Cuma

 

Adam hukuk uzmanı. Hislerini ölçen bir âlete bağlamışlar. Portekiz hukuku demişler ibre kımıldamamış. Polonya hukuku, yine kıpırtı yok. Estonya, Norveç, San Marino, Hırvatistan hukukları… Hiç kıpırdama yok. İsviçre hukukunda sempati ve bağlılık kıpırdanmaları… Çin, Maya, Aztek, Kadim Japon hukuku… İbre ölü gibi yerinde duruyor. Sonra İslâm hukuku demişler. Adam, ABD’de vücuduna elektrik verilmiş idam mahkumu gibi korkunç ihtilaçlar içinde kıvranmaya başlamış, 150 desibel şiddetinde ciyak ciyak bağırmış ve âletin ibresi çılgın gibi oynamış, öylesine oynamış ki, manometre parçalanmış, âlet yanmış kül olmuş, adam acilen hastahanaye yoğun bakıma kaldırılmış…

Somali’nin başkenti Mogadişu’daki iç savaş sona ermiş. Amerika’nın desteklediği çeteler yenilmiş, şehir İslâm Mahkemeleri Birliği’nin eline geçmiş. Dünyanın bazı Siyonist gazeteleri bu haberi matem üslubu ile verdiler. Yenilen çeteler ABD tarafından destekleniyordu. ABD Somali’de, Irak ve Afganistan’daki gibi bir rejim istiyordu.

Çeteler yenildi de iş bitti mi? Hiç zannetmem. Şimdi Kuzey’deki Habeşistan’ı devreye sokacaklar ve Somali’de Amerikan demokrasisinin hakim olması için kanlı savaşlar devam edecek.

Nasıl bir demokrasidir bu ABD demokrasisi? Cevabı ben vermeyeyim, Irak’a, Afganistan’a bakınız.

* Kan, ateş, ölüm…

* Sivil halkın acımasızca katl edilmesi…

* Camilerde ağır yaralıların öldürülmesi…

* Açlık, sefâlet, korku, gözyaşı…

Yaşasın hürriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın uygarlık!.. Şu anda böyle bir demokrasinin Türkiye’ye hakim olması için milyarlarca dolar ulûfe dağıtılıyor, yoğun propaganda yapılıyor. İslâm lâfı edilince manometreleri parçalanan, ibreleri çılgın gibi oynayan adamlar Amerikan aydınlığı için gece gündüz çalışıyor. Her aydınlığın bir enerji kaynağı olması gerekir. Onların enerjisi deste deste dolarlardır.

PKK’nın Kriptoları

PKK savaşı çok kârlı bir savaş… Şimdiye kadar bu savaştan birileri 100 milyarlarca dolar kazandı.

Onlar bu savaşın bitmesini istemez.

Türklerle Kürtler barış ve kardeşlik havası içinde yaşasınlar, böyle bir şeyi düşünmek bile istemezler.

İki taraf da bol miktarda ölü vermelidir.

Türk ve Kürt anneleri gözyaşları içinde tabutlara sarıldıkça, yürek parçalayıcı ağıtlar göklere yükseldikçe, kederli ve öfkeli cenaze törenleri çoğaldıkça onların kârı ve kisbi de artacaktır.

1984’de Ermeni ASALA terör teşkilatının faaliyetleri aniden bıçakla kesilmiş gibi durmuş ve onun ardından PKK terörü başlamıştı. PKK’nın perde gerisindeki üst düzey beyninin birtakım kriptolardan meydana geldiğini biliyor musunuz?

Ahmet, Mehmet, Ali, Abdurrahman…

Öyle mi sanıyorsunuz? Kriptoların iki isimleri vardır, bunu bilmiyor musunuz?

Türkle Kürdü birbirine kırdıracaklar ve sonunda emellerine ulaşacaklar. Ah Türkler!.. Ah Kürtler!.. Niçin kafanızı çalıştırmıyorsunuz?.. Niçin Kriptoların oyunlarına geliyorsunuz?.. Sizin menfaatiniz ve var olmanız, bu vatanda birlikte, kardeşçe, iyi münasebetler içinde yaşamak değil midir?

Mel’unlar

Aç olsan, açık olsan, son derece muhtaç olsan, fakr-u zaruret içinde bulunsan, yine verip veriştiririm ama bu kadar ağır yazmam. Be adam!.. Senden sonra gelecek yedi sülâlene yetecek kadar servetin var ve sen hâlâ avanta, hırsızlık, hortumlama, ihalelere fesat karıştırma, kara para edinme, haram rant yeme peşindesin.

Üstelik de dindar geçiniyorsun. Senin gibi dindar olmaz olsun!

İşe beş kuruşun yok iken başladın ve kısa zamanda dolar milyoneri oldun. Bir milyon dolar, on milyon dolar yirmi yedi milyon dolar. Be mel’un, artık dursana, bu kadarı yeter desene… Kazandıkça hırsın da artıyor. Yirmi yedi milyon dolarcık da neymiş. Yüz milyonlarca dolar istiyorsun. O da yetmez. Bir milyar doların olsa daha iyi olmaz mı? Bill Gates’in var da senin niçin olmasın?

Hırsızlığı yapacaksın, haydutluğu yapacaksın ve sonra mebrur bir hac veya umre ile bütün günahların affedilecek, bütün haramlar helâl olacak. Ulan hergele sen deli misin? Allah-ü Teâlâ Hazretleri Kendi hakkını affediyor ama kul hakkını affetmiyor. Senin o kara servetinde saçı bitmedik yetimlerin, şu fakir halkın, ülkenin hakkı var. Onlar affedilmez.

O muazzam haram servetin sana neşeli bir hayat bahş etmiyor. Fare gibi kuşkulu ve güvensizsin. Kazandıkça daha fazlası için kuduruyorsun. Sende ruhî kuduzluk var.

Servetini yiyemiyorsun. Yesen ne olacak. Haram zehirdir, haram ateştir, haram öldürür. Sen ve haram-daşların yeni rantlar peşindesiniz. Dağları, vâdileri, çalılıkları, sahilleri parsellemek istiyorsunuz.

Bütün bu biriktirdikleriniz ne olacak? Sizden önce bu topraklar üzerinde başka insanlar yaşamıştı. Onların da malları, servetleri, altınları, gümüşleri vardı. Müzeyyen binalarda oturuyorlar, gösterişli binitlerle dolaşıyorlardı. Ne oldular? Hepsi öldü, yerin dibine girdi. Mallar, servetler mirasçılarına kaldı.

Kendinizi akıllı sanıyorsunuz. Hayır, siz çok aplatsınız. Ne korkunç bir çelişki içindesiniz. Hem Allah’a iman ediyorsunuz, hem Müslümanız diyorsunuz, hem de haram yiyorsunuz. Âhirete, hesaba, kitaba, Mahkeme-i Kübraya inanmayan kâfirleri anlamak mümkün de sizi anlamak çok zor. Hayır siz Müslüman değilsiniz, siz münâfıksınız… Halkı aldatsanız da Hâlik’i aldatamazsınız.

Siz âhirete ne kadar çok odun, kömür ve mahrukat hazırlıyorsunuz. Uzun müddet yanmayı istiyorsunuz.. Cehennemlikler oraya odunlarını dünyadan götürürmüş.. Yanasıca mel’unlar. 10 Haziran 2006