Politikada Vasıf Eksikliği
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 31 Aralık 2018
Cuma
Son genel seçimlerde, gerek AK Partisi’nde, gerekse CHP’de nice güçlü ve vasıflı politikacı elendi, aday yapılmadı. Bizde az buçuk demokrasi var, çoğulculuk var, çeşitli siyasî partiler var ama
Seçim sistemimiz şudur: Halk kendi vekillerini değil, parti başkanının istediği ve seçtiği vekilleri seçiyor. İngiltere’deki sistem böyle değildir. Orada dar bölge seçim sistemi vardır. Her seçim bölgesinde bir tek aday olur. Bu adaylar, seçim bölgesi dar olduğu için halkla yüz yüze görüşür, hattâ kapı kapı evleri, işyerlerini gezer, kendini tanıtır, seçmenler onu görür, değeri hakkında fikir edinir ve ondan sonra oyunu verir, vekili seçer. Orada, partilere oy verildiği kadar adaya da oy verilir.
Böyle bir sistem politikanın kalitesini yükseltir. Parlamentoya vasıflı vekiller girer. Bizdeki politikanın en büyük eksikliği, yalanın ve aldatmanın suç sayılmaması ve bu suçları işleyenlerin cezalandırılmamasıdır.
Bir politikacının yalan söylemesi, halkı aldatması sadece ahlâksızlık değil, aynı zamanda suçtur ve mutlaka cezalandırılması gerekir. Seçimlerden önce, halkı kandırmak için bol keseden sözler verİyor, yalanlar söylüyor ve seçmenleri aldatıyor. Seçimi kazanıyor ve bunlar yanına kâr kalıyor. Böyle bir siyaset kirli bir siyasettir.
Kaç sene oldu tam hatırlamıyorum. ABD’de bir zat
yapılmak istenmişti. Bu zat bakan olmayı kabul etmedi, edemedi, medyaya beyanat verdi.
demişti.
Diktatör zihniyetli parti başkanları hür fikirli, cesaretli, vasıflı, üstün politikacıları sevmezler ve istemezler.
Uysal,
tercih ederler.
Siyasetin vazifelerinden biri de “Çare ve çözüm üretmektir.” Bizim siyasetimiz bu üretimde çok yetersizdir. Çünkü son seçimlerde gerek AKP, gerekse CHP güçlü, vasıflı, yetenekli nice politikacıyı Meclis dışı bırakmıştır.
Ülke, devlet, halk büyük tehlikelerle ve tehditlerle karşı karşıyadır.
Ergenekon meselesi… Ulusalcılık meselesi… Ayak sesleri duyulan büyük iktisadî kriz… Egemen azınlığın Türkiye’yi totaliter/otoriter bir rejime götürmek istemesi… Bir türlü bitirilemeyen PKK terörü… Yargı sistemindeki aksaklıklar…
Meclis bu büyük kriz ve meseleler konusunda ne yapıyor? Türkiye’yi kurtarmak için bazı liderlerin feda edilmesi gerekiyorsa bunu yapacak bir irade var mıdır? Eminim, ilk fırsatta vekillerin maaşlarına yüklü bir zam yapılacaktır. Halbuki bundan önce yapılacak nice hayatî iş ve hizmet var.
Onaltı sayfalık küçük bir broşür yayınladım. Tamamı dört renkli tezhipli. İsmi: “Müslümanların Dikkatine 14 Önemli Mesele”. Bedir Yayınevine uğrayanlara bir adet ücretsiz veriliyor. Broşürde yer alan 14 mesele şunlar:
1. En birinci ve önemli hizmetin iman, Kur’an, din için uygun ve tesirli şekilde çalışmak olduğu.
2. Din ve iman hizmetlerinin başarılı olması için gerekli şartların birincisinin ihlâs olduğu.
3. Her devirde, Müslümanların içinde yeterli sayıda vasıflı, güçlü, üstün, ihlaslı din bilgini bulunmasının gerekli olduğu.
4. İslâm’ın sadece bilgiden ibaret olmadığı, doğru bilgilerin yanında aksiyon, ahlâk, yüksek karakter bulunmasının da şart ve zaruret olduğu.
5. Şeriata uygun tarikatın ve tasavvufî faaliyetlerin son derece lüzumlu olduğu.
6. Müslüman toplumun düzelmesi için fütüvvet ahlâkının ve teşkilatının şart olduğu.
7. Lüks, israf, aşırı tüketim, saçıp savurma, gösteriş, gurur ve kibirin kötülüğü, yıkıcılığı.
8. Müslümanların başlarına bir
seçmelerinin vâcib olduğu.
9. İslâmiyetin şehir ve medeniyet dini olduğu.
10. Türkiye Müslümanları yazılı ve edebî zengin Türkçeyi yitirirlerse haysiyetlerini, hürriyetlerini, izzetlerini koruyamazlar.
11. İsâmî hareketin ve Siyasal İslâm’ın dejenere edilmesi, din sömürüsü yapılması Müslümanların geleceğini karartan büyük bir kötülüktür.
12.
13. Din konusundaki çekişmeleri önlemek için itikatta, fıkıhta, ibadetlerde, ahlâkta ve muamelatta Ehl-i Sünnet ve Cemaat mezhebi hükümleri esas alınmalıdır.
14. Namaz ve cemaat konusunda büyük bir seferberlik başlatılmalıdır. (Bedir Yayınevi: 0212 / 519 36 18) 17 Mayıs 2008