Çarşamba

 

Madde 1: Müslüman Türkiyelilerin varlığı İslâm’a dayalıdır. Türkiyeliler güçlerini ve enerjilerini İslâm’dan almaktadır. Binaenaleyh Türkiye’yi yıkmak, Müslümanları zelil ve zebun hale getirmek için var gücünüzle İslâm’a saldıracak, halkı İslâm’dan kopartmak için çalışacaksınız.

Madde 2: Doğrudan doğruya İslâm’a saldıramazsanız “Gericilik, Şeriatçılık, dincilik…” gibi kelime ve kavramların arkasına saklanacaksınız.

Madde 3: Türkiye’nin Müslüman halkını, eğitilmesi ve güdülmesi gereken sömürge yerlileri gibi görecek ve onlara evrensel insan haklarının tamamını vermeyeceksiniz. Aksi takdirde İslâm’ı isterler, İslâm’ı seçerler, İslâm’ı yaşarlar. Bu ise bizim sonumuz olur.

Madde 4: Türkiyelileri sadece dinlerinden, imanlarından kopartmak yeterli değildir. Onları gerçek tarihlerinden, atalarından, zengin edebî lisanlarından, millî sanat ve estetiklerinden de kopartmak, uzaklaştırmak gerekir.

Madde 5: Yeni, mitolojik, düzmece, sahte bir tarih imal edilecek; gerçek tarih gizlenecek ve kötülenecektir.

Madde 6: Onbinlerce kelime ve kavram ihtiva eden zengin, edebî, yazılı Türkçe unutturulacak, onun yerine birkaç yüz kelimelik günlük konuşma, sokak, çarşı-pazar, iletişim Türkçesi hâkim kılınacaktır.

Madde 7: Türkiyelileri mâzilerinden, millî kültürlerinden, millî kimlikleriden, millî hâfızalarından kopartmak için; onlar halkıyla, aydınıyla, okumuşuyla toptan

“Okuma-yazma bilmeyen bir toplum”

haline getirilecektir.

Madde 8: Türkiyelilerin gerçek ve temel değerleri yürürlükten kaldırılacak; onların yerine para, madde, zenginlik hırsı, futbol ve şarkı-türkü yıldızları, hedonizm, zevk u sefa, seks azgınlıkları, lüks ve konfor ibtilâsı getirilecektir.

Madde 9: Gençlik 10 yaşından itibaren uyuşturucuya, içkiye, sigaraya alıştırılacaktır. Yine on yaşında büluğa erdirilip seksle tanıştırılacaktır.

Madde 10: Batı medeniyeti bir bütündür. Batı’nın dansı, kadın erkek ilişkileri, içkisi, seks serbestliği o medeniyetin vaz geçilmez unsurlarıdır. Türkiye halkı bunlardan nasibini alacaktır.

Madde 11: Türkiye halkı bir bütün olursa onu gütmek, yönlendirmek, uygarlık ufuklarına füze gibi fırlatmak zor olur. Binaenaleyh halk Türk-Kürt, Sünnî-Alevî, Dinci-Lâik, İlerici-Gerici, Sağcı-Solcu diye birbirine düşman kamplara ayrılacak, bunlar çeşitli provokasyon ve manipülasyonlarla çekiştirilip tepiştirilecek ve bu esnada “Böl, parçala ve hükm et” ilkesi uyarınca saltanat ve hakimiyetimiz devam ettirilecektir.

Madde 12: Helâl kazanç, namuslu ticaret gibi kavramlar birer ütopyadan ibarettir. Sanayiin, ticaretin, finans işlerinin, büyük kapitalizmin yoluyla yordamıyla işlemesi ve yürümesi için her vasıta mübahtır.

Madde 13: Müslümanların, muhafazakârların, milliyetçilerin büyük fabrikalar, büyük işletmeler, büyük holdingler kurmasına izin verilmeyecek, böyleleri “Yeşil Sermaye” olarak vasıflandırılıp karalanacaktır.

Madde 14: İslâm’ın aşırısı, ortası, ılımlısı olmaz. İslâm bütünüyle büyük bir tehdit ve tehlikedir.

Madde 15: Aile, Türkiye toplumunun çekirdeğidir. Aileyi İslâm’dan, İslâmî prensiplerden ve hükümlerden uzaklaştırabilirseniz gayenize yaklaşmış olursunuz.

Madde 16: Türk kadınları ve kızları mutlaka İslâmî hayattan ve kültürden kopartılmalıdır.

Madde 17: Türkler yabancılaştırılmalıdır. Türkiyeliler Türkiye evlerinde oturmamalıdır. Türkiyelilerin dekorasyonu millî olmamalıdır. Hayat tarzları kendi tarihlerine, kültür ve medeniyetlerine uygun olmamalıdır.

Madde 18: Türkiyelilere dinî dernek kurma hakkı verilmemelidir. Böyle haklar medenî ülkelerde vardır ama bizim halkımız henüz medenîleşmediği için ona bu hak tanınamaz.

Madde 19: Büyük medya zamanımızın en büyük gücüdür. Müslümanların bu güce sahip olmaması için gerekli bütün tedbirler alınmalıdır.

Madde 20: İslâmî hareketin, İslâmcılık cereyanının, dinî grupların ve cemaatlerin içlerine ajanlar, casuslar, provokatörler, manipülatörler sokularak bunlar istediğimiz şekle konulacak, istediğimiz istikametlere yönlendirilecektir. İslâmî teşekküller öyle kendi başlarına bırakılamaz.

Madde 21: Dinî hizmet ve faaliyetler Müslümanların en yetersizlerine, ehliyet ve liyakatsizlerine verilerek dejenere edilmelidir.

Madde 22: Bizim için en iyi Müslüman, en câhil, en vasıfsız, en yetersiz olanıdır.

Madde 23: Müslümanların içindeki en ahlâksız, en karaktersiz, en bozuk, en faziletsiz kimseler tarafımızdan teşvik edilmeli, bunların İslâmî hizmet ve faaliyetlerin başına geçmeleri sağlanmalıdır.

Madde 24: Mesih’in emir ve tâlimatları gereğince bir kısım Müslüman kökenliler eğitilerek bize benzetilmeli, birtakım hizmetler bu Benzetilmişlere yaptırılmalıdır.

Madde 25:Mimarlık ve şehircilik çok hayatî, çok önemlidir. Yeni yapılarda kesinlikle millî-İslâmî mimarlık üslubu bulunmamalıdır.

Madde 26: Bikini mayoya evet, başörtüsüne hayır!

Madde 27: Kendi çocuklarımızı, Mesih’in torunlarını ülkenin ve dünyanın en pahalı ve vasıflı üniversitelerinde, büyük masraflar yaparak (Zaten para dolaylı şekilde halktan çıkmaktadır) okutmalıyız. Müslümanların çocuklarının câhil ve yetersiz kalması için her tedbire başvurmalıyız.

Madde 28: Türkiyelileri kendi başlarına bırakırsak bu ülke kısa zamanda bir Japonya, bir Güney Kore, bir Tayvan haline gelebilir. Binaenaleyh ülke sanayiinin, ziraatinin, hayvancılığının, finansının bizim tesbit ettiğimiz sınırların ötesine geçmesine engel olmalıyız.

Madde 29: Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Bu ülke bizimdir. Bu ülkeyi, bu halkı uygarlaştırmak vazife ve misyonu bize verilmiştir. Bu vazifemizi sonuna kadar yapacağız. Hiçbir güç bizi kutsal mesihî yolumuzdan çeviremez.

Madde 30: Türkiye’de devletin, Büyük Millet Meclisi’nin, halk oyuyla seçilmiş iktidarın, kanunların, insan haklarının, hukukun, demokrasinin üzerinde bir irade vardır. Bu irade Mesih’in iradesidir. Bu iradeye karşı gelenler merhametsizce cezalandırılacaktır.

Madde 31: Müslüman Türkiyeliler seçimlerde yüzde 90 oy alsalar bile onların dediği ve istediği değil, bizim dediğimiz ve istediğimiz yapılacak ve olacaktır. Böylece biline ve mucibince amel edile…

Madde 32:

Acı Soğanlar

baş olamazlar. Kendilerine vazife verilir. O vazifeyi sadık bir şekilde yerine getirirlerse ne âlâ, aksi takdirde başaşağı edilirler. 05 Mayıs 2005