Sabataycılık konusunda kaçık kim?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Cuma
Birtakım büyük gazete, dergi ve televizyonlarda o kadar cahil, o kadar kültürsüz ve ufuksuz kişiler var ki, Türkiye’de Sabataycılık meselesinin benim
isimli kitabımla ortaya çıktığını sanıyorlar.
Mâzisi daha eskidir ama
Meraklılar, 1928’den önceki Türkçeyi okumayı ve mânasını anlamayı biliyorlarsa kütüphanelere giderek eski gazete ve dergi koleksiyonlarını inceleyebilir.
Hâfıza-i beşer nisyan ile mâlüldür (İnsan hâfızası unutmak hastalığı ile illetlidir), sonra bu mesele unutulmuş veya daha doğrusu unutturulmuştur. Neden? Çünkü bazıları asıl kimliklerinin ortaya çıkmasından hoşlanmazlar.
Büyük bir gazetenin yazarlarından biri
demiş. Doğrusu yakışıksız bir tâbir. Fikirlerini, görüşlerini beğenmiyorsan, araştırmalarında yanlış varsa, bunları ciddî, seviyeli, edebli bir şekilde dile getirirsin. Kaçık profesör demekle ne kazanacaksın? Hiçbir şey kazanmaz, sadece zarar edersin.
Türkiye Sabataycıları ile (Başka ülkelerde de Sabataycı vardır, ülkenin dominant dinî kimliği neyse o renge bürünürler, taqiyye yaparlar…) ilgili bir takım iddia ve ithamlar bulunmaktadır. Tarihçiler, ilim adamları, araştırıcılar, üniversite profesörleri elbette bunları inceleyeceklerdir. Yeter ki, seviyeli şekilde incelesinler.
sahasında ağırlığa sahiptirler. Niçin? Bunu siz düşünün.
mükellefler listesindeki
harfinin konduğu bilinen bir şeydir.
Daha çok rivayetler var. Bu kadar yeter. Bütün Sabataycıları mı suçluyorum? Hayır, onların içinde kendi halinde, yukarıda sayılan rivayetlerle ilgili olmayan vatandaşlar da vardır. Kendilerini aşan, ellerinde olmayan bir şekilde iki kimlikle doğmuşlardır. Zaten bir çoğuna Sabataycı olduğu, evlenme yaşına geldiği zaman söylenmektedir ve bunu öğrenince şok geçirenler de vardır. Yukarıdaki maddeler arasında zikr etmedim, sırası gelmişken kayd edeyim: Sabataycılar Müslüman Türklerle evlenmezler. Genel kural budur. İstisnâlar bu kuralı bozmaz.
Türkiye’de Sabataycılık konusu mutlaka seviyeli ve ciddî şekilde araştırılmalı ve incelenmelidir. Kimler yapmalıdır bu işi?
– Ciddî, güçlü, seviyeli tarihçiler,
– Sosyologlar ve antropologlar,
– Büyük fikir adamları,
– Haysiyetli büyük medyacılar.
– Üniversite mensupları.
Sabataycılar böyle araştırmalar yapılmasını istemiyor. Çünkü onların birinci temel ilkesi gizliliktir. Açığa çıkmak istemezler. Haklarındaki iddialar vahimdir. Türkiye’deki birçok olumsuzluk onların üzerine yıkılmak isteniyor. Temiz çıkmak istiyorlarsa araştırmalara taraftar olmaları gerekir.
Ben Müslüman bir Türkiyeli olarak bir kısım Sabataycıların (Hepsi değil) dinime, mukaddesatıma, temel haklarıma saldırmalarından son derece rahatsızım. Onlar dindar Müslümanları bu devlet, bu ülke, Cumhuriyet için bir tehlike ve tehdit olarak görüyorlar. Böyle bir iddia kesinlikle yalandır, iftiradır.
Her kesimde olduğu gibi dinî kesimde de birtakım sömürücüler, sahtekârlar, münâfıklar, arivistler bulunabilir. Ben bir Müslüman olarak, dinî kesimdeki böylelerini şiddetli bir şekilde tenkit edip lânetliyorum. Ancak din sömürücülerini tenkit ve takbih etmek (kötülemek) başka, bütün Müslümanları potansiyel bir tehdit ve tehlike olarak görmek başkadır.
Sabataycıların bir mârifeti de kendilerinden biri malı götürürse ses çıkartmamaları, kendilerinden olmayan biri yolsuzluk yapınca ortalığı velveleye vermeleridir. Benim hırsızım iyidir, onların hırsızı kötüdür… Bu ne biçim kafadır? Militan ve fanatik Sabataycıların bu ülkeye, bu devlete, bu halka yaptıkları kötülüklerden biri de devletle sistemi, devletle bir ideolojiyi özdeşleştirmiş olmalarıdır. Onların, böyle bir yanlışa düşmeyecek kadar kültürleri vardır ama işlerine geldiği için bu konuda ısrar edip duruyorlar.
Kuruntuları,
suçlamalarını, paranoyaklığı, ilkelliği, peşin fikirleri bıraksınlar ve cesaretleri varsa televizyonlarda ciddî açık oturumlara çıkıp tezlerini savunsunlar. Ciddî açık oturumlar dedim. Sabataycının biri sunucu olacak ve muhaliflerini konuşturmayacak… Yağma yok! Benim teklifim şudur: Böyle açık oturumları Sabataycı olmayan bir noter idare etsin. Var mı cesaretleri? 21 Ocak 2006