Özbekistan
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 18 Kasım 2018
Özbekistan Cumhurbaşkanı
Ankara’ya geldi, iki ülke arasında 22 ayrı anlaşma imzalandı.
Merhum
zamanındaki darbe teşebbüsünden sonra, iki ülke arasında büyük soğukluk ve gerilim olmuştu. Buzların erimesi sevindiricidir.
yurt dışında yaşayan muhaliflere vatanınıza dönün çağrısı yaptı, onlara garanti verdi, bir kısmı döndü. İslâm Kerimof zamanındaki kadar baskı olmasa da,
Hapishanelerde büyük sayıda Müslüman ve İslâmcı bulunmaktadır. Duyduğuma göre, cezası biten bazı Müslümanlar salıverilmiyormuş. Bu olumsuzlukların giderilmesini bir Müslüman olarak temenni ediyor, mağdur ve mazlum kardeşlerime sabır temenni ediyorum…
Gençlerin dindar olmasına, namaz kılmasına, camilere gitmesine karşı çıkılmamalıdır.
Devlet elbette terörle, radikal İslâmcılarla, din sömürüsü ile mücadele edecektir ama bu,
Terörün, radikalliğin en büyük ilacı tasavvuftur, tarikatlardır.
Yine duyduğuma göre,
Diktatör İslâm Kerimof ve eşi Özbek değillerdi. Şevket bey Özbektir… İngilterede Din Devlet birliği ve işbirliği olduğu gibi
Din, inanç, ibadet, inandığı gibi yaşamak yasaklanmamalı; din sömürüsü, terör, radikalizm yasaklanmalıdır.
Şu hususu da belirtmek gerekir ki, İslâm baskıyla durdurulamaz.
Din hizmetleri alim, fazıl, bilge, yüksek ahlâklı, yüksek karakterli, mürüvvetli, fütüvvet ahlâkına sahip, ihlaslı, ziyalı kimselere verilirse olumsuzluklar ortadan kalkacaktır.
Müslüman Özbekler, kumaş ve tahtaları kıymetli, cevherli vasıflı güçlü insanlardır.
İstanbula çalışmak için gelen Özbeklerin büyük kısmı zeki, akıllı, gerçek dindar, namuslu, haysiyetli, faziletli, başarılı insanlardır.
Diktatör Kerimof zamanında yapılan zulümlerin yaraları inşaallah sarılsın.
Şevket beyi kösteklemeye çalışan, dindarların baskı altında tutulmasını isteyen Kerimofçuların başarısızlığı için dua ediyorum.
***
Türkiyemizin tarımının ve hayvancılığının, çökmüş veya çökertilmiş olması maalesef büyük ve çetin bir realitedir.
Bunun çaresi ve çözümü dışarıdan et ithal etmek değildir.
Sağlıklı beslenmek için çok et tüketmek şart değildir. Çok az et tüketerek de sağlıklı beslenebiliriz.
Pirzola, biftek yiyeceğimize,
Yeşil mercimek, nohut, gıda maddesi olarak etten kıymetlidir.
Kaliteli olmak şartıyla sık sık makarna yiyelim. Kepekli tam buğday ekmeği, etten üstündür.
Dikkat buyurunuz, hiç et yemeyin demiyorum,
diyorum.
.
İthal edilen etlere büyük paralar vereceğiz. Bu, israftır, günahtır. Zaten büyük borçlara batmış vaziyetteyiz.
Bundan elli altmış yıl önce esnaf lokantalarında mercimek, patates yemeği bulunurdu. Şimdi yok, çünkü kimse yemiyor. Fakirler de yemiyor. İlle de et…
Aslında ülkemiz tahıl ve hayvancılıkta, iç ihtiyacı karşıladıktan sonra dünyaya ihracat yapabilir ama kötü politikalar yüzünden yapamıyor.
Türkiye Müslüman bir ülkedir.
14.11.2017