Paşabahçe’de Dönen Dolaplar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 10 Şubat 2019
Çarşamba
1. Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı zamanında Paşabahçe sırtlarında hazine arazisi satıldı ve o zamandan beri o bölgeye 3500 villa yapıldı. Bunlar şu anda 250 bin dolar ile 500 bin dolar arasında fiyatlarla satılmaktadır.
2. Paşabahçe’deki Şişe ve Cam fabrikası kasıtlı olarak zarar ettirilmiş ve kapatılmıştır. Fabrikanın iki yüz dönüm arazisi vardır. Metre karesi 5000 dolar etmektedir. Birtakım şahıslar, şirketler, mafyalar, çeteler bu araziye göz dikmişlerdir.
3. Bu gibi işlerde, kardeşi ile birlikte çeşitli kirli rant işlerinden milyarlarca dolar kazanan bir politikacı vardır.
4. Arazi ve villa rantçıları Paşabahçe’deki diğer fabrikaları da kapattırıyor, orta sınıf halkı da göçe zorluyor.
5. 1991 yılında Paşabahçe Şişe ve Cam fabrikasında 21 gün süren bir işçi direnişi olmuş, o zaman sayın Deniz Baykal bizzat gelmiş, ilgilenmişti. Son direnişte Baykal’ın hiç sesi çıkmadı, köşe bucak kaçtı. Acaba neden?
6. Paşabahçe Şişe ve Cam fabrikası yakın zamanlara kadar ülkemizin çok başarılı, çok üretken, çok kazançlı bir kurumu iken kasıtlı ve garazlı olarak batırılmıştır. Birtakım karanlık güçler, lobiler, gruplar fabrikanın arazisine gök dikmişlerdir. Bu işin ardında milyarlarca dolarlık bir rant vardır. 870 işçi perişan olmuş, onların alış-verişleriyle geçinen esnaf da perişan olmuştur; bu perişanlıklar karanlık güçlerin umurunda bile değildir.
7. Paşabahçe’deki direniş esnasında dehşetli baskı yapılmış, 6500 polis fabrikayı sarmıştır.
8. Paşabahçe halktan arındırıldıktan sonra oraya uluslararası beş yıldızlı oteller, marinalar yapılacak, her biri milyonlarca dolar eden lüks yatlar otelin rıhtımına yanaşacakmış.
9. Türkiye’de cam sanayii baltalanırken, komşumuz İran’ın cam ve şişe sanayii her geçen gün biraz daha başarılı olmakta, sağlıklı bir şekilde gelişip ihracat yapmaktadır. İranlılar, gümrük ödeyerek, büyük taşıma masrafları yaparak mallarını Türkiye’ye getirmekte ve bizim ürünlerimizden daha ucuza satmaktadır.
10. Paşabahçe’de dönen dolaplarda tekelleşmiş, kartelleşmiş büyük bir medya kuruluşunun ve onun başındaki baba-patronun da parmağı vardır. Kardeşi ile birlikte milyar dolarlarına milyar dolar katan politikacı baba-patron ile çok sıkı fıkıdır, aralarından su sızmamaktadır.
11. Nâdir istisnalar dışında medya, yani büyük gazeteler ve büyük televizyonlar Paşabahçe fabrikasının kapatılmasının içyüzünü kamuoyuna duyurmamaktadır. Çünkü ayda otuz kırk bin dolar maaş alan, Hint mihracelerini imrendirecek koru içindeki lüks köşklerde yaşayan büyük gazeteciler ülkenin, milletin, devletin menfaatleri yönünde değil, rantçı patronların ve çetelerin işine gelen şekilde yayın yapmaktadır.
12. Türkiye bir rantlar ülkesi olmuştur. Nüfusun binde birini bile oluşturmayan büyük rantçılar kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmemektedir.
13. Paşabahçe fabrikasının iflas ettirilmesi, kapanması, kapatılması meselesinin içyüzünü hangi müessese araştıracaktır? Büyük Millet Meclisi bu konuda bir şey yapabilir mi? Yargı devreye girebilir mi?
14. Kamuoyunu harekete geçirebilmek için bu konuda, sağlam bilgiler ve belgeler ihtiva eden bir rapor hazırlanmalı, bundan en az yüz bin adet basılarak ülkenin her yerine gönderilmeli ve halka okutulmalıdır.
15. Sivil güçler ve kuruluşlar niçin sessiz kalıyor? Bu gibi konularda niçin ellerinden geleni yapmıyor, ağırlıklarını koymuyor?
16. Halkımızın, devletimizin, ülkemizin menfaatlerini ve haklarını korumakla mükellef ve vazifeli kişiler ve kuruluşlar bu gibi konularda niçin pasif ve sessiz kalıyor?
17. Bu satırları yazdığım için ben suçlu olabilir miyim?
18. Kapatılan, kapanan her fabrika ülkemiz, devletimiz, milletimiz için bir kayıp değil midir?
19. Başta sayın Mesut Yılmaz ve sayın Hüsamettin Özkan olmak üzere politika hayatımızın ağır topları bu gibi rant dolaplarıyla niçin mücadele etmiyorlar? Onların Paşabahçe işini çok iyi bilmeleri gerekir. Çünkü o civarda lüks villaları bulunmaktadır, hâdiseye çok yakındırlar. Evet niçin susuyorlar? Niçin haykırmıyorlar?
20. Bizden binlerce kilometre uzaktaki Çin’den, Taiwan’dan, başka ülkelerden bize bir yığın mal geliyor, akıl almaz ucuz fiyatlarla satılıyorken biz niçin kendi fabrikalarımızda ucuza mal çıkartamıyoruz?
21. Paşabahçe fabrikasının malları niçin bazı aracı firmalara verilmiş, bu yüzden maliyet arttırılmış ve sonunda fabrika zarar eder hale getirilmiştir. Bu aracılıklardan kimler ne gibi menfaatler sağlamıştır?
22. İstanbul’un en güzel ve manzaralı yerleri rantçılara peşkeş çekilmektedir. Yeşilliğinin, tabiî manzarasının mutlaka korunması gereken Boğaziçi sırtları, vadileri, tepeleri on onbeş yıl içinde nasıl olmuş da on binlerce lüks villa ile doldurulmuştur? Bunun hesabını soracak, yapılanların kanunlara ve millî menfaatlere uygun olup olmadığını araştıracak merciler niçin harekete geçmemektedir?
23. Son dört yıl içinde ülkemizin çeşitli bölgelerinde binlerce fabrika ve büyük işletme, onbinlerce atölye, yüz binlerce iş yeri kapanmış, milyonlarca çalışan perişan edilmiştir. İflas edip kapanan bazı fabrika ve işyerlerini yabancı sermaye kelepir fiyatlarla satın alıyor. Bu olup bitenler Türkiye’nin yararına mıdır, zararına mıdır? Bunun sorumluları kimlerdir? Onlardan niçin hesap sorulmamaktadır?
24. Bazı adamlar rantçılarla, çetelerle, mafyayla işbirliği yaparak milyonlarca, on milyonlarca, hattâ bazıları yüz milyonlarca ve milyarlarca dolar kara ve haram para kazanmıştır. Bu adamların araştırılması, haklarında dosyalar tanzim edilip yargılanmaları gerekmez mi?
25. Eski içişleri bakanı Sadettin Tantan niçin uzaklaştırılmıştır? Onun hazırlattığı bazı dosyalar niçin derin dondurucuda saklanmaktadır?
26. Ülkeyi, milleti, devleti perişan eden rantçılara, çetelere dur diyecek bir kuvvet ve makam yok mudur?
27. Aydınlarımızın, seçkinlerimizin, vekil ve temsilcilerimizin üzerine ölü toprağı mı serpildi? Niçin haykırmıyorlar, niçin ortalığı velveleye vermiyorlar? 15 Ağustos 2002