Sırlar Yumağı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 13 Ocak 2019
Cumartesi
Karun kadar zengin Yahudi iş adamı Üzeyir Garih’in,Eyüp SultanMezarlığı’nda, Küçük Hüseyin Efendi’nin kabri başında öldürülmesi hadisesi tam bir sırlar yumağıdır.
1. Yahudi tacirin İslâm kabristanında, muhterem bir zatın mezarı başında işi neydi?
2.Üzeyir Garih, orada Yahudi geleneklerine, Tevrat hükümlerine uygun bir şekilde boğazlanmıştır. Gözlerinin oyulmuş olduğu rivayet edilmektedir.
Bu cinayetin sırlarına, içyüzüne, esasına ait hiçbir bilgi kamuoyuna sızdırılmamıştır.
Üzeyir Garih’in bir islâmî cemaatle ilgisi olduğu, ona her ay 10 bin dolar yardım yaptığı söylenmekteydi…
Zengin bir musevî, islâmî bir cemaate yardım yapıyor…Bu ne demektir? Bunun mânâsı nedir?
Son birkaç yıl içinde birtakım İslâmcılarla Hıristiyanlar, Yahudiler çok sıkı bir işbirliği ve diyalog içindedir.
Bu Diyalog cereyanını kim çıkartmıştır?
Bu işin gayesi nedir?
Zamanımızda parasız iş yapılmadığına göre, gece gündüz Diyalog ve Hoşgörü için çalışanlar bu işlerden neler kazanmaktadır?
Diyalog ve Hoşgörü, İslâm’ın tek hak din oluşu inancını kırmaya mı yöneliktir?
Diyalog ve Hoşgörü faaliyetlerinde İsrail’in, uluslararası Siyonizmin, Papalığın, Evangelistlerin, ABD’nin, Masonların rolleri ve katkıları nelerdir?
İslâm dışı ve İslâm’a karşı güçlerin, Müslümanların başına bir Halife geçirmek için planlar ve programlar yaptıkları söyleniyor. Bu iddia doğru mudur? Doğruysa içyüzü nedir?
Birtakım İlâhiyat hocaları, Kur’ân-ı Kerîm’deki bir ayeti kendi istek, heva ve re’yleriyle yorumlayarak Hıristiyanların da, Yahudilerin de Cennet’e gireceklerini iddia etmektedir. Böyle bir yorum, böyle bir inanç Tevhid akidesine uygun mudur? Bu İlâhiyatçıları kimler tahrik ve teşvik etmektedir?
Ülkemizde her yıl islâmî hizmet ve faaliyetler için milyarlarca dolar toplanmaktadır. Bu paralar yerli yerinde, gerçek islâmî hizmet ve faaliyetler için harcanmakta mıdır?
Meselâ, büyük bir yangın halini almış olan misyoner faaliyetlerine karşı İslâm’ı ve Müslümanları savunmak için bir tek broşür çıkartılmış mıdır? İslâm adına, hizmet adına para toplayanlar niçin İslâm’ı ve Müslümanları savunmamaktadır?
Bu toplanan paralarla dinî, imanî, Kur’ânî, şer’î hakikatlerin yayılması için niçin tebliğat, davet, neşriyat yapılmıyor?
Türkiye Müslümanlarını derleyip toparlayacak, uyaracak, aydınlatacak hizmetleri öncelikle kimlerin yapması gerekir? Para toplayanların değil mi?
Halkı şu hususlarda kimler irşad etmekle yükümlüdür:
-Tashih-i itikad,
-Beş vakit namazın kılınması,
-Hür ve mukim erkeklerin farz namazları cemaatle kılması,
-Emr-i mâruf ve nehy-i münker,
-Günahlardan kaçınmak,
-İslâm’ın ahlâk ve fazilet hükümlerine sarılmak,
-İyi Müslüman, iyi insan, iyi vatandaş olmak.
Evet bu gibi önemli, hayatî, esaslı hizmetleri hangi şahıslar, zümreler, cemaatler yapacaktır?
Ülkemizde beş altı yıldan beri korkunç bir iktisadî kriz hüküm sürmektedir. On milyonlarca vatandaş sürünüyor. Hele birkaç milyon kişi var ki, kara sefalet içinde çırpınıyor. Böyle bir durumda birtakım cemaatler zekât paralarını topluyorlar ve kendi bildikleri şekilde harcıyorlar.Bunlara dur diyecek bir merci yok mudur?
İslâm dini nasihat (öğüt) üzerine kuruludur. Yakın tarihimizdeki ârızalar, baskılar, cahil bırakma siyaseti yüzünden Müslüman yığınlar nasihatsiz kalmıştır. Nasihatsizlik ve cehalet ortamı içinde birtakım sapıklar alabildiğine din sömürüsü yapmaktadır.
Dinimiz birtakım hazretlerin putlaştırılmasını, tanrılaştırılmasını, erbab haline getirilmesini yasakladığı halde, bazı hazretperestler onları Tevhid inancına, İslâm’ın temiz akaidine aykırı düşen bir şekilde şişirip uçurmaktadır.
Müslümanların paraları, servetleri çeşitli hile ve mekirlerle toplanmaktadır.
Mutlaka yapılması gereken işler, hizmetler yapılmamakta; yapılmaması gereken işler yapılmaktadır.
Bunlar tenkit edilince, bildiklerini okuyanlar taifesi şiddetli tepki göstermektedir.
Yüce ve temiz İslâm dininde “Bizim hazretimiz yanılmaz, o günah işlemez, hatâ yapmaz…” diye bir inancın yeri yoktur.
Yoldan çıkmışlar, kendilerini uyaran ve tenkit eden Müslümanlara karşı sert ve merhametsiz hareket ederken, kâfirlere ve münafıklara sevgi, saygı, şefkat ve merhametle yaklaşmaktadır.
İtikad, ilmihal, namaz, ahlâk, ihlâs gibi temel islâmî değerler bırakılmış; onların yerini:
-Diyalog ve Hoşgörü,
-Bizim Hazretimiz çok büyüktür,
-Bize daha çok para verin… gibi propagandalar almıştır.
Birtakım bozuk adamlar, kendi şahsî ikballeri, nefsanî ihtirasları uğrunda Şeytanla bile işbirliği yapacak derekelere düşmüşlerdir.
Müslümanlardan büyük paralar toplanmakta ve bunlarla mutlaka yapılması gereken hizmetler yapılmamaktadır.Bundan büyük felâket olamaz!
İslâm düşmanı agresif Evangelistlerle işbirliği yapanlar doğru yolda mıdır?
Yahudilerden ve Siyonistlerden para alanlar doğru yolda mıdır?
İslâm’ın tek hak din olduğu inancına gölge düşürmek isteyenler doğru yolda mıdır?
Cemaat Hazretini putlaştıranlar, erbab haline getirenler doğru yolda mıdır?
Müslümanların milyarlarca dolarını toplayıp, bildikleri gibi harcayanlar doğru yolda mıdır?
Gerçekten tam bir keşmekeş, hercümerc, toz duman içindeyiz. Yapıcı, olumlu, mutedil bir şekilde tenkit eden, uyaran da hemen hemen kalmadı. Müslümanlar nasıl çalışmalı? Hizmet ve faaliyet plan ve programları nasıl olmalı? Bugünkü hatâlarımız, aksaklıklarımız nelerdir? Halktan, islâmî hizmetler için toplanan paralar israf ediliyor mu? Gerçekten din sömürüsü var mıdır bu memlekette? Bu gibi konuları kimler müzakere edecek, tartışacaktır?
Başta Diyalog ve Hoşgörü faaliyetleri olmak üzere, yapılanlar dine, Kur’ân’a, Sünnet’e, Şeriat’a uygun mudur?
Mâsum, günah işlemez, yanılmaz, kutsal Hazret inancının yeri var mıdır İslâm’da?
Yazımızın başına dönelim: Eyüp Sultan mezarlığında esrarlı şekilde ve Yahudi ritüeline uygun olarak katl edilen Üzeyir Garih, islâmî bir cemaate niçin her ay yüklüce para veriyordu?
Kur’ânî, Nebevî, Şer’î nûrun aydınlığında, Evrensel İslâmî Hikmetin ışığında açıklama, izahat istiyoruz.
Bizi kim aydınlatacak? 27 Şubat 2005