Ramazan Hazırlıkları
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 28 Ocak 2019
Cuma
Yeni bir Ramazan’a yaklaşıyoruz. Bu mübarek ay ile ilgili ne gibi dinî-dünyevî hazırlıklarımız vardır?
-Halkımızı oruca, namaza, hayır ve hasenat yapmaya, ibadet etmeye davet eden çeşitli broşürler hazırladık mı? Bunları milyonlarca adet bastırıp dağıtma ve okutma planları yaptık mı?
-Büyük bir ahlâk buhranı içindeyiz. Ahlâksızlığa karşı ne gibi uyarıcı, yetiştirici ve islah edici yayınlar hazırladık?
-Agresif Evangelist misyonerler vatanımızın her köşesinde cirit atıyor.Yeni kiliseler yapılıyor, açılıyor. Birtakım vatandaşlarımız para, menfaat karşılığında aldatılıyor.Yurt çapında binlerce ev-kilise açılmış olduğu söyleniyor. Misyonerler her yıl milyonlarca İncil ve broşür bastırıp dağıtıyor.Yabancılar harıl harıl mülk satın alıyor. Türkiye’yi Hıristiyanlaştırma faaliyetlerine karşı bizler neler yapıyoruz? Şimdiye kadar Hıristiyanlık ve misyonerlik ile ilgili kaç broşür yayınladık? (Cevabını vereyim: Hiç…)
-Maalesef dindar Müslümanların bir kısmı bile parayı, maddeyi, lüksü, israfı (aşırı tüketimi) en büyük ve temel değer olarak görmeye başlamışlardır. Dinimiz israfı (saçıp savurmayı, ihtiyacından fazla harcamayı) haram kılmıştır. Kur’ân-ıKerîm müsrifler (saçıp savurucular) için “Allah müsrifleri sevmez” buyurmaktadır. Milyonlarca Müslüman fakr u zaruret içinde yaşarken, tuzu kuru zengin ve varlıklı Müslümanların Nemrud, Firavun, Neron gibi israflı ve şatafatlı lüks hayat sürmeleri doğru olmadığına göre, bu konuda Ümmet-i Muhammed’i uyarmak gerekmez mi? Müslümanlara nasihat etmek gerekmez mi? Biz bu konuda ne yaptık, ne yapıyoruz?
-Tarihî ârızalar ve kazalar yüzünden Türkiye Müslümanları ilim, kültür, sanat, iktisat, ticaret sahasında geri kalmışlardır, marjinal hale düşmüşlerdir. Onları bu gerilikten kurtarmak için ne yapıyoruz? Bu konuda ne gibi kitaplar, kitapçıklar, broşürler yayınladık? Ne gibi faaliyetlere giriştik?
-Tesettür konusunda dindar Müslüman kızlar ağır baskılar altındadır. Dünyanın hiçbir medenî, demokrat, hukukun üstünlüğüne bağlı, temel insan haklarına saygılı ülkesinde bizdeki gibi başörtüsü yasağı yoktur. Bazı medyacılar milletin gözüne baka baka yalan söylüyor. Fransa’da bütün üniversitelerde, bütün özel okullarda, Katolik okullarında başörtüsü serbesttir. Sadece resmî devlet okullarında yasaklanmıştır.O okullarda da Müslüman kızların “badana” denilen, saçları kapatan, fakat kulakları ve boynu açık bırakan örtüye bürünmeleri serbesttir. Bizim dinsiz, Pembe, anti-demokratik birtakım medyacılarımız “Başörtüsü Fransa’da yasaklandı!” şeklinde sanki yasak mutlakmış gibi yayın yapmaları ahlâksızlık değil midir? Biz bu konuda ne gibi yayınlar yapıyoruz? ne gibi broşürlerle halkı uyarıyoruz?
-Tesettürün bir dinî-şer’î (teolojik) tarafı vardır. Bir de medenî, kültürel, sanatla ilgili tarafı. Seksî olmamak, teşhircilik yapmamak şartıyla; iş hayatına atılan, çalışan, okuyan Müslüman kadın ve kızların, en azından yüksek tabakasının çok sanatlı, çok seviyeli, çok zarif tesettür kıyafetlerine bürünmeleri gerekmez mi? Hizmetçi ve besleme kıyafetiyle biz bu kültür savaşını kazanabilir miyiz? Bu konuda neler yapıyoruz? Doların ve Euronun milyarlarına hükm eden dinî cemaat büyükleri, üst tabaka Müslüman hanım ve kızların daha kaliteli, daha sanatlı, daha üstün bir şekilde örtünmesi için ne gibi ciddî, tutarlı, akıllıca faaliyetler yapıyor?
-Ülkemizdeki eğitim sistemi çökmüş, iflâs etmiştir. Liselerimizde sosyal, edebî, tarihî, felsefî, sanatla ilgili kültür yeterli şekilde verilememektedir. Fen grubu dersleri de yetersizdir. Yeterli olsaydı, öğrenciler avuç avuç para ödeyerek özel dershanelere gitmek zorunda kalmazlardı. Okullarımızdaki en yetersiz ders “Din kültürü” dersidir. Biz Müslümanlar, çocuklarımızı ve gençlerimizi kurtarmak, onları gerçekten kültürlü hale getirmek için paralel ve alternatif bir eğitim sistemi kurmayı düşünüyor muyuz? Dinimizi yüceltecek, ülkemizi ve devletimizi kurtaracak vasıflı Türkiyeliler nasıl yetişecektir? Bu konuda neler düşünüyoruz? Düşünmek yetmez, neler yaptık, neler yapmak istiyoruz?
-İktisat, ticaret, iş hayatımız çok bozulmuştur. Vadeli senetler ödenmemekte, çekler karşılıksız çıkmakta, borçlar eda olunmamaktadır. Fakirler sürünürken, zenginleşenler azıp dağıtmaktadır. Geniş topraklarımız olduğu halde, halkımıza yetecek kadar buğday üretemiyoruz. Ülkemiz çok müsait olduğu halde hayvancılığımız yeterli değildir. Ticaret ve iş faaliyetlerine yalan ve hile karıştırılmaktadır. Medyadan öğreniyoruz, zeytinler simsiyah görünsün diye sağlığa zarar veren zehirli boyalarla boyanıyormuş. Yiyecek ve içeceklerimiz bin çeşit aroma, boya, tadlandırıcı, koruyucu kimyevî madde ile doludur. Zehirli maddeler yiyen ve içen halkımızın büyük kısmı hastalanmıştır. Hastahaneler tıklım tıklım doludur. Bu konuda halkı uyarmak için ne gibi yayınlarımız, faaliyetlerimiz vardır.
-Ezanlar okunuyor ve namaz kılan Müslümanların büyük kısmı camiye gitmiyor, cemaate katılmıyor, Fıkhımız ve Şeriatımız hür ve mukim Müslüman erkeklerin, şer’î özürleri yoksa, farz namazları cemaatle kılmalarını emr etmektedir. Cemaate gelmek veya gelmemek Müslümanın kendisine bırakılmış ihtiyarî bir şey değildir, mecburîdir. Bu hususta ne gibi uyarma, irşad, propaganda çalışmaları yapmaktayız.
-Nezaketsizlik, kabalık, görgüsüzlük, yabanîlik almış yürümüştür. Otobüslerde yaşlılara yer verilmiyor, gecenin ilerlemiş saatlerinde komşular ve çevre gürültü ile rahatsız ediliyor, komşusu aç yatarken sözde dindar geçinen kişi tok yatıyor, sokak ve meydanlarda cinsellik azgınlıkları utanılmadan sergileniyor, bazı lokantalarda nefis olmadığı halde “Nefis döner bulunur” denilerek müşteriler aldatılıyor, büyüklere saygı gösterilmiyor, küçüklere şefkatle muamele edilmiyor, insanların bir kısmı her geçen gün daha bencilleşiyor… Bunca kötülük ve fesat karşısında Müslümanların yüksek tabakası ne gibi çalışmalar, ne gibi emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker faaliyetleri yapıyor?
Maalesef bu sene de mübarek Ramazan münasebetiyle bir hazırlık yapamadık. Yapacaklarımızı tahmin ediyorum:
-İslâm dinine, İslâm Şeriatına, Sünnete, ahlâka aykırı şatafatlı, israflı, gösterişli iftar ziyafetleri tertiplenecek…
-Taşra panayırları şeklinde Ramazan çarşıları kurulacak, oralarda lahmacun, sucuk ekmek, içli köfte, börek, döner satılacak. Çalgılar çalınacak, oyunlar oynanacak, bin bir türlü dine aykırı eğlenceler olacak.
-Ramazan boyunca ekmekten çok pide yenecek, iftara yakın vakitlerde fırınların önünde kuyruklar oluşacak.
-Ramazan birtakım cemaatlerin ve baronların bereketli ayıdır. Taraftarlardan para toplanacak, daha çok para, en çok para, para para para… 18 Eylül 2004