Tekmelenen Ceset
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Perşembe
Kuzey ittifakı askerlerinden biri yere serilmiş bir Taliban askeri cesedini tekmeliyor… Biz buna benzer bir manzarayı daha önce Bosna-Hersek’te de görmüştük. Arada önemli bir fark vardı: Bosna-Hersek’te Müslüman ölüsünü tekmeleyen bir Sırp askeriydi…
Haçlılar Müslümanları Müslümanlara kırdırtıyor.
Şerefli bir asker, ölen düşmanın cesedini tekmelemez. Savaşın, kıtalin de kendine göre ahlâkı, kuralları vardır. Mürüvvetli, şerefli, asil kimseler ölen düşmanın kimliğini tespit eder ve sonra bir mezar kazarak onu toprağa koyar.
Afganistan’da birbiriyle savaşanlar Müslümandır. Taliban da Müslüman, Kuzey İttifakı mensupları da Müslüman. Müslümanın, öldürdüğü Müslümanın cesedini tekmelemesi ne kadar iğrenç, ayıp, günah, çirkin bir haldir.
Taliban ile Afganistan’da bir dereceye kadar sükûn, huzur ve emniyet sağlanmıştı. Amerika ve diğer Haçlılar oradaki dengeyi bozdular ve Müslümanları Müslümanlarla gırtlaklaştırdılar.
Amerikan bombardımanı ve yardımcıları olmasaydı, Kuzeyliler savaşabilir miydi?
Afganistan’daki en büyük etnik grup Peştunlardır. Kuzey İttifakı’nda onlar temsil edilmiyor. Bu ne demektir? Afganistan’da tekrar kardeş kavgası başlayacak, ülke büsbütün harap olacak, halk büsbütün perişan olacaktır.
Şu anda en büyük darbeyi ve kazığı Pakistan yemiştir. Çünkü Pakistan ile Kuzey İttifakı kumandanlarının arası son derece bozuktur. Kuzeyliler Pakistan’ın ve İslâm’ın can düşmanı olan Hindistan’la işbirliği yapıyor.
Müslümanları birbirine düşürmek, Müslümanı Müslümana kırdırtmak Haçlıların yeni bir siyaseti değildir. İlk Haçlı seferlerinde de böyle yapmışlardı.
Fransızlar Cezayir Müslümanlarını Arap ve Kabili diye iki cepheye ayırmış, aralarına nifak sokmuşlardı.
Bugün Türkiye’de Türk-Kürt, Sünnî-Alevî ayırımını körükleyenler de Haçlılardır.
İlhamlarını, planlarını Haçlılardan alan yerli işbirlikçiler Müslümanları birbirine düşman, rakip, hasım gruplara, fırkalara, hiziplere ayırır ve İslâmî hareketin belini kırarlar. Türkiye’de de aynı oyun oynanıyor.
Afrika’nın küçük ülkelerinden Ruanda’da ayrı ırklara mensup kabileleri birbirine düşürerek yüzbinlerce insanın katledilmesine sebep olanlar da Haçlılardır. Ruanda soykırımı hakkında Fransızca çok kitap yayınlandı. Birinin ismini vereyim: (Ruanda, un Génocide Français. Yazarı: Mehdi Ba. L’Esprit Frappeur yayınları.)
Haçlılar, Müslümanları birbiriyle çarpıştırırken onlara milyarlarca dolarlık silah ve cephane satarak zengin olur. Akılsız Müslümanlar da bu oyuna gelir.
Cezayir’i bugünkü perişan ve berbat hale sözde demokrasi aşığı Haçlılar getirmedi mi?
Şu anda Pakistan’da hem Müşerref ve yandaşları, hem de dindar aydınlar ve halk büyük bir öfke ve üzüntü içindedir. Amerika ve müttefikleri Pakistan’a ihanet etmiştir.
Peki Haçlı sömürgecilerin 19’uncu asırda ve yirminci asırda başarıyla yürüttükleri parçala, böl, ez, Müslümanları birbirine kırdırt politikası ilânihâye devam eder mi? Etmeyecektir. İslam âleminde, çağı yakalamış, dünyanın en parlak üniversitelerinde okumuş hayli vasıflı eleman vardır. Yeni başlamış olan ve uzun süreceği anlaşılan savaşın gelecek yıllarında bu vasıflı Müslümanlar Haçlı oyunlarını bozmak için çalışacaklardır.
Amerika ve Haçlı müttefikleri Afganistan’dan sonra Irak’ı dize getirmek isteyeceklerdir. Kendi askerlerinin ve çocuklarının canları kıymetli olduğu için bu işte başka Müslümanları kullanacaklardır.
Sözde insan hakları ve demokrasi taraftarı olan Amerika ve müttefikleri Çeçenistan ve Doğu Türkistan meselesinde zâlim Rusya ve zalim Çin’den yanadır. Peki onlar demokrasiye ve insan haklarına samimî olarak inanmıyorlar mı? İnanıyorlar ama demokrasi ve insan hakları sadece kendileri içindir. İslâm âleminde, Üçüncü dünyada geçerli değildir.
Haçlılar ve Siyonistler Türkiye üzerinde cehennemî ve şeytanî bir satranç oynuyor. Siyasal İslâm’ı ikiye böldürdüler. Şimdi üçüncü fırkayı kurdurtuyorlar. Parçalandıkları için oylar bölünecek. Seçimlerde bazıları barajın altında kalacak, kazanan olsa bile marjinalleşecek.
Haçlılar ve işbirlikçileri İslâmî hareketi çürütmek için birtakım ahlaksız ve karaktersiz adamları, gırtlaklarına kadar kokuşma bataklığına sokmuşlardır.
İslâmî cemaatlerin, tarikatların, hizip ve fırkaların, klip ve grupların içine sürüyle ajan, casus, provokatör, manipülatör sokmuşlardır. Bunların birinci vazifesi mü’minlerin arasına kin, düşmanlık, rekabet tohumları ekmektir.
Aklı başında bir Müslüman, meşreb ve görüşlerini paylaşmadığı din ve iman kardeşine düşmanlık eder mi? Kalbinde ona karşı kin besler mi? Elbette düşmanlık etmez, kin beslemez. İslâm dini mü’minleri birbirine kardeş kılmıştır. Mü’minin hatâlı tarafları, günahları da olsa ona can düşmanı olunamaz. Sadece, usulü dairesinde hatâları, yanlış ve bozuk tarafları tenkit edilir.
Zavallı Afgan Müslümanları… Taliban’ı yerin dibine geçirenlere soruyorum: Kuzeyliler medenî ve temiz midir? Afganistan’da uyuşturucu trafiğinden kazandığı milyonlarca doların bir kısmı ile Türkiye’de mülk edinen şu adam temiz midir?
Afganistan’a kan ve ateş yağdıran Haçlılar Türkiye’yi de bölmek, parçalamak, Sevr’i uygulamak için sinsice çalışıyor.
Bazıları Avrupa Birliği üyesi olmak için delicesine çırpınıp duruyor. Bizim İsviçre kadar haysiyetimiz yok mu? İsviçre Avrupa Birliği’ne üye değil. İki kere referandum yapıldı, halka soruldu, halk istemedi. İsviçre Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na da üye değildir. 16 Kasım 2001