Sünnî Müslümanlar Sapıkların Tuzaklarına Düşmesin
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
1. Mü’min bir kulun en yüksek mânevî rütbe ve dereceye çıkması, onun üzerindeki kulluk yükümlülüklerini, dinî vazifelerini kaldırmaz. Şeriatin bütün emirlerini yerine getirmesi, bütün yasaklarından kaçınması gerekir. Biz yakîn mertebesine ulaştık, bizden namaz abdest, oruç, zekat, hac kalktı diyenler küfre düşer. İnsanların derece itibarıyla en yükseği olan Resullullah
Efendimiz ölünceye kadar namaz kılmış, oruç tutmuş, diğer emirleri yerine getirmiştir.
2. Faydalı, kurtarıcı, ebedî saadeti kazandırıcı, İslâmı ve Ümmeti güçlendirip yükseltici ilimleri öğrenmek farzdır ve bu öğrenme en faziletli ameldir. Bu ilimleri ihlasla, Allah rızasını kazanmak için öğretenler ve öğrenenler şerefli Müslümanlardır.
3. Ehl-i Sünnet mezhebinin âhiretle, kabir alemiyle ilgili olarak bildirdiği her şey haktır, doğrudur. Kabir azabı haktır. Berzah alemine intikal eden ölüyü Münker ve Nekir meleklerinin sorgulaması haktır.
4. Mi’rac haktır. Resulullah Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) uyanık olduğu halde, bedeniyle, gecenin bir bölümünde semalara ve Allahın dilediği öteler alemine yükseltilmiştir.
5. Allahın izniyle şefaat haktır… Sırat haktır… Mizan haktır… Cennet ve Cehennem haktır… Cennet ve Cehennem mahluktur ve şu anda mevcuttur. Cennet ve Cehennem ebedîdir…
6. Kalbinde iman olan kimseler, ilahî adalet gereği bir miktar Cehennemde kalsalar bile, cezalarını çektikten sonra oradan çıkartılacaklar ve Cennete konulacaklardır.
7. İslâmın, imandan sonra ikinci temel şartı olan beş vakit namaz haktır.
8. Kur’ân Allah’ın kelamıdır. Mahluk değildir, yaratılmamıştır. Kadimdir. Kur’ân Müslümanların düsturudur=anayasasıdır.
9. Mü’min havf ile reca arasında bulunmalıdır. Hem çok korkmalı, hem de çok ümid etmelidir.
10. Din, dünya hayatını tanzim için gönderilmiştir. Din ile dünya ayrı değildir. Din sadece bir vicdan işidir, dünyaya karışamaz demek küfürdür.
11. Ahlâkın, iyilik ve kötülük ölçülerinin, güzel ve çirkin şeylerin kaynağı dindir, Şeriattır.
12. Allah güzeldir ve güzeli sever.
13. Mülk Allahındır, dilediğine verir, dilediğinden alır; dilediğini aziz, dilediğini zelil kılar.
14. Bir insanın kurtuluşu, ebedî saadeti, izzeti; sahih, geçerli, makbul bir iman iledir. İmansız saadet, necat, izzet olmaz.
15. Âhir zaman Peygamberi
Allah katından ona gönderilip onun da eksiksiz tebliğ ettiği Kur’ânı, Din-i Mübin-i İslâmı, Şeriat-i Garra-i Ahmediyyeyi duyup da iman etmeyen, aksine inkâr eden, yalanlayan kimseler için kurtuluş, Cennet yoktur.
16. İslâm güzel ahlâk dinidir. Ahlâkı güzel olmayan iyi Müslüman değildir.
17. İman bir bütündür. İman edilmesi gereken bütün hüküm ve değerlerin hepsine inanmak, onları tasdik etmek gerekir. Allahın gönderdiği kesin hükümlerin bir kısmına iman edip, bir kısmını inkâr edenler, dıştan Müslüman görünseler bile gerçek mü’min değildirler.
18. Allahın hududu=sınırları vardır. Bunlar sirkat=hırsızlık haddi, içki içenlerle ilgili had, namuslu kadınlara zina isnadı
ile ilgili had, zina haddi, yol kesici eşkıyaya tatbik edilen had… Ayrıca dinimizde
cezası vardır.
Ayetle, hadîs ile, icmâ ile sabit olan hadleri inkâr ve tekzib edenler küfre düşer.
19.
Haramlığını inkâr eden kâfir olur. Muhsan
kimseler recm edilir. İslâmda recm cezası yoktur diyenler Ehl-i Sünnetten çıkmış olur.
Muhterem okuyucularım!.. Tarihe karışmış olan
mezhebi, son elli-altmış yıl içinde memleketimizde maalesef hortlatılmıştır. Birtakım bozuk ilahiyatçılar
taqiyye ve kitman yaparak Mutezile olduklarını gizlemekte, sinsice Ehl-i Sünneti yıkmaya çalışmaktadır. Sünnî Müslümanlar bunların tuzaklarına düşmemelidir.
Yukarıdaki 19 maddeyi Müslüman kardeşlerime bu maksatla hatırlattım.
Tafsilatı (ayrıntıları) muteber akaid, fıkıh, ilmihal kitaplarımızda yazılıdır.
Halkı uyarmayanlar, halkı aydınlatmayanlar, halkı bilgilendirmeyenler mânen halkın kanına girmekte, halka hıyanet etmektedir.
Diyanet Başkanlığı ve teşkilâtı halkı uyarmakla vazifelidir ve bu vazifeyi kesinlikle ihmal edemez, savsaklayamaz. Bu ülkede resmî Diyanet’in yanında özel Diyanetler de vardır; onların vazifesi de halkı uyarmak ve aydınlatmaktadır.
Müslümanlar ziyalılar, sözü geçenler bu konuda sorumludur. Memleket pislik içinde, halkın büyük bir kısmı ne yapacağını şaşırmış ne yaptığını bilmiyor ve birkaç istisna dışındaki vazifeliler, sorumlular yan gelip yatıyor.
Türkiye’miz turizm konusunda müthiş ilerledi. Memlekete para akıyor. Lakin madalyonun arka tarafından
Bu konuda uyarı yapılıyor mu?
İstanbulda oruç tutanlar azınlıkta. Mübarek Ramazan gündüzünde serbestçe yiyenin, içenin haddi hesabı yok.
Henüz çocuk yaşındaki kız, babasına gizlice uyku ilacı içirmiş eve erkek almış. Sabah adamcağız, kafası kazan gibi uyanmış, bir de bakmış ki, kızının yatağında yabancı bir erkek yatıyor. Kızıyla tartışmış ona bir tokat atmış. Kız şikayetçi olmuş, adama kızını tokatlamaktan ceza verilmiş.
şu Ramazanda bile
Müslümanlar bu konuda feryat bile etmiyor.
Müslüman aile yapısı göz göre göre yıkılıyor, sabotaja uğruyor, birkaç inilti dışında tepki yok.
Zenginleşme, lüks ve israflı bir hayat sürme, hava atma, her çeşit azgınlık… Türkiye sosyal adalet konusunda dünya ülkelerinin en gerisindeymiş… Şeffaflık ve temizlik notumuz 10 üzerinden 5…
Sahte, zehirli, mağşuş gıdalar… Emanetlere hıyanet… Yalan, iftira, gıybet, nemime, tecessüs… Nifak, şikak, tefrika, fitne ve fesat…
Perşembeyi cumaya bağlayan gece Sultanahmet camiine teravihe gitmiştim. O ulu caminin beşte biri bile dolmamıştı.
Kur’âna, Sünnete, Şeriata, ahlâka aykırı bütün günahlar, bid’atler, fısk u fücurlar gırla gidiyor. Ey Diyanet neredesin?.. Ey öteki Diyanetimsi kurumlar neredesiniz?.. Ey dini bütün geçinenler!.. Ey Müslümanlar!… Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını kimler yapacak? Halkı kimler uyaracak?.. 17.07.2014