Cumartesi

 

Sağlık bakımından önemli olan, hastalandıktan sonra iyi bir tedavi görüp tekrar sıhhatine kavuşmak değil; hiç hasta olmayacak şekilde yaşamaktır. Elinde olmayan sebeplerle hasta olduğu takdirde bu hastalığı hafif şekilde geçirmektir. Tıbbın ana gayesi, insanın sağlıklı yaşamasını sağlamak, onu hastalıklardan korumaktır. Tedavi etmek, bundan sonra gelir.

Bugünkü tıb sistemi bir endüstri haline gelmiştir. Modern tıbbın en büyük yardımcısı ilaç sanayiidir. O da büyük, hem de çok büyük bir endüstri olmuştur. İnsanların hastalanmasını önleyen

koruyucu tıbbın anayasasında hangi maddeler vardır.

Bunları kısa kısa yazmak istiyorum:

(1) Acıkmadıkça sofraya oturmamak.

(2) Doymadan sofradan kalkmak.

(3) Yemede ve beslenmede sade ve kanaatli olmak.

(4) Tabiî (doğal) gıdalar almak. Boyalı, aromalı, kimyalı, koruma maddeli, sun’î yiyecek ve içeceklerden kesinlikle uzak durmak.

(5) Buğday ununu hiç elemeden yapılan tabiî esmer ekmek yemek. (Beyaz, bembeyaz ilaçlı-kimyalı ekmek yiyen uzun vâdeli intihar etmiş olur.)

(6) Eti azaltmak, ağırlığı sebzeye, bakliyata, meyveye, tabiî olmak şartıyla sütten yapılan yiyeceklere yönelmek.

(7) Sebzelerden lahanayı çok tüketmek. (Lahana üzerinde özellikle duruyorum. Bu sebze tek başına bir tıb sistemi ve eczahanedir.)

(8) Haftada en az iki kez balık yemek.

(9) Devamlı zeytinyağı ve zeytin tüketmek. (Siyah görünmeleri için boyayla karartılmış zeytinleri yiyenler hapı yutar.)

(10) Bulunabilirse (gerçeğini bulmak çok zordur) hakikî, saf, tabiî bal yemek. Çok az olsa da olur. Yeter ki yenilsin.

(11) Şifalı bitki çayları içmek. Ancak bunların mutlaka tabiî ve katkısız olmaları gerekir. İçinde boya ve aroma bulunan çayları içmeyiniz.

(12) Azı şifa ve sağlık olan şeyin çoğu hastalık ve dert getirir prensibini unutmayalım ve az yiyelim.

(13) Şu temel prensibi hatırımızdan hiç çıkartmayalım:

Ölüm dışındaki her derdin, her hastalığın çaresi, ilacı, tedavisi vardır. Eski insanlar bu konuda bizden daha bilgili idi.

Birkaç örnek vereyim: Penisilin ve antibiyotikler genellikle peynirde oluşan yeşil küften çıkartılmıştır.

Kiraz sapında böbrekleri ve idrar yollarını tedavi eden bir hasse vardır… Siyah üzümün çekirdeği kanser dahil birçok hastalığı önlemekte ve tedavi etmektedir…

Portakalın, soyulduktan sonra üzerinde kalan beyaz lifler kandaki kolestrolü azaltır, damarları açar…

Yine, karabaş otu ve melissa suyu veya çayı kanı temizlemekte, damar açmakta çok çok faydalı ve tesirlidir…

Tabiat alemindeki bu ilaçları öğrenmek ve bulmak üzere

“Tabiî Tıb Araştırma Enstitüleri”

kurulmalıdır. Yenilebilen hiçbir sebze ve meyveden uzak durmamalıyız.

Şalgam, ısırgan, ahlat, böğürtlen…

ve binlercesi. Bunlar hem korur, hem tedavi eder. Bizim her şeyi bilmemiz, hikmetlerini anlamamız gerekmez. Ancak tabiî ilaç mahiyetindeki bazı şeyleri çok az kullanmak gerekir. Bir de devamlı kullanmamak icab eder.

(14) Sağlıklı beslenmenin temel şartlarından biri de yavan, basit, mütevazı gıda maddeleri tüketmektir. Zengin yiyecekler, mükellef sofralar, tıka basa doldurulmuş mideler hastalık getirir.

Fazla yiyen inek ve öküzlerin, bilahare geviş getirme imkanı vardır. İnsan geviş getiremez…

(15) Bazı münkirler kabul etmeyeceklerdir ama

bir İslâm tıbbı vardır ve tıb sistemlerinin mükemmeli odur.

İslâm tıbbının müfredatı ve maddeleri azdır, kısadır. Çünkü İslâmî bir hayat sürenlerin, yeme içmede, yaşamada Peygamber Sünnetine uyanların ilaca, doktora, uzun ve çetin tedavilere pek ihtiyacı olmaz. Bundan sonraki maddelerde İslâm tıbbına ait bazı bilgiler vereceğim.

(16)

Çörekotu (habbetüssevda) kullanınız.

Susama benzeyen bu siyah tohum, ölümden başka her derde devadır.

(17) Geçmişteki büyük İslâm tabibleri

biberiye

denilen ve kekiğe benzeyen otla büyük şifalar gerçekleştirmişlerdir. Bunun yaşını, kurusunu kullanmakta, yemeklerin, salataların üzerine dökmekte, çayını içmekte büyük yarar vardır.

(18) Hicaz’da yetişen ve

acve hurması

denilen hurmanın da nice hastalığa faydası ve şifası bulunmaktadır.

(19) Pozitivist ve materyalistler kabul etmeyeceklerdir ama duanın da tıpta, tedavide büyük yeri ve tesiri vardır.

Mesela, tedavi ve ilaç niyet ve maksadıyla Fatiha okumak…

Ancak, okuyanın

“nefesi kuvvetli”

olmalıdır. Bu konu derindir, herkesin aklı ermez, erbabı bilir. Büyük dua kitaplarında yazılıdır: Her sabah üç, her akşam üç kere

Besmele duası

okuyanlar, o gün (şayet ecelleri o güne yazılmışsa, onun haricinde) her bela ve musibetten emin olurlar. Bu duayı öğreniniz ve devam ediniz.

(20) Tabiî ilaçlar, koruma vasıtaları sadece yiyecek ve içeceklerden ibaret değildir.

Kediyi sevmekte, kürkünü sıvazlamakta bile şifa vardır.

Vakit olsa

“Kedi beslemenin faydaları ve kedi-terapi”

başlıklı küçük bir risale yazarım. Kıymetli taşların (Akik, firuze, safir vs.), çiçek koklamanın, güzel kokular sürmenin, kaplıca sularında yıkanmanın (uzmanların tavsiyesine uygun bir şekilde), yeşillikler içinde gezmenin ve daha yüzlerce şeyin sağlığımıza faydası olur. Bizim çoğumuzun bundan haberi yoktur ama yine de olur.

(21)

İnsanların birbirlerini sevmeleri,

birbirlerine güleryüz gösterip tebessüm etmeleri, birbirlerinin hal ve hatırlarını sormaları, birbirlerini (rahatsız etmeyecek şekilde) ziyaret etmeleri, hediyeleşmeleri de şifa ve sağlık kaynağıdır.

(22) Yüreklerinde kin, haset, düşmanlık; dillerinde gıybet ve nemîme olan kimseler ne yaparlarsa yapsınlar maddî ve mânevî hastalıklardan kurtulamazlar. Herşeyin başı yürek temizliğidir. Sana kötülük eden bir insana iyilik edebiliyor musun? İşte sağlığın başı budur…

(23) Alınan bütün tedbirlere rağmen insan yine hastalanabilir, yine hastalıkla, onun zahmetleriyle imtihan edilebilir. Bunu da unutmamak gerekir. Allah’tan sıhhat, selamet, korunma dilemek lazımdır.

(24) Sağlığın temel kaidelerinden biri de

perhizdir

, fazla kilolu olmamaktır.

(25) İyi bir eş ve iyi çoluk çocuk sağlık, esenlik, mutluluk kaynağıdır. Dırdırcı kadınlar, yaramaz (en geniş manasıyla) çocuklar en sağlam bünyeleri bile vurur atar, yere serer.

(26) İnsan yemeksizliğe beş-on gün dayanabilir ama susuzluğa o kadar dayanamaz. İçtiğimiz su ve sulu maddeler çok önemlidir. Sular ikiye ayrılır: Canlı sular, ölü sular. Bu da nereden çıktı demeyiniz ve dinleyiniz. Mutlaka canlı su içmeye çalışınız. Canlı su ne demektir? Bir örnek vereyim: Yükseklerde insan çok az, tertemiz bir yaylaya çıktınız, orada dağ tepelerinden akan küçük bir şelale gördünüz, işte canlı su onun suyudur. Şehre gittiniz, musluğu açtınız, dupduru bir su akıyor ama kaç kimyevî muameleden geçmiş. Bu da ölü sudur. Burada bu konuda daha fazla bilgi veremem. Zaten ihtisasım da yoktur. Konuyu bilin, yeter. Canlı ve ölü su…

(27) Mümkün olduğu kadar kimyevî maddelerden, havayı kirletip zehirleyen dumanlardan ve gazlardan, elektro-manyetik akım sahalarından, sun’î (yapay) aromalardan, boyalardan, koruyucu maddelerden uzak durunuz. Unutmayınız, her sun’î kimyevî madde sağlığa zarar verir. Cebinizdeki telefon, karşısına geçip seyrettiğiniz televizyon, mutfaktaki elektronik cihazlar ve bilhassa mikro dalga fırın, yerdeki parkenin cilası, saten boya, üzerinizdeki sun’î elyaflı çamaşır, gömlek ve elbise… Hepsi zararlıdır. Bütün gün giydiğiniz sun’î elyaftan (liflerden) yapılmış gömleği, karanlık bir odada çıkartınız, elinizi gömleğe uzatınız, küçük elektrik kıvılcımları çıktığını göreceksiniz. Gerisini siz düşününüz… Binaenaleyh mümkün olduğu kadar tabiî bir şekilde yaşamak, tabiî maddelerle beslenmek, tabiî meskenlerde yaşamak gerekir. Yazık ki, bozuk medeniyet bizi kıskıvrak yakalamıştır. Her şeyden kurtulsanız bile İstanbul mega-polisinde bir buçuk milyon vasıtadan çıkan egzoz gazlarından nasıl kurtulacaksınız?

(28) İnsan vücudundaki hastalıklara, zehirlenmelere karşı büyük bir direnç mekanizması vardır. Bunu çökertecek, yıpratacak ihtiyatsızlıklar yapmayınız. Aksine bunu güçlendirecek şeyler yapınız. Mesela:

Echinacea

bitkisinden yararlanınız. Avrupa’da bunun tabletleri satılıyor, bizde var mı bilmiyorum. Vücudumuzun direncini artırmak, hastalıklardan korunmak için bu çiçekten yararlanabilirsiniz. Dikkat: Rastgele ve devamlı kullanmayınız. Kendinizde bir yorgunluk, bir soğuk algınlığı başlangıcı gibi hallerde kısa bir müddet kullanınız. Faydalı şeyler devamlı kullanılırsa zarar verebilir.

(29) Fast food beslenmesinden uzak durunuz. Geleneksel (bugünkü değil) Türk mutfağı sağlık için çok elverişlidir. Sebzeler, tahıl, bakliyat… Yeterli aralıklarla az et yiyiniz. Aksi taktirde, yanınızda Mayo kliniğinden iki uzman doktor nöbet tutsa yine sağlıklı yaşayamazsınız.

(30) Unutmayınız: İntihar iki türlü olur. Adamın biri siyanür alır ve ağzına döker, yıldırımla vurulmuş gibi anında ölür. Bu, anî ve çabuk intihardır. Bir de uzun vadeli, yıllar boyunca sürüne sürüne, kıvrana kıvrana intihar etmek vardır. Yukarıda yazmıştım: Kepeksiz, kimyalı, bembeyaz ekmek yemek… Sigara içmek… Aşırı derecede et-obur olmak… Doyduktan sonra yemek… Fazla gıda aldığı için semirmek… 05 Şubat 2006