Politikayı Kirleten Arivistler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Salı
Arivistler yüzünden politikamız son derece kirlenmiştir. Arivizm ne demektir, arivist kimdir, kısaca tarif edelim: İkbal avcılığı demektir. Ehliyeti, liyakati olmayan bir kişinin; ikbal, makam, mevki, riyaset, ün, servet, güç sahibi olmak için ahlak ve hukuk dışı her yola başvurarak riyaset, makam, mevki, güç, ün, servet, iktidar kazanması demektir.
Arivistlerle kimleri kasd ediyorsun?.. Tanımlarını yukarıda yapmış bulunuyorum. Ehil, layık, namuslu, faziletli, şerefli herkesi tenzih ederim. Benim zorum onlarla değildir. Birçok sahalarda olduğu gibi politikada da uçarak yükselenler olduğu gibi sürünerek yükselenler de vardır. “Yüksek tepelerde hem kartala, hem yılana rastlanır. Biri uçarak, ötekisi sürünerek yükselmiştir.” (Cenab Şehabeddin, Tiryaki Sözleri.)
Türkiye’nin politika arenasında arivist var mıdır? Bu soruya hiç kimse “Yoktur!” cevabını veremez. Vardır ki, politikamız bu denli kirlenmiştir. Politikamız arivistlerden temizlenmedikçe; siyasî faaliyetlerde ahlak, fazilet, bilgelik, vatanseverlik, doğruluk, dürüstlük, ehliyet, liyakat hakim olmadıkça Türkiye iyi idare edilemeyecek, selamet bulamayacaktır.
Arivistlerden nasıl kurtulabiliriz? Politikada yalan söylemek, halkı aldatmak bizde şu anda ahlaksızlık derecesinde bir kabahattir. Hattâ, toplum bunu kanıksamıştır ve normal karşılamaktadır. Ceza Kanunumuza, politik hizmetler ve faaliyetler esnasında yalan söylemeyi ağır bir suç olarak koymamız gerekir.
Yalan söyleyen, halkı aldatan politikacıdan bu ülkeye, bu devlete, bu halka yarar değil, zarar gelir. Onların zâhiren yarar gibi görünen halleri olsa bile, zararları bin kere fazladır. Halka bir konuda söz verip de o sözü yerine getirmemek de ağır bir suç sayılmalıdır. Bir politikacının emanete hıyanet etmesi küçük bir ahlaksızlık değil, büyük ve ağır bir suçtur. Bunun da Ceza Kanunu’nda yeri, tarifi, cezası olmalıdır.
Arivist politikacılar sadece siyaseti kirletmekle, dejenere etmekle kalmazlar; ülkenin tümünü, bütün kurumları kirletir ve dejenere ederler.
Ehliyetli, liyakatli, namuslu, şerefli, doğru, dürüst, faziletli politikacılar; arivist politikacılar kadar cesur, gözü kara, kararlı olmazlarsa ülke batmaya mahkumdur.
Arivistler devletin ve belediyelerin bütçelerini hortumlar. Arivistler işleri, vazifeleri, memuriyetleri, makam ve mevkileri, hizmetleri ehil olanlara değil, kendi yakınlarına ve yandaşlarına dağıtır. Arivistler icabında vatanı da satar, devleti de, halkı da. Arivistin mal, servet, zenginlik sahibi olmak için yapmayacağı hıyanet, yemeyeceği halt yoktur.
Nâdir istisnalar dışında Norveç’te, İsveç’te, Finlandiya’da, İzlanda’da, İsviçre’de arivist var mıdır? Yoktur yoktur yoktur… Olmadığı için de o ülkeler iyi idare edilmekte, ilerlemektedir.
Avrupa ülkesidir ama AB üyesi olmayı lüzumlu görmemiştir ve Birliğin dışında kalmıştır. Orada devlet, hükümet, hukuk, sosyal ve iktisadî hayat, eğitim, üniversiteler, medya dakik bir saat gibi tıkır tıkır işlemektedir. Orada demokrasi vardır, insan hakları vardır, hukukun üstünlüğü vardır, refah vardır, güvenlik vardır. (Bizdeki gibi laiklik yoktur. Anayasaya göre devletin dini Norveç Protestan Kilisesi dinidir. Norveçli anne ve babalar çocuklarını bu dine göre yetiştirmekle mükelleftir. Öteki dinlere de tam bir hürriyet verilmiştir.)
Norveç siyasetinde arivistlerin yeri ve ağırlığı olsaydı o ülke yukarıda kısaca anlattığım gibi olabilir miydi?
Türkiye, dünyanın 10 ileri ve büyük ülkesi listesinde yer alabilir. Nüfusumuz, tarihimiz, ülkemiz, potansiyelimiz buna müsaittir. Türkiye bütün insanlığa örnek ve model teşkil edecek bir tablo sergileyebilir.
Sadece iktisat ve finansta değil; eğitimde, üniversite hayatında, ahlakta, fazilette, sanatta, mimarlıkta, dünya mutluluğunda, sosyal adalette, dürüst ve şeffaf medyada dünya birincisi olabilir.
Niçin olamıyor? Bunun en az bir düzine sebebi vardır. Arivist politikacıların, faziletsiz seçkinlerin, hikmetsiz aydınların (Türkiye’de aydın var mı?) olumsuz işleri, yetersizlikleri, yaptıkları tahribat, verdikleri zarar yüzünden Türkiye bugünkü kötü duruma düşmüştür.
Bizde birtakım iri politikacılar, siyasî hizmet ve faaliyetleri zengin olma yolu ve vasıtası olarak kullanmaktadır. Böyle bir şey meşru mudur, ahlakî midir?
Türkiye halkı arivizm nedir, arivist kimdir, temiz politika nedir, kirli politika nedir, Türkiye niçin Norveç ve Finlandiya gibi temiz değildir?… gibi soruların cevaplarını düşünmekte midir?
Önümüzdeki seçimlere çok az vakit kaldı. Halkımız acaba bu seçimlerde doğru ve isabetli tercihler yapabilecek midir?
Meclis’e girecek seçilmişler, birtakım arivistlerden hesap sorabilecek midir?
Yazımı bitirmeden önce bir sorunun cevabını vereyim:
Başka yok mudur? Elbette vardır… 10 Temmuz 2007