Sünnîlikle Reformculuk Arasındaki Mücadele
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Ocak 2019
Pazartesi
Ehli Sünnet Müslümanlığına karşı reformculuğu, bid’atleri, ehliyetsizlerin ictihad yapmasını, dinde değişiklik ve yeniliğe gidilmesini savunan tâife Sünnî din alimlerinin tanınmasını istemez. Onların kendi bilginleri, fikir adamları, yazarları, aksiyoncuları vardır.
1850-1936 yılları arasında yaşamış İsmail Yusuf Nebhanî ehl-i sünneti savunmuş, bid’at ve yeniliklerle mücadele etmiş büyük bir din alimidir. Ülkemizde bu zatı tanıyan kaç kişi çıkar?
Ehl-i Sünnet alimleri unutturulmak istenirken; bid’atçiler, reformcular, rafizîler, bozuk fikirliler yoğun bir propaganda yapılarak tanıtılmıştır. Mesela, Yüce Rabbimiz için
diyen ve kendisini Şiî hocaların ve ahundların bile reddettiği
büyük bir İslâm düşünürü, aziz bir şehid, örnek bir aksiyon adamı olarak tanıtılmıştır.
19’uncu yüzyılın ikinci yarısında İslâm dünyasında Ehl-i Sünnet taraftarı gelenekçi din alimleriyle, reformcu ve yenilikçiler arasında büyük bir fikir savaşı yaşanmıştır. Bid’atçilerin, reformcuların, yenilikçilerin başını
çekiyordu. Şu, İranlı olduğu halde kendisini Afgan gösteren, Şiî olduğu halde Sünnî postuna bürünen, Farmasonluğun en koyusuna bağlı olan, İngiliz ajanı Blunt ile işbirliği yaparak Sultan Abdülhamid’i tahtından indirmek isteyen karanlık kişi.
Onun yanında, yine Mason olan ve İngilizlerin kendisini Mısır başmüftüsü yaptıkları
Türkiye’mizde 20’nci asrın ilk çeyreğinde, içyüzleri bilinmediği için bu üç şaibeli reformcunun övgüleri yapılmış, kitapları tanıtılmış, fikir ve metodlarının Müslümanları kurtaracağı sanılmıştır. Lakin daha sonraki tarihlerde bu üçünün de maskeleri düşmüş, içyüzleri meydana çıkarılmıştır. Artık zamanımızda Afganî’yi, Abduh’u, Reşid Rıza’yı körü körüne tutan ve destekleyenlerin hiçbir mâzereti yoktur. Reformcular ve yenilikçiler Osmanlı Padişahı ve Müslümanların Halifesi Sultan İkinci Abdülhamid Han’a düşmanlık ve muhalefet etmişlerdir. Buna mukabil Ehl-i Sünnet Müslümanlığına bağlı gelenekçi âlimler Padişaha ve Halifeye sadık kalmışlar, Osmanlı İslâm devletinin ayakta kalması, bütünlüğünü koruması için çalışmışlardır.
Suriyeli Rufaî şeyhi Ebü’l-Hüda es-Sayyadî o devirde Osmanlı saltanatının ve hilafetinin yaşaması ve devam etmesi için en fazla gayret sarf edenlerdendir. Farmasonların, Siyonistlerin, Sabataycıların, Haçlıların, İslâm’dan uzaklaşmışların, Reformcu ve Yenilikçilerin kötüledikleri bu zat 400’e yakın kitap yazarak Sünnîliği savunmuş, bid’atleri kötülemiştir. Ebü’l-Hüda Sayyadî’yi ülkemizde tanıyan, eserlerini okuyan kaç Müslüman vardır? Bu büyük zat da unutturulmuştur, kötülenmiştir.
2005