Süper Eleman Yetiştirmek
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazar
SORU: İleride dine, devlete, millete, vatana hizmet edecek süper bir gencin kaç dil bilmesi gerekir?
CEVAP: En az altı dil bilmesi gerekir. Birincisi:Zengin Türkçedir (Osmanlıca) Şeyh Galib’in divanını okuyup, anlayacak, şerh edebilecek kadar… İkincisi: Çağımızın lingua francası olan İngilizceyi yazacak, konuşacak, ilmî kitapları okuyacak derecede iyi bilmelidir. Ayrıca Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca…
SORU: Bir genç bu kadar dili öğrenebilir mi?
CEVAP: Öğrenebilir. Aksi takdirde süper genç olamaz.
SORU: Süper gencin daha neler bilmesi gerekir?
CEVAP: Dünya standartlarının üst seviyesinde lise genel kültürüne sahip olması gerekir. Tarih, Coğrafya (bilhassa beşerî ve iktisadî), sosyoloji, psikoloji, mantık, ahlâk, estetik, metafizik, felsefe tarihi. Bu saydığım derslerin her birinden çok ciddî kompozisyonlar yazabilmelidir.
SORU: Ayrıca…
CEVAP: Liselerde okutulmayan birtakım bilgileri de kazanmış olmalıdır. Meselâ yüksek seviyede görgülü olmalıdır. Eskiler buna adab-ı muaşeret derlerdi. Görgüsüz bir bilgili, yontulmamış kıymetli bir ağaç kütüğü gibidir.
SORU: Bu süper genç ahlâk ve karakter terbiyesi bakımından nasıl olmalıdır?
CEVAP: Son derece yetişmiş, eğitimli, birikimli olmalıdır. Bunun için ehil hocalardan ve üstadlardan ders almış olması gerekir. Ahlâk ve karakter terbiyesi kuru nazariye ile olmaz. Mutlaka tatbikat görmesi, tâlim yapması icab eder. Meselâ ciddî ve gerçek bir tarîkata girecek, bir mürşid-i kâmilin gözetiminde çile çıkartacaktır. İslâm ahlâkının bütün faziletleri kendisinde bulunacaktır.
SORU: Böyle bir genç nasıl bulunabilir?
CEVAP: Böyle bir eğitim alacak, yetişecek gençlerin sayısı çok azdır. Meselâ 72 milyonluk Türkiye’de böyle ancak 72 genç çıkar. Onların aranması, bulunması ve kendilerine anlattığım şekilde eğitim ve terbiye verilmesi gerekir.
SORU: Bu 72 genç nasıl bulunabilir?
CEVAP: Tibetlilerin Dalay Lama’yı daha çocukken, bebekken bulmaları gibi metodlarla, araştırmalarla bulunabilir. Dikkat edilecek hususlar: Son derece zekî olacak. Zekânın yanında firâset ve akıl bulunacak. Bio-jenetik dosyası temiz ve kaliteli olacak. İstihareye müracaat edilmelidir.
SORU: Böyle süper bir genci yetiştirmek için başlıca neler lazımdır?
CEVAP: Başlıca iki şey lazımdır: Birincisi: Bu işe ehil bir üstad. Tabiatıyla bu üstadın bir tedris plan ve programı olacaktır. ikincisi: Bu iş için gerekli para. Bu da, bugünkü rayiçle ayda 5 bin dolardan az olamaz. Bu beş bin dolardan gence, bir dolar bile harçlık verilmeyecek, paranın tamamı yetişmesi için harcanacaktır. Beş bin doları bir gence veya velisine vereceksin ve o çocuk yetişecek. Böyle bir şeye inanan deli veya eşektir!
SORU: Bir genç yukarıda saydığım ilimleri, dilleri, bilgileri, kültürü öğrenebilir, hazmedebilir mi?
CEVAP: Sıradan gençler için ağır olur, kaldıramazlar. Süper genç için mümkündür.
SORU: Böyle gençler hangi sahalarda ihtisas yapacaklardır?
CEVAP: Bilhassa şu sahalarda: İletişim, medya, gazetecilik, dergicilik, televizyon… Eğitim… Halk eğitimi…
SORU: Hangi uzmanlıklara yatırım yapılmayacaktır?
CEVAP: Doktorluk, mühendislik, işletmecilik…
SORU: Bugünkü Müslümanlar böyle süper elemanlar yetiştirebilir mi?
CEVAP: Yetiştiremez. Paraları vardır ama akılları, vicdanları, kültürleri, firasetleri yetmez.
SORU: Böyle gençler yetiştirilmesine birtakım güçler izin verirler mi?
CEVAP: İzin vermek istemeyecekler, böyle bir işi sabote edecekler, engellemek ve kösteklemek için ellerinden geleni ardlarına koymayacaklardır.
SORU: Bugünün liselerinde ve üniversitelerinde ayda 100 veya birkaç yüz lira burs vererek adam yetiştirilebilir mi?
CEVAP: Kesinlikle yetiştirilemez. Fakir bir öğrenciye ayda bir miktar harçlık verilmiş olur, o kadar.
SORU: Zengin Müslümanlar kendi çocuklarını, kendi ciğerparelerini iyi yetiştirmek istiyor…
CEVAP: Herkesin kendi çocuğunda, ciğerparesinde yukarıda saydığım kabiliyet ve hasletler yoktur. Olsa bile, zenginlerin parası vardır ama süper genç yetiştirecek ilimleri, kültürleri, ihtisasları yoktur.
SORU: Müslümanlar böyle süper elemanlar yetiştiremezlerse kurtulmaları mümkün olur mu?
CEVAP: Bence olmaz.
SORU: Sizin bu projenize Müslümanlar içinde muhalefet eden çıkar mı?
CEVAP: Çıkar. Meselâ bazı cemaatler, kendi gençlerinin pırlanta, elmas, yakut, zümrüt, 24 ayar saf altın olduğunu iddia etmektedir. Onlar, benim teklifimi kendilerine bir hakaret olarak kabul ederler. Her şeyin en iyisini onlar yapar, başkası yapamaz ve yapmamalıdır!
SORU: Türkiye Müslümanları içinde dünya çapında süper insan ve eleman var mıdır?
CEVAP: İstisnâlar kuralı bozmaz…Gazeteci, yazar, medyacı, romancı, mimar, sanatkâr, büyük düşünür… Dünya çapında böyle elemanlarımız varsa listesi yapılsın, herkes isimlerini öğrensin.
SORU: Böyle süper elemanlar yurt içinde yetiştirilemezse yurt dışında yetiştirilebilir mi?
CEVAP: Yetiştirilebilir. Vaktiyle, Asr-ı Saadet’te Mekke’de zulme uğrayan Müslümanların Habeşistan’a hicret etmeleri gibi. Hazret-i Mûsa’nın, Firavun’un sarayında büyüyüp yetişmesi gibi. Cep telefonu, internet, e-mail, faks gibi kolaylıklar ve vasıtalar dünyayı çok küçültmüştür.
SORU:Böyle yetişecek cevherli bir genç için bir milyon dolar bulunsa, fakat hoca, üstad, terbiyeci bulunmasa ne olur?
CEVAP: Bir milyon dolar boşa gider, çar çur olur.
SORU: Böyle yazıları niçin yazıyorsun?
CEVAP: Yazılmış ve söylenmiş olsun diye yazıyorum…
Sayın vatandaşlar! Aşağıdaki hususlara dikkat etmeniz önemle rica olunur:
(1) Belediyelere, emniyete, adliyeye, resmî makamlara yapacağınız şikayetleri mutlaka yazılı dilekçe olarak yapınız. Bunların suretlerini iyice saklayınız.
(2) Şikayet dilekçelerinize ekleyeceğiniz belgeleri notere tasdik ettiriniz. Meselâ: Bir suçu bildiren bir belge var. Bunu notere götürünüz ve tasdik ettiriniz.
(3) Şikayetlerinizi sadece bir makama yapmayınız. İlgili birkaç makama birden yapınız. Meselâ: Hem savcılığa, hem emniyete, hem İçişleri Bakanlığı’na, hem Jandarmaya.
(4) Bu şikayetlerinizi, son derece güvendiğiniz bir takım milletvekillerine de iadeli taahhütlü olarak postalayınız.
(5) Tekrar ediyoruz: Kesinlikle sözlü şikayet yapmayınız. Telefonla şikayet etmeyiniz. Sözlü şikayetleriniz yüzde doksan dokuz boşa gider.
(6) Bu yazılı şikayetlerinizi, mafyacılıkla ve kokuşmayla ilgisi olmayan namuslu ve ciddî medya organlarına yazılı olarak postalayınız. Belki içlerinden biri ilgilenir.
(7) Kanunsuzluk yapanlarla uğraşınız. Tehditlere aldırmayınız. İşlerin üzerine sonuna kadar gidiniz.
(8) Organize suç çetelerinin her yerde adamları, ajanları ve ortakları vardır. Sözlü, telefonla şikayetler onlara vız gelir.
(9) Fısıltı gazetesi çok büyük bir güçtür. Yalan söylememek, iftira etmemek, doğruluktan ve adaletten ayrılmamak şartıyla bu gücü kullanınız.
(10) Unutmayınız: Bir ülkede yaşayan namuslu, şerefli, doğru, faziletli vatandaşlar; en az namussuzlar, şerefsizler, yamuklar, faziletsiz reziller kadar cesur olmazlarsa o memleket iflâh olmaz.
(11) Hırsızlar, hortumcular, namussuzlar, saçı bitmedik yetimlerin hakkını yiyenler, haydutlar, eşkıya, talancılar içimize sızmışlardır. Onlarla, sinek vızıltısı gibi cılız sözlü şikayetlerle baş etmek mümkün ve muhtemel bir iş değildir. Ey namuslu ve doğru vatandaşlar! Siz de en az onlar kadar cesur, onlar kadar gözükara, onlar kadar atılgan olunuz. Aksi takdirde bu memleket batacak ve enkazın altında yok olup gideceğiz… 20 Mart 2006