Seçimlerden Sonra Islah Hareketi
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
1. Millî irade tecelli etti!… Bırakın bu sloganları yahu… Asıl tecelli eden “Siz ne haldeyseniz öyle idare olunursunuz” hadîs-i şerifidir.
2. Filim bitti mi?… Hayır, seçimlerden önceki üç aylık girizgahtan sonra yeni başlıyor…
3. Egemen azınlıklar, vesayetçiler yenilgiyi kabul edip yola gelecekler mi?.. Onlar doğru yola girmezler. Yıkıcı muhalefetleri daha da şiddetlenerek sürecektir.
4. Müslümanlar ne yapmalı?.. Birinci iş ve vazife, önce kendimizi, sonra toplumu ıslaha çalışmaktır.
5. Bu ıslah hangi ölçülere, kıstaslara, değerlere göre yapılacaktır?… Sayayım: İslâma göre… Kur’âna göre… Sünnete göre… Şeriata göre… İslâm ahlâkına göre… İslâm hikmetine göre…
6. Bu ıslahın birinci maddesi nedir?… Tashih-i itikattır, yani inançlarımızı Kur’âna, Sünnete uygun hale getirmektir. Bu da Sünnîler için İmamı Eş’arî ve imamı Maturidî’nin Ehl-i Sünnet ve Cemaat inancına sahip olmakla mümkün olur.
7. İkinci iş, vazife, amel nedir?.. Beş vakit namazı dosdoğru kılmaktır.
8. Üçüncüsü: Hür ve mukim erkeklerin farz namazları ehil imamların ardında cemaatle kılmalarıdır. Târik-i cemaat olan kimse mecazî mânada köledir. Nefs-i emmâresinin kölesi.
9. Daha sonra?.. Zekatların Kur’âna, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde gerçek kişilere verilmesidir. Müslüman toplum bu zekat meselesini halledemezse âsi ve günahkar olur, zillet ve esarete düşer. Nitekim…
10. Bundan sonraki ıslah maddesi nedir?… Müslümanların bedevî, şifahî, cahilî kültür ve medeniyetten; yazılı, medenî, İslâmî, Kur’ânî medeniyet ve kültüre geçmeleridir.
11. Bu ne ile olur?.. Tevhidî eğitimle, gerçek İslâm Mektepleri ve medreseleri açmakla mümkün olur.
12. Gerçek İslâm mektebinin birkaç özelliğini sayar mısınız? (Bir) Ehl-i Sünnet eğitimi verilir… (İki) Okul olarak İngiltere’deki Eton Kolejinden üstün ve vasıflı olur… (Üç) Beş vakit namaz, BÜTÜN öğrenciler tarafından okul camiinde, okulun imamı ardında cemaatle kılınır (1868’den 1912’ye kadar Galatasaray lisesinde olduğu gibi…) (Dört) Çok yüksek seviyede bilgi ve kültürün yanında yüksek ahlâk ve karakter terbiyesi verilir.
13. Bugünkü İmam-Hatip liseleri İslâm mektebi sayılır mı?.. Sayılmaz.
14. İmam-Hatiplere karşı mısın? Değilim. Ehl-i Sünnet inancına sahip olmak, beş vakit namazı dosdoğru kılmak şartıyla çocuklarımız bu mekteplerde okuyabilir. Lakin mutlaka dışarıdan takviye ders almaları gerekir.
15. Müslümanların ıslahının ve kurtuluşunun bundan sonraki şartı nedir?… Arz edeyim: Tek bir Ümmet olmak, bu Ümmetin başında, mü’minlerin kendisine biat ve itaat ettiği âdil, râşid, muttaqi, muhlis, zâhid, muktedir, firasetli bir İmam bulunmak…
16. Ümmet ve İmam olmazsa kurtuluş ve ıslah olmaz mı?.. Kesin konuşuyorum: Olmaz!…
17. Beş vakit namaz kılmak yetmez mi?.. Yetmez… Namaz Müslümanlığın başlangıcıdır.
18. Kurtuluş ve ıslahın diğer şartı nedir? Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmaktır… Bu yapılmazsa Müslümanların başına azap inebilir.
19. Yapılması gereken diğer önemli ve temel vazifeler nelerdir: Ümmetin bir Şûra Meclisi olmalı… Ümmetin bir Fetva Heyeti olmalı… Ümmetin, tasavvuf ve tarikat hizmetlerini denetleyecek ve tanzim edecek bir Şeyhler Meclisi olmalı… Bütün işler, hizmetler, vazifeler ehliyetli ve liyakatli elemanlara verilmeli, Ümmetin içine sızmış el-aman haşarat tasfiye edilmeli…
20. Kuzum sen kendini ne sanıyorsun?.. Cevap: Çok âciz, eli kalem tutan okuryazar bir Müslümanım, hizmet olsun diye çareler çözümler üretiyorum ve sunuyorum. Şahsıma değer verdiğimi, külah kapmak istediğimi iddia edenlere hakkımı helal etmem… Yazdıklarım İslâm’ın iki kere iki eder dörtleridir. İpe sapa gelir bir üslûp ile bunları söylemek ve yazmak haddini aşmak değildir. Başta bendenize kızanlar olmak üzere herkesten hayır duâ beklerim. Cenab-ı Hak cümlemizi ıslah buyursun… Selam ve hürmetlerimle…
. Eski soğukluklar, dargınlıklar bitmiş, sınır kapıları sonuna kadar açılmış, ticarî ilişkiler genişlemiş, iki devlet neredeyse yarı yarıya birleşmişti. Bu güzel gelişmelerin sonu pasaportun ve vizenin kalkması, alabildiğine ticaret, iktisat, kültür, turizm işbirliği yapılmasıydı. Bu gelişme iki devlete, iki ülkeye, iki halka ne kadar yararlıydı.
Kiliste veya Halepte bir otomobil kiralayacak, sere serpe, dolu dolu gezecektik. O güzel şehirde orta bir otelde, mesela
yatacak, halk lokantalarında yemek yiyecek, kaleye çıkacak,
Haleb’teki çini, çömlek, geleneksel sanat atölyelerini gezmeyi çok istiyordum. Sahhaflarda dişe dokunacak eski Osmanlıca kitaplar kalmamıştır sanıyordum ama yine birkaç parça kitap, risale bulabilirim ümidini besliyordum.
, imkân ve fırsat bulabilirsek bir
katılacaktık.
Suriyede şimdi iç savaş var. Suriye sanki bir cehennem. Milyonlarca Suriyeli vatanlarını terk ederek başka ülkelere kaçtı. İki yüz bin kişi ölü var. Açlık, vahşet, yangın, yıkım… Türkiye ile Suriye rejimi artık dost değil. Allah saklasın bir savaş bile çıkabilir.
Bu gelişme rahmanî mi, şeytanî mi? Elbette şeytanî… Suriyeyi bu hale kimler getirdi?
Ah Haleb-i şahba, ah Şam-ı şerif!..
Oralara gidip sabah kahvaltısında tandır ekmeği ile ful
ve hummus yiyecektik. Akşam yemeğinde şavirma
yiyecek, yanında kırmızı havuç suyu içecektik.
Şamda
kapalıçarsınındaki keşkülcüde
yiyecektik.
Şeyh-i Ekberin türbesi civarındaki dolap kadar küçük muhallebicide, şekeri yok denecek kadar az
aşure yiyecektik.
ziyaret edecektik.
ziyaret edecektik. Bir sabah Emeviye camiinde namaz kılacaktık.
Eyvah Suriye!.. Eyvah Haleb!.. Eyvah Şam!… Eyvah ki eyvah, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olduk. Vâ esefâ!.. 06.04.2014