînden, ulemâ ve fukahadan daha bilge ve bilgili olamaz.
Feministlerin istekleri doğrultusunda Yüce İslâm dininde reform, yenilik, değişiklik, hafifleştirme, ılımlı hale getirme yapmak, işlerine gelmeyen hadîsleri ayıklamak, tarihselcilik safsatasını yaymak densizlikten, dinsizlikten başka bir şey değildir.
Dünya hayatı bir imtihandır. Bu imtihanı başarı ile verenlere, Allah’ın rızasını kazananlara, ebedî âhiret âlemine imanla göçenlere büyük müjdeler vardır. Onlar cennette ebedî mutluluğa kavuşacaktır.
Kur’ân’ı, Sünneti, şeriatı dolaylı ve sinsi şekilde tenkit edenleri, beğenmeyenleri, feminizm hurafe ve safsatalarını din gibi benimseyenleri uyarıyorum: Kendinize yazık etmeyiniz, Müslümanları aldatmayınız!.. 19 Ocak 2010 Salı