Tehlike geçmemiştir.

Herkes kötü şeylere hazır olsun.

Bu kavgalar savaşlar, fitneler fesatlar

İktidar-Cemaat anlaşmazlığından kaynaklanmıyor.

Ülke, toplum, devlet gırtlağına kadar günaha ve isyana batmıştır.

Tokadı vuranı bilmekle iş bitmez.

Vurduranı bilmek gerekir.

Bu ülkede Müslümanlar çoğunluk, hem de ezici çoğunluk olacak ve sonra bunca açık fısk, fücur, günah, isyan, tuğyan sergilenecek. Elbette iyi olmaz bu gidişin sonu.

Müslümanlar tek bir Ümmet olmayacaklar, Müslümanlar râşid ‘âdil muktedir bir İmama biat ve itaat etmeyecekler, Müslümanlar emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayacaklar ve sonra her şey yolunda gidecek… Olur mu böyle şey?

Tehlike devam ediyor, çanlar çılgınca çalıyor. Kimin için çalıyor bu tehlike çanları? Müslümanlar için… Başımızı kaldırıp semaya bakalım. Orada bize gönderilmiş bir mektup göreceğiz.

Okuyalım onu. Ne diyor?

Müslümanlar birleşin diyor. Müslümanlar Ümmet olun diyor Müslümanlar râşid bir İmama biat ve itaat edin diyor. Müslümanlar, namaz kılın diyor. Müslümanlar, cehren=açıkça küstahça işlenen günahları bırakın diyor.

Müslümanlar,

Kur’âna Sünnete Şeriata hikmete sarılın

diyor. Müslümanlar, fitne ve fesat yangınlarını söndürün diyor.

Biz başımızı âsümana çevirip o mektubu okumuyoruz ve gereğince amel etmiyoruz.

Çanlar bizim için çalıyor.

Yarın çok geç olabilir. Lafla, edebiyatla, dedikodu ile hiçbir bozukluk düzelmez. Müslümanların kurtuluşu tek bir Ümmet çatısı altında birleşmektedir. Tek bir râşid İmama biat ve itaat etmektedir…

Bir buçuk milyar Müslüman içinde kendisine biat ve itaat edilecek bir tek İmam adayı yok mudur?

Böyle biri varsa, o kesinlikle beni seçin demez. Çünkü İslâm da riyasete talib olmak yoktur. Matlub olsa, ehliyeti ve rüştü olmayan bir kimsenin kabul etmesi yine haram olur.

Bugünkü savaş ve fitne fesat böyle devam ederse

siyaset ve iktisat çökecektir. Ülke ve devlet tekrar vesayetçilerin, sömürgecilerin, emperyalistlerin eline geçecektir.

Dedikodunun hiçbir maraza şifası yoktur. Bozuk ve batık bir toplum, dedikodu ile daha da bozuk olur ve batar. Kur’ân bize

“Allahtan sabır ve salat=namaz ile yardım isteyin”

buyurmaktadır.

İçimizdeki rezil ve sefil din sömürücülerini, mukaddesat bezirganlarını kusmadıkça bizim için necat ve felah olmaz.

Baksanıza zekatları bile Kur’âna, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak devşiriyorlar.

Müslümanlar Müslümanlar Müslümanlar!.. Niçin birleşmemekte, tek bir Ümmet olmamakta, râşid bir İmama biat ve itaat etmemekte direniyor ve diretiyorsunuz? Niçin ezan-ı Muhammedî okununca camilere gitmiyorsunuz?

Son haftalarda nereye gitsem,

aman bize şu son kavgayı savaşı anlat

isteğiyle karşılaşıyorum. Bu savaşın, bu kavganın, bu fitnenin ve bu tefrikanın bütün dedikodusunun, içyüzünün

gayr-i müekked iki rekat namaz kadar kıymetinin olmadığını

anladığımız gün kurtuluşa bir adım atmış olacağız.

Susun susun susun!..

Canımıza yetti artık, susun, kapatın çenenizi ey meşreb holiganları, cemaat hizip parça militanları susun susun!

Çanlar bizim için çalıyor… Tehlike yaklaşıyor yaklaşıyor… Biz hálâ işin dedikodusundayız.

Tek bir Ümmet yapısında birleşmek,

râşid bir İmam bulup ona biat ve itaat etmek

konusunda geç kalabiliriz. Sonra istesek de birleşemeyiz.

Münadiler bize birleşin birleşin, itikadınızı tashih edin, namaz kılın, bir İmama biat edin, isyandan vaz geçip taat yoluna girin, ahlâkınızı düzeltin diyor. Duymuyor musunuz? Çanlar

İrak, Suriye, Mısır

diye çalıyor. Sağır mıyız ki, duymuyoruz bunca uyarıyı… Kösler bizim için çalıyor…

•(İkinci yazı) Kimler Kâfirdir?

Allah’ın varlığını kabul etmeyenler. Agnostikler, yani Allah var mı, yok mu, bilmiyoruz diyenler. Muhammed Mustafa’yı

(sallallahü aleyhi ve sellem)

tekzib edenler= yalanlayanlar, yani onun Allah’ın Resulü olduğunu ve bize Hak’tan Kitab, Din ve Şeriat getirmiş olduğunu inkâr edenler.

Âhireti, yani öldükten sonra dirilmeyi, hesabı kitabı, Cenneti Cehennemi inkâr edenler. Kur’ân’ın kelamullah olduğunu inkâr edenler, kul sözüdür diyenler.

Resulullahın

(Salat ve selam olsun ona)

Sünnetini inkâr edip, bize sadece Kur’ân yeter diyenlerin, onu da re’y ve heva ile tefsir edenlerin küfre düşmelerinden korkulur.

Kur’ân’daki kesin emirleri, farzları, öğütleri; yasakları, haramları, uyarıları inkâr edenler. Veteriner kontrolünden geçen domuz eti temizdir, helaldir, yenilebilir diyenler.

Zina büyük günah ve suç değildir, İslâm da zina eden erkeğe ve kadına ceza yoktur diyenler. Riba para ticaretidir, caizdir ve helaldir diyenler.

Beş vakit namaz eskidendi, yaşadığımız zamanda farz değildir diyenler. Bütün mü’minlerin tek bir Ümmet olduğunu, olması gerektiğini inkâr edenler.

Kural şudur: İslâm da, Kur’ân’da, Sünnette, Şeriat ve fıkıhta kesin olarak zaruriyat-ı diniye olan hükümleri, değerleri inkâr ve tekzib edenler dinden çıkarlar.

Ancaaak… Hiç kimse, isim vererek, kimlik bildirerek bir kimsenin kafir olduğunu iddia edemez. Bu yetki, ulemaya, fukahaya, müftülere aittir. Onlar gerekçeli fetva verirler, bu fetva kadı=İslâm hakimi tarafından hükme bağlanır, sonra râşid ve âdil İmam tarafından tasdik edilir.

Asıl ve esas olan kural şudur: Ehl-i Tevhid ve ehl-i Kıble olan herkes mü’mindir.

Büyük günahları, onların helal olduğuna itikad etmeksizin işleyenler kafir olmaz. Ehl-i Sünnetin görüşü budur.

Kur’ânı, Sünneti, Şeriatı tahkir ve tezyif edenler dinden çıkar.

İslâm nakil üzerine müessestir=kuruludur. Nakli bırakıp aklı din kaynağı olarak kabul etmek insanın ayağını kaydırır.

Savunması alınmadan hiç kimse küfürle suçlanamaz.

Kafirleri, münafıkları, fasık ve facirleri, Deccalları, Kezzabları, Süfyanları, harbî din düşmanlarını sevmek imana büyük zarar verir, maazallah sönmesine yol açabilir.

Şuurlu gerçek Müslüman Allaha, Resulullaha, Kur’âna, Sünnete, Şeriata, fıkha, zaruriyat-ı İslâm iyeye irtibatlı ve bağlı olmalıdır.

Kişinin imanını koruyan şeyler:

Sahih itikad… Sağlam, muteber, güvenilir din hocalarından öğrenilmeli.

Beş vakit namazı dosdoğru kılmak.

Hür ve mukim erkeklerin farz namazları cemaatle kılmaları.

Zekatı dosdoğru vermek.

Sâlih=iyi ameller=işler yapmak.

İhlaslı olmak. Âdil olmak. Ahlâklı ve faziletli olmak. Resulullah Efendimizi örnek ve model kabul ederek onun yolundan gitmek. Cömert olmak, Allah rızası için sadaka vermek, hayır hasenat yapmak.

Gerçek, râsih, icazetli ulemaya, fukahaya, meşayihe, mürşidlere çok hürmet etmek, onların emir ve öğütlerini tutmak.

Ulema-i sû’dan, müteşeyyihlerden, dini dünyaya alet edenlerden uzak durmak.

Lüks ve israflı bir hayat sürmemek. Dilini tutmak. Hiç unutulmasın: İman Allahın insana en büyük nimetidir.

Müslüman Allahtan hüsn-i hâtime istemeli, hüsn-i hâtimeye sebep ve vesile olan bütün iyi, güzel, doğru şeyleri yapmalıdır.

Allahü Teala Erhamürrahimîn ve Ekremülekremîndir, Kendisine müracaat edenleri boş çevirmez. 02.2.2014