Savaşa Hazır mıyız?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Perşembe
(1) Amerika’nın idarecilerini çılgına çeviren; binlerce kişinin ölmesi, ikiz kulelerin yıkılması ve Pentagon’un bir kısmının çökmesi değildir. Onlar, Amerikan gururunun ve prestijinin yıkılmasını hazmedememişlerdir.
(2) Terör hareketini hangi teşkilatın, kimlerin yaptığına dair hâlâ doğru dürüst bilgiye, delillere, belgelere ulaşılamamıştır. Bir suçla itham edilen kimse, suçu isbat edilinceye kadar mâsumdur. Bin Ladin’in suçlu olduğu isbat edilememiştir.
(3) Bizdeki ilerici, çağdaş, ideolojik büyük gazetelerin Bin Ladin, Taliban rejimi ve dindar Müslümanlar aleyhindeki tarafgir yayınları ile halkımızın ezici çoğunluğunun fikir, görüş ve duyguları taban tabana zıttır. Türk halkı Müslümandır, adaleti sever. Zerre kadar iz’anı ve vicdanı olan bir Müslüman, faili bilinmeyen bir terör hareketinin bahane edilerek Afganistan’a saldırılmasını doğru bulmaz. İslâm şeriatı “Beraat-i zimmet esastır” yâni suçsuzluk esastır buyuruyor. Ceza hukukunun temel kuralıdır bu ilke.
(4) Amerika’nın ve müttefiklerinin maksadı Taliban rejimini yıkmaktır. Çünkü, bütün hatâlarına ve sertliğine rağmen Taliban Afganistan’da İslâmî bir rejim kurmuştur. Amerika, İsrail, Batı Avrupa devletleri, Rusya, Hindistan, Çin nasıl olursa olsun hiçbir İslâmî rejimi istemezler.
(5) Taliban’ın hatâlarından biri, dağlardaki kayalara oyulmuş dev Buda heykellerini dinamitletmesidir. O ülkede İslâm bin yıldan fazla bir zamandan beri hükümdedir. Bu bin yıl zarfında nice dindar sultanlar, emîrler, hükümdarlar geçti, bunca ulema ve meşayih geçti, bunların hiçbiri o heykelleri tahrip etmedi, edilmesini istemedi.
(6) Amerika’nın ve İngiltere’nin saldırısı Taliban rejiminin meşruiyetini güçlendirecektir. Dış saldırıya karşı halk mevcut idarenin yanında yer alacaktır.
(7) Amerikalılardan para alarak, destek görerek Taliban rejimine karşı savaşan muhalifler ve isyancılar halk nazarındaki prestijlerini yitirecekler, vatan haini, işbirlikçi durumuna düşeceklerdir.
(8) Pakistan’da neler olacaktır? Orada, ordunun içinde büyük bir dindar grup vardır. İleride Müşerref rejimi yıkılabilir.
(9) Amerika’nın ve müttefiklerinin planları bence şudur: Önce Afganistan’ı, Taliban’ı halletmek, onu bitirdikten sonra Irak, İran, Sudan, Libya pürüzlerini halletmek. Daha sonra da Türkiye’yi sağlama bağlamak. Yani bizdeki İslâmî hareketi, siyasal İslâm’ı silmek. Onlar “Biz İslâm’a ve Müslümanlara karşı değiliz” diyorlar. Doğrudur. Ama hangi İslâm, hangi Müslümanlar? Amerikalılar ve müttefikleri Şeriatsız, fıkıhsız, icmasız bir İslâm’a sıcak bakıyor. Sosyolojik Müslümanlar onlar için bir tehdit ve tehlike teşkil etmez.
(10) 11 Eylül 2001 ‘den sonra başlayan yeni devirde, İslâm âleminde laikliğin ve sekülerleşmenin güçlenmesi için çalışacaklardır. Kimler? Amerikalılar, Avrupalılar, bizdeki taraftarları.
(11) Bu hengâme içinde İsrail’in durumu ne olacak? İsrail şu anda büyük, çok büyük bir kumar oynamaktadır ve oyunu kaybettiği taktirde varlığını yitirebilir.
(12) Papa’nın Ermenistan seferi bizim için çok önemlidir. Maddî gücü olmayan, fakat çok büyük bir mânevî otorite olan Papa, Ermeni soykırımını kabul etmekte ve bu konuda Ermenileri, Ermenistan’ı desteklemektedir. Türkiye’nin idarecileri, seçkinlerimiz, sorumlularımız bu konuda ne gibi tedbirler alıyor? Onların Türkiye’yi müdafaa edecek kültürleri, siyasetleri, iradeleri var mıdır?
(13) 11 Eylül’dekine benzer terör hareketleri ABD içinde ve dünyanın başka yerlerinde tekrarlanabilir. Mikrop, zehir, büyük sabotajlar…
(14) PKK, büyük gürültü kopartacak bir terör hareketi tertipleyebilir. Boğaz’dan geçen bir petrol veya sıvı gaz gemisine saldırılarak İstanbul perişan edilebilir.
(15) Aksaray’da, altından metro yolu geçen bir bina çöktü ve enkazı haftalardır kaldırılamıyor, cesetler çıkartılamıyor. Hani İstanbul muhtemel bir zelzeleye karşı hazırlıklıydı, hani planlar programlar yapılmıştı. Yahu siz bir binanın enkazını kaldırmaktan âcizsiniz, yarın Allah saklasın binlerce, onbinlerce bina yıkılınca ne yapacaksınız?
(16) Evlerinize biraz pirinç, makarna, şeker, yağ, bulgur, un almanızı, hiç olmazsa bir hafta kadar yetecek yedek su bulundurmanızı, elektrikler kesildiği taktirde aydınlanmak için mum ve gaz lambası tedarik etmenizi tavsiye ediyorum.
(17) ABD yetkilileri atom bombası atmayacağız dediler. Sözlerine güvenilir mi bilemem. Onlar atmasa bile birileri atacak olursa netice korkunç olacaktır. Atom silahı öteki silahlara benzemiyor. Ateşi gitse bile öldürücü radyasyonları kalıyor.
(18) Kış ortasında savaş çalkantıları içinde doğalgaz kesilirse ne olacak? Büyük şehirlerimiz çabucak kömürle, odunla ısınma sistemine geçebilecek mi?
(19) Ekmek sıkıntısı olacak deniliyor. Buna karşı ne gibi tedbirler alınmıştır?
(20) ABD’de, Almanya’da, başka Batı ülkelerinde savaş aleyhtarı mitingler, toplantılar, yürüyüşler yapılıyor. İdarî otoriteler bunlara karışmıyor. Bizde, İstanbul’da yapılan böyle bir toplantı sonunda 16 kişi polis tarafından yakalanmış. Demek ki, Ankara rejimi Amerika ve savaş aleyhtarı faaliyetlere razı değil.
(21) Bir savaş patlarsa bu Amerika’ya ve müttefiklerine yüz milyarlarca dolara mal olacaktır. Savaş uzun sürerse yekûn trilyon dolara tırmanabilir. Tabiî bu esnada Irak’ta çocuklar ve halk açlıktan ve ilaçsızlıktan ölmeye devam eder. Afrika’da AIDS salgını her geçen gün biraz daha yayılır. Filipin’de, Tayland’da yabancı turistlere küçük kız ve oğlan çocukları satışı devam eder. Filistin halkı kan ve gözyaşı içinde kıvranır. Amerikalılar savaşın adını koydular: Sonsuz hürriyet savaşı. Bu savaş, adına ne kadar uygun bir savaş.
(22) Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un şirin ilçesi Şile’de çok üzücü, çok kahredici, çok çirkin, çok utanç verici bir facia yaşandı. İki polis, bir Türkle evli, Müslüman olmuş, üç çocuk anası Romanya asıllı bir kadıncağızı saçlarından sürükleyerek otele götürdüler ve zavallıya tecavüz edildi. İnanılacak gibi değil. Tutuklanan polisleri, şimdi birileri kurtarmak için seferber olmuş vaziyette. Zavallı koca, Türkiye’de hakkımı alamazsam, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat edeceğim diyor.
(23) Kendilerini iyi sanan kişilere: İyiliğiniz sakın bir hüsn-i kuruntu olmasın. İslâm’da “Emr bi’l -mâruf ve nehy ‘ani’l-münker” diye bir farz vardır. Yani iyiliği emretmek, desteklemek; kötülüğü engellemek, kösteklemek. Siz bunu elinizden geldiği kadar yapıyor musunuz? Yapmıyorsanız, kötülükler yüzünden gelecek azap ve belanın içinde siz de kalacaksınız. Hazret-i Peygamber böyle haber veriyor. 28 Eylül 2001