Çarşamba

 

Türkiye nereye gidiyor, nereye götürülüyor?.. Bu soruyu günde bir kere, yahut on kere sormak ve cevap aramak yeterli olmaz. Soru, uyanık olduğumuz bütün zamanlar içinde kafamızda devamlı olarak bulunmalıdır.

Akıl almaz işler oluyor…

• Denizli’de üç cami yıkılmak istendi. Birilerine

“İşte biz cami bile yıkarız sizin aşkınızdan…”

mı denmek isteniyor.

• Bir ilçedeki, eski bir kiliseden çevrilme caminin tekrar kilise yapılması istendi.

“Biz sizin aşkınıza camilerimizi kilise bile yaparız…”

mı denilmek isteniyor.

• Yargıtay Genel Başkan Vekili Osman Şirin, yeni Türk Ceza Kanunu’nun “Dinî inanç ve kanaatini yaymayı men edene 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası” vermeyi öngören maddesinden sadece misyonerlerin yararlanacağını ve bu maddenin değiştirilmesi gerektiğini beyan etti. Demek ki, kaş ile göz arasında, misyonerlerin halkımızı ve ülkemizi dinden çıkartma faaliyet ve propagandalarını korumak için de bir madde konulmuş.

• Son iki sene içinde ülkemizin çeşitli yerlerinde yüzlerce yeni ve bağımsız kilise binası yapıldı ve “işletmeye” açıldı. Ayrıca binlerce ev-kilise açıldı.

• Elli binden fazla agresif, militan, fanatik, azılı İslâm düşmanı Evangelist misyoner Türkiye’de cirit atıyor.

• Misyonerler, güzel ve cazibeli kızlara sokaklarda, meydanlarda İncil ve Teslis kitapları dağıttırıyor.

Türkiye yeni, korkunç, topyekûn bir Haçlı seferi karşısındadır. İş o kerteye gelmiştir ki, Rahşan Ecevit bile dayanamadı ve “Din elden gidiyor” diye feryat etti.

Misyonerlere, Teslisçilere, Haçlılara bütün kolaylıklar gösterilirken; Müslümanlar dinî dernek kurma, tasavvufî dergâh ve zâviye açma, çocuklarına din ve Kur’ân dersi verme, kız çocuklarını tesettürlü olarak okul ve fakültelere gönderme haklarından mahrum bulunuyor. Başlarını eşarpla örten kadın avukatlara ruhsat verilmiyor. Senelerce zahmet çekip elde ettikleri diplomaları bir işe yaramıyor.

Müslüman kadın memureler başlarını örterek çalışamıyor. Misyonerler, Haçlılar, Teslisçiler alabildiğine hür; Müslümanlar ise kıskıvrak bağlı.

Ülkemizde cirit atan misyonerler, Haçlılar münferiden (tek başına) çalışmıyor, hareket etmiyor. Onların çok güçlü, çok zengin, çok köklü dernekleri var. Müslümanlara ise dinî dernek kurma hakkı tanınmıyor. Türkiye vatandaşı üç-beş Müslüman bir araya gelseler ve “İslâm’ı Yayma ve Koruma, Misyonerlerle Mücadele Derneği” adına bir dernek kurmaya kalkışsalar İçişleri Bakanlığı onlara izin vermez. Böyle adalet olmaz! Böyle eşitlik olmaz! Böyle insan hakları ve hürriyetleri olmaz!

Ülkemizde misyonerlere tanınan haklar ve hürriyetler dindar olmayan vatandaşlarımızı bile isyan ettirecek bir hale gelmiştir.

Efendiler, efendiler, efendiler! Sadece din elden gitmiyor… Ülke elden gidiyor… Devlet elden gidiyor… Başkan Bush’un dostluğuna güvenenlere, bu dostlukla iftihar edip gururlananlara ne demeli… Başkan Bush çok aşırı bir Evangelisttir. Başkan Bush, İslâm Peygamberine “hâşâ- “Terörist” diyen papazın mürididir. Başkan Bush Irak’ta Müslümanları katl eden, Müslümanların evlerini başına yıkan, Müslümanları kan ve ateş içinde mahv eden bir siyasî gücün tepesindedir.

Başkan Bush’un dostluğu hiçbir Müslümana itibar, şeref kazandırmaz. Birtakım Müslümanlara sesleniyorum: Afyonlandınız mı? Gazozuna uyku ilacı konulan mahalle kızının durumuna mı düştünüz? Sizde İz’an, vicdan, din gayreti kalmadı mı?

Allah’tan korkmuyor musunuz? Peygamber’in (Salat ve selam olsun O’na) ruhaniyetinden utanmıyor musunuz? Yarın İlahî Mahkeme’de bu gafletinizden dolayı hesaba çekileceğinizi düşünmüyor musunuz? Siyasî tercihlerinizi dininizden üstün mü tutuyorsunuz?

Memleket satılıyor, kılınızı bile kıpırdatmıyorsunuz.

Evvelki gün Kemerburgaz taraflarında oturan bir dostum telefonla bildirdi: Yabancılar oralarda geniş araziler almak için faaliyete geçmişler. Toprağı olanlara çuvalla para teklif ediyorlarmış.

Memleketimiz yeni bir istilâ tehdidi karşısındadır.

• Dini imanı para olanlara lânet olsun.

• Kendi menfaatlerini milletin, ülkenin ve devletin menfaatlerinin üzerinde görenlere lânet olsun.

• Kendi şahsî ikballeri, nüfuzları, prestijleri, ünleri için Haçlıları ülkemizin, halkımızın, devletimizin başına musallat edenlere lânet olsun!

Kötü durumu görerek yürekleri kan ağlayan vatandaşlar! Sizlere tercüman olmaya çalışıyorum.

En güçlü silah propagandadır. Çevrenizde bu konuları devamlı olarak işleyiniz. Geceleri evlerde sohbetler tertipleyip çevrenizi uyandırınız.

Şöyle deyiniz:

“Ülke o kadar korkunç bir uçurumun kenarına getirilmiştir ki, Rahşan Ecevit bile “Din elden gidiyor” diye bağırmak zorunda kalmıştır.”

Rahşan Ecevit “Din elden gidiyor…” diye feryat ederken, Müslüman geçinip de alçakça susanlara yazıklar olsun! Türkiye yeni bir iç savaşın eşiğine getirilmek isteniyor.

Böyle giderse Müslüman-Hıristiyan çatışmaları, çekişmeleri başlayacaktır, başlatılacaktır. Hiçbir savaş parasız yapılmaz. Türkiye’ye karşı başlatılan yeni ve topyekûn Haçlı seferinin bütçesi milyarlarca dolardır.

Bu paralarla:

* Yeni müstakil kilise binaları yapılmaktadır, yapılacaktır.

* Eski tarihî kilise binaları ve harabeleri tamir edilmektedir, edilecektir.

* Binlerce ev-kilise açılmıştır, açılacaktır.

* Milyonlarca İncil ve Teslis propagandası kitabı basılıp dağıtılacaktır.

* Birtakım fakir ve sıkıntılı kimselere din değiştirmeleri için para yardımı yapılacaktır.

* Dolaylı yollardan birtakım aç köpeklerin önlerine yağlı rant kemikleri atılacaktır.

Türkiye’nin iç barışı, toplumsal uzlaşması, milli birliği tehlikededir. Ülkemize gelen Haçlılar hemen güneydoğu bölgemize gidiyor ve Kürtçülük hareketini teşvik ediyor.

Türkiye’yi parçalamak istiyorlar. Türkiye’yi sömürge haline getirmek istiyorlar. Türkiye’de İslâm’ın ve Müslümanların belini kırmak istiyorlar. Büyük halk yığınlarını afyonlamak, sersemletmek, düşünemez hale getirmek için her şeytanlığı yapıyorlar.

Osmanlı devletini misyonerler yıkmıştı. Cumhuriyeti de yıkmak istiyorlar. En büyük korkuları Müslüman Türkiye’nin Japonya gibi kalkınması ve insanlığın birinci liginde yarışmasıdır.

Müslüman halkımıza sesleniyorum: Bütün yasal, meşru imkanlarla tepki gösteriniz. Aksi taktirde yok olacaksınız, yok edileceksiniz. 06 Ocak 2005