Şimon’cular Türkiye’yi Ne Hale Getirdiler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 02 Aralık 2018
Hahambaşı Haim Nahum’un ve eğitimci Şimon Zvi’nin azat kabul etmez hayranları;
ve birtakım yasaklarla, tabularla, baskılarla, insan hakları ihlalleriyle, korkutarak, ezerek, sindirerek amansız bir
ile Türkiye’ye, Ortadoğu’nun Japonya’sı olmak şansını kaybettirdiler.
Kör gözleri, betonlaşmış beyinleri görmedi ki, o çok zor, çok karışık millî yazısıyla Japonya ilimlerde, fenlerde, teknikte, eğitimde, akademik çalışmalarda, ilmî araştırmalarda, sanayide, ticarette, kalkınmada akıllara hayranlık veren harikalar meydana getirmektedir.
Fesi atıp yerine Frenk şapkası giymekle çağdaş uygarlık fezalarına füze gibi fırlayıp yükseleceğimizi sandılar. Bir de baktılar ki,
Kendileri de artık şapka giymiyor ama şapka şapka şapka diye sayıklamaya devam ediyorlar.
bahs ediyorlar ama devletin TC resmî vesikalarıyla KDV’li, gelir vergili, korumalı yasal fuhuş, hijyenik (!)
Demokrasi, insan hakları diye feryat edip yırtınıyorlar ama Müslüman çoğunluğa hâlâ ikinci sınıf vatandaş, parya, sömürge yerlisi gözüyle bakıyorlar.
İnsan hakları ile ilgili hiçbir beyanname ve sözleşmede adı geçmeyen
Demokrasinin ve insan haklarının vatanı olan İngiltere krallığında laiklik olmadığı, din-devlet birliği olduğunu, hükümdarın hem devletin, hem de millî Anglikan kilisesinin başı olduğunu görmezlikten geliyorlar.
şu anda
faaliyette olduğunu bilmezlikten geliyorlar.
Asıl ismi
olan bir Yahudi,
takma adıyla İslam ve Müslüman düşmanı bir Türkçülük ve ırkçılık geliştirdi. Bu adam, kitaplarından birine
başlıklı bir bölüm koydu.
Dönmeler, bu ülkenin iki büyük etnik grubu olan Türklerle Kürtleri birbirine düşürmek için, Şeytanın bile hatırına gelmeyen entrikalar çevirdiler.
Resmî ideoloji üzerine kurulu eğitim sistemleri iflas etti… Üniversitelerin canına okudular… Müslüman çoğunluğun kültür, edebiyat, tarih dili olan zengin Türkçeyi dejenere ettiler, kuşa çevirdiler.
Onlardan bazısı işi o kadar azıttı ki,
dedi.
Nihayet 2015 yılının sonuna geldik. Hâlâ yaygara kopartıyorlar… Hâlâ 1920’lerin ve 30’ların Altın Çağına dönelim diye bağırıyorlar.
Ah şu Sabataycılar, şu Şimon Zviciler, Haim Nahum’cular, Moiz Kohen’ler…
Şapkalar mapkalar…
Be teresler, şapka o kadar matah bir şeyse günümüzde hepiniz başınıza geçirip öyle dolaşsanıza!
Başı açık adamların ah şapka vah şapka uygarlık sembolü şapka diye yaygara kopartmaları ne gülünç.
1. Medenî ve kültürlü Müslümanlar ceplerinde güzel bir defter ve yine güzel bir dolmakalem bulundururlar ve notlarını (telefona değil) deftere yazarlar.
2. Onların el yazıları düzgündür, güzeldir, estetiktir.
3. Onlar, birkaç kişi, bir heyet olup bir konuyu müzakere ettikleri zaman, koşulanların özetini yazıya geçirirler ve altına imzalarını atarlar.
4. Medenî ve kültürlü Müslümanların insan olmak hasebiyle bazı hataları ve günahları olabilir ama onlar açıkta, açıkça, küstahça, meydan okurcasına büyük günah işlemezler, çirkinlik sergilemezler.
5. Onlar yalan söylemez.
6. Onlar vaadlerinden (verdikleri sözlerden) dönmez.
7. Onlar emanetlere hıyanet etmez.
8. Onlar beş vakit namaz kılar.
9. Onlarda Ümmet ve İmamet şuuru ve hassasiyeti vardır.
10. Onlar güvenli insanlardır.
11. Onlar haram kazanmaz, haram yemez, haramla zengin olmaz.
12. Onlar mesken, otomobil, cep telefonu ve benzeri konularda ihtiyaç sınırlarını aşmaz ve bunları statü haline getirmez.
13. Onlar parayı kirli ve kirletici bilirler ve para delisi ve âşığı olmazlar.
14. Onlar hiçbir konuda holiganlık, militanlık yapmazlar, fanatizmler sergilemezler.
15. Onların faziletlerini, üstünlüklerini, meziyetlerini düşmanları bile görür, kabul ve teslim eder.
16. Onlar Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı yeminler etmez. Zaruret olursa, ehliyetli liyakatli icazetli takvalı zevattan fetva alırlar.
17. Onlar Deccalları, Kezzabları, Nemrudları, Firavunları sevmez, desteklemez.
18. Onlar kin tutmaz, intikam almaz. İlle de intikam alacaklarsa ahsenü’l-intikam alırlar. (Ahsenü’l-intikama bir örnek: Affetmektir…)
19. Onlar kendilerini beğenmez.
20. Onlar nefs derecesi itibarıyla asgarî
derecesindedir.
21. Onlar Osmanlıca bilir, Osmanlıca taraftarı olur.
22. Sadece birkaç yüz kelimelik günlük sokak çarşı pazar iletişim Türkçesiyle medenî ve kültürlü Müslüman olunmaz. Zengin yazılı edebî lisanı bilmek gerekir. Onlar bunu bilir.
23. Mantık bilmeyen medenî ve kültürlü Müslüman olamaz.
24. Âhıreti unutup dünyaya dönük olmak, çok büyük ve öldürücü bir cehalettir. Böyleleri, bazı konularda bilgili ve uzman olsalar da, medenî ve kültürlü Müslüman değildir.
25. Medenî ve kültürlü Müslüman, Allahı seven, Peygamberi (Salat ve selam olsun ona) seven, ehl-i Tevhid, ehl-i Kıble mü’min kardeşinin zatına, tamamına buğz ve düşmanlık etmez, onu kardeşlikten büsbütün silmez.
26. Medenî ve vasıflı Müslüman gıybet ve tecessüs etmez, insanların gizli hallerini, ayıplarını, günahlarını araştırmaz, kazara öğrenirse bunları ifşa etmez. 10.12.2015