Sünnî Alevî Kavgası Çıkartmak İsteyen Kriptolar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 11 Aralık 2018
Derin Güçler (DG) Türkiyeyi çökertmek için
istiyor. Bu konuya açıklama getirmek için
, belirtmem gerekiyor. Alevîler homojen bir yapıya sahip değil. Öncelikle iki çeşit Alevî var:
Gerçek Alevîler Allaha, Peygambere
Kur’ân’a, âhirete, Ehl-i Beyt’e inanırlar. Namaz kılanları, oruç tutanları, hacca gidenleri vardır. Kripto Alevîlerin Alevîliği iğretidir.
Bu konuda biraz fikir edinebilmek için
tarihinde birinci sayfada yayınladığ
başlıklı haberi mutlaka okumak gerekir.
Bir de kesinlikle Alevî olmadığı halde provokasyon, manipülasyon yapmak, fitne fesat çıkartmak için Alevî görünenler vardır. Bunların bir kısmı
diye saçma bir tez ortaya atmıştır.
Türkiyenin dirlik ve düzen içinde yaşaması, ayakta kalması, sınırlarını koruması için çoğunlukta olan Sünnîlerin ve Alevîlerin barış, kardeşlik, mutabakat içinde yaşamaları gerekir. Sünnîlerle Alevîleri birbirine düşürmek için sahneye konulmuş olan
Derin Güçler
tarafından planlı olarak yapılmıştır.
Hiçbir gerçek Sünnî ile hiçbir gerçek Alevî gırtlaklaşmaz, birbirini öldürmez. Evet arada bazı soğukluklar vardır ama aşırı düşmanlık ve savaş yapılmaz. Sünnîler ve Alevîler iyi komşuluk yaparlar, merhabaları vardır.
Yakın tarihimizde Sovyetler Birliği ayakta iken
Allah’a, Peygambere, Kur’ân’a iman eden bir kimsenin
tutması ve emperyalistler hesabını çalışması mümkün müdür?
Türkiye’deki düzen iyi bir düzen midir? Değildir.
Ama devlet, ülke, halk başka şeydir, düzen ve sistem başka şey.
Sünnîlerin dikkat etmesi gereken hususlar: (1) Alevî vatandaşlarımızı üzecek, tedirgin edecek, düşmanlığa sebep olacak laflar etmemeleri ve yazılar yazmamaları… (2) Alevîlik konusunda her türlü polemikten kaçınmaları… (3)
ve iki toplum arasında barış olması için çalışmaları.
Alevîlerin dikkat etmesi gereken konular: (1) Alevî olmadığı halde Alevî görünerek fitne fesat çıkartan
teşhis etmeler, bunları dışlamaları, tecrid etmeleri… (2)
gülünç tezini reddetmeleri… (3) Sünnîleri üzüp tedirgin edecek sözlerden ve eylemlerden uzak durmaları.
Şu husus da asla unutulmamalıdır:
Hiçbir tek kimlikli ve şuurlu Sünnî ve hiçbir tek kimlikli ve şuurlu Alevî, Kriptoların fitne ve fesatlarına alet olmamalıdır. Sünnîlik ile Alevîlik arasında farklılıklar, ayrılıklar vardır ama bunlar
batırmak için sebep ve bahane kılınmamalıdır.
çıkan haberi herkesin mutlaka okuması ve hattâ camlatıp görünür bir yere asması gerekir.
Bendeniz bugünün ölçülerine göre dindar bir Müslümanım, hiçbir gerçek Alevî vatandaşımızı üzmem, onlara saygısızlık etmem. Beyoğlunun altındaki Çukurcuma semtinde eski mobilya satan Alevî bir dostum vardır, ona her uğraşımda çok güzel konuşuruz, muhabbet ederiz.
Ne Sünnîler, ne de Alevîler Kriptoların oyunlarına gelip gemiyi batırmak için beyinsizlik ve delilik yapmalıdır.
1920’li ve 30’lu yıllarda Alevîlere zulm edenler, soykırım yapanlar, köylerini uçaklarla bombardıman edenler
Onlar sadece Alevîlere zulm etmekle kalmamış, Sünnîlere de kan kusturmuşlardır. Lütfen lütfen lütfen, onların torunlarının oyunlarına gelmeyelim.
Biz Sünnîleri ve Alevîleri birbirimizle boğuşturacaklar ve sonra yorganı alıp kaçacaklar…
Vatanımızın bir kısmı elden giderse oralarda ne Sünnî kalır, ne Alevî…
Selamün Aleyküm… Mektubunuzu aldım, sorularınızı cevaplandırıyorum.
1. İngilizce Fransızca ve Arapça derslerine sıkı çalışınız. Bir seneye kadar bu üç lisanda basit metinler, mektuplar yazabilmesiniz.
2. Osmanlıca’ya çalışınız demiyorum, çok çalışınız diyorum. Liseyi bitirdiğinizde merhum Ahmed Cevdet Paşa’nın kaba Türkçeyle yazmış olduğu Kısas-ı Enbiya kitabını orijinal metninden, manasını çok iyi anlayarak tutukluk yapmadan, kekelemeden okuyabilmelisiniz. Her gün on beş Osmanlıca kelime, kavram ve tabirin manasını öğrenmeniz de çok isabetlidir. Bir sene sonra beş bin kelimelik bir hazineniz olacaktır.
3. İlmihalinizi merhum dersiam Ömer Nasuhi Hocaefendi’nin Büyük İslâm İlmihali adlı faydalı ve güvenilir kitabından öğrenirsiniz. Bu kitaba sahip değilseniz bir nüshasını size hediye edeceğim. (Postayla gönderebilmem için Ankara’daki ev adresinizi bildirmenizi rica ederim.)
Şu günlerde meşguliyetim çok, kısa bir zaman sonra size okunması gereken on beş kültür, edebiyat, tarih kitabının listesini yollayacağım.
4. Beş vakit namazı kılınız, bu konuda sizi yadırgayan ve kınayan çıkarsa etrafa göstermeden kılınız.
5. Geleneksel sanatlarımızdan birini mutlaka öğreniniz. Hat sanatını sıkı çalışırsanız dört senede öğrenir ve icazet alabilirsiniz. Hattatlık veya başka bir sanat sizi dinlendirecek, mutlu edecek ve zinde kılacaktır. Niyetiniz Allah için olmalıdır. Hattan para kazanmak, şöhret edinmek olmamalıdır. Elinizin emeği hatlarla bir miktar gelir elde edebilirsiniz.
6. Müzik konusunda size yeşil ışık yakamayacağım. Fetva ve ruhsatladır.
7. Büyük ve küçük günahların çoğunun lisanla (dille) yapıldığını anlatan, İmamı Birgivî Hazretlerinin Tarikat-i Muhammediye adlı kitabından size bir nüsha hediye etmeyi düşünüyorum. Bu çok faydalı ve çok mübarek kitabı okuyunca insanın dilinin kendisi için ne kadar tehlikeli olduğunu anlayacaksınız.
8. “Bendenizin amacı vatanıma ve dinime hizmet etmektir” cümlesini yazmışsınız, din kelimesini vatandan önce kullanmanız gerekir. Müslüman vatanında da olsa, gurbette de olsa Allah’a ibadet ve İslâm’a hizmet etmekle mükelleftir (yükümlüdür).
Kullandığınız Türkçeyi beğendim, yanlışsız yazabiliyorsunuz. Zamanınızın hiç de millî olmayan eğitim sistemi maalesef lise mezunlarına bile anadillerinin edebiyatını doğru dürüst öğretemiyor. Televizyonlarda açık oturumlarda konuşan bazı akademisyen ve elitlerin Türkçe konuşurken ne kadar zorlandıklarını, mütemadiyen ııı ııı ııı dediklerini, eski tabirle rekâketli bir şekilde konuştuklarını farkına varmışsınızdır. Lise bitirmiş bir Türkiyelinin Türk lisanını çok akıcı, düzgün, edebi ve kibar şekilde konuşması gerekir.
Boş zamanlarınızda Sultanahmet Türk İslâm Eserleri, Gülhane Arkeoloji, Yıldız Belediye, Sarıyer Yeniköy arası Sadberk Hanım, Beşiktaş Deniz müzelerini gezmenizi tavsiye ediyorum.
Ülkemizde maalesef eğitim, kültür, sanat, medeniyet, milli kimlik konularında çok vahim ve ölümcül yozlaşma ve kopukluk vardır. Siz siz olun bunları telafi edin. Bu dünya dinlenme, tatil yapma, keyif çatma yeri değildir, imtihan yeridir. Zaruret oldukça elbette dinlenirsiniz ama zaruret ve lüzum olmadan keyfinize bakmayınız. İnançlı bir Müslüman için ebedi tatil, şayet Allah onu Cennet’e koyarsa oradadır. Bunu hatırdan çıkarmayınız.
Dinî konularda Ehl-i Sünnet cadde-i kübrasında ve dairesi içinde bulununuz; sakın bidat cereyanlarına, reformculuklara, dinde yenilik ve değişim sapıklıklarına, çeşit çeşit İslâmcılıklara, light İslâm’a veya Necdîlik, Rafızîlik, Selefîlik gibi firak-ı dalle yollarına, Fazlurrahmancılık gibi yıkıcı çıkmaz sokaklara sapmayınız. Ekininizi ateşe verir, helak olursunuz. Ümmet içinde ihtilaf olursa siz Peygamberimizin (Salât ve Selam olsun ona) buyurduğu gibi “Sevad-ı Âzam” içinde olunuz. Sevad-ı Azam büyük karaltı, büyük topluluk demektir yani Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesidir.
Agresif şekilde dinimize, Peygamberimize ve mukaddesatımıza dil uzatan ateistlerle tartışmaya yaşınız ve statünüz müsait değildir. Kendinizi yetiştirebilirseniz inşaallah intikamınızı ileride ahsenü’l-intikam (intikamın en güzeli) olarak alırsınız. Hayırlı başarılar dilerim. 16 Ocak 2013