Ribâ ve Zina Azap Getirir
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Aralık 2018
Güvenilir hadis kaynaklarından Hâkim’de, Taberanî’de, Beyhakî’de yer alan ve
hepimizi, bilhassa idarecilerimizi uyarmaktadır.
radiyallahuanh, Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir:
2014 Türkiye’sinin şu hâline bakınız: faiz yaygın hâle gelmiş, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak. Ben faiz almam ve vermem diyen Müslüman bile dolaylı şekilde faizin tozuna, çamuruna bulanmış vaziyette. Namaz kılıyoruz, cebimizde faizli banka paraları. Vicdanımız sızlamıyor.
Zina meselesine gelince ayrı bir felaket.
, İsmet Paşa, Celal Bayar, hattâ 12 Eylül askerî darbe rejimlerinin ceza kanunlarında bile suç olan zina, artık suç olmaktan çıkartılmış.
İşte Resulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bu iki büyük günah ve zulüm bir toplumda yaygın hâle gelirse, onlar
buyuruyor.
Bu uyarı ağaçlara, taşlara, dağlara, ovalara, denizlere, ırmaklara değil biz Müslümanlaradır.
Kur’ân-ı Kerim,
bildiriyor. Yazık ki, bazı ilahiyatçılar
diye bâtıl fetvalar veriyorlar.
Düşük kredi nedir? Yüzde olarak küçük görünür ama beş on senede büyük bir rakam oluşur.
Ribâ üzerine kurulu bir ekonomik sistem, bir İslâm ülkesine ve toplumuna
getirir… Bu iki kere iki eder dört kadar sağlam dini bir bilgidir.
Faizin İslâm’da sadece alınması ve verilmesi yasak kılınmamış, vasıta olanlar, hesabını tutanlar bile lâ’netlenmiştir.
Zamanımızda göklere ser çeken çok acayip binalar yapılmaktadır
Resulullah Efendimiz, Medine’de süslü bir bina yapan sahabenin selamını almamıştır. Binanın süslü kısmını yıktırdıktan sonra almıştır. Bu da muteber hadis kitaplarımızda yazılıdır.
Başta İstanbul olmak üzere, büyük şehirlerimizde gökdelenler inşa edilmeye başlandı, devletin gökdelen inşaatıyla ilgili doğru dürüst talimatı bile yoktur.
Müslüman bir toplum Allah’ın ve Resulullah’ın yasakladığı çirkin günahları, suçları; açıkça, açıkta, küstahça işlerse oraya azap iner, azap inince genel iner. Kendilerini suçsuz sananlar da belâlarını bulur.
Birtakım sofular, dindarlar münker işleri engellemeye çalışmazlar, bunları yapan Müslümanları uyarmazlarsa, onlar da suçlu olur. Faiz alıp vermek, zina yapmak nasıl büyük suçsa nehy-i münkeri terk etmek de suçtur, günahtır.
Riba ve zina ile nasıl mücadele edebiliriz?
Ulemadan bir zata veya bir heyete
Bu risale gözden geçirilir ve
Tabii ki bu yeterli olmaz ama hiç olmazsa bir şey yapılmış olur.
Bu hizmeti kim yapacak? Diyanet mi? Tekrar heyhat diyeceğim…
Türkiye Müslümanlarını tehdit eden bazı büyük günahlar, büyük suçlar, büyük gafletler şunlardır:
1. Riba ve zina.
2. Beş vakit namazın halkın büyük kısmı tarafından yitirilmesi.
3. Müslümanların tek bir ümmet olmaktan çıkıp bin kadar birbirinden kopuk parçaya, hizbe, İslamcılığa ayrılmış olması.
4. İcazetli İslâm ulema ve fukahası yetiştiren
kapalı bulunması.
5. Lüks, israf, gösteriş, saçıp savurma.
6. Kadınların büyük kısmının açılıp saçılması.
7. Dinin, Kur’ân’ın, mukaddesâtın sömürüye, şahsi veya siyasi nüfuz ve menfaate alet edilmesi.
Bu yol bizi necâta, felaha, ebedî mutluluğa mı götürüyor? Yoksa felakete mi?
bilenlerin bilmeyenleri uyarması, aydınlatması, bilgilendirmesi gerekir. Onlar bu hizmet ve vazifeyi yapmazlarsa sorumlu olacaklardır.
elimden geldiği kadar lisanla emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmakla yükümlüyüm. Bu yazı bu amaçla kaleme alındı. Hiç kimse etkilenmese, kaale almasa, önem vermese bile vazifemi yapmış olurum.
, tedbirli olun, o tarihte sokağa çıkmayın diyor. Bazı konularda ise idareciler ve sorumlular halkı uyarmıyor.
İşte bu vahim konuda uyarı yapılmıyor, çürük binalardan bir an önce çıkın, sağlam binalara taşının, elinizden gelen tedbirleri alın denmiyor.
Halkımızın ezici ekseriyeti Müslümandır.
Bu da yeteri kadar hakkıyla yapılmıyor.
Birkaç yıldan beri çok büyük ve engin bir din, vicdan, inanç, ibadet hürriyeti içinde yaşıyoruz. Bu hürriyeti fırsat bilip bazı vazifelerimizi yapmıyoruz.
Geleceğe güvenle bakabilmemiz, hür aziz güçlü Müslümanlar olarak yaşayabilmemiz için çocuklarımızı, güçlü İslam mekteplerinde okutmamız, onları vasıflı Müslümanlar olarak yetiştirmemiz gerekir. Ülkemizde böyle bir eğitim sistemi ve mektepler yok. On milyonlarca Müslüman bu konu üzerinde durmuyor;
Siyaset dedikoduları afyonu. Bu afyona bağımlı olan kimse bir dahi kendisini kurtaramaz.
Hizip ve fırka taassubu afyonu. Cemaat-siyasî iktidar çekişmeleri afyonu. Magazin kültürü afyonu.
Ümmet birliğini, her meşrebe mensup mü’minlerin kardeş olduğunu, siz birbirinizi sevmedikçe gerçekten mü’min olamazsınız hadisini unutanların o bitmez tükenmez
İnsanları canlı cenazeye, uyurgezere, zombiye çevirir. Afyonkeş öldüğünde uyanır ama iş işten geçmiştir.
Bölgemizde savaş tamtamları çalmakta, fitne kazanları fokur fokur kaynamaktadır.
Ukrayna yüzünden üçüncü dünya savaşı patlayabilir. Irak yüzünden… Suriye yüzünden… Balkanlarda Kosova… Kafkasya…
Bu savaşa karşı tedbirli olmamız gerekir.
Bugün ülkemizde, en azından belli bir kesim refah, aşırı tüketim, lüks, israf, saçıp savurma içinde gününü gün etmektedir.
Kalbinde iman, beyninde iz’an, yüreğinde vicdan olan mü’minlere istidracın sonunun iyi olmayacağı bildirilmelidir.
Avrupanın kuzeyindeki
Kuzey denizinden çıkarttığı petrolden zengin olmuştur.
Bizde birtakım kimseler zenginleştikçe azıyor. Lüks arabalar, lüks evler, lüks karılar, lüks hayat, oh yan gel de yat!..
Halk uyarılmalıdır. Tedbirler alınmalıdır.
,
,
çağrılmalıdır.
Müslümanlar Suriye’den, Irak’tan, Mısır’dan ibret almalıdır. Bilenler bilmeyenleri uyarmalıdır.
Bugünkü uykunun, gafletin, parçalanmışlığın, başı boşluğun, fıskın, fücurun, isyanın, tuğyanın, ribanın, zinanın, tefrikanın, haram yemenin, keşmekeşin sonu iyi olmaz, hiç iyi olmaz.
10.09.2014