Teknokrat Kafasıyla
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 24 Kasım 2018
Sadece teknokrat (Mühendis, matematik) kafasıyla ve zihniyeti ile vasıflı Türkiyeli yetiştirilemez. Teknokrat kültürünün üzerinde
(psikoloji, mantık, ahlâk, metafizik, estetik),
Keyfiyet kültürü alt (veya temel) yapısına sahip olmadan vasıflı Türkiyeli olmak mümkün değildir.
Bunun ölçütü (kriteri, kıstası) şudur:
Dünyanın en üstün liselerinde verilen edebî, felsefî, sanatla ilgili keyfiyet kültürü seviyesine sahip olacak.
Eton Kolejinde okuyan bir İngiliz genci, İngiltere’nin en büyük edibi Shakespeare’i ne kadar biliyorsa, bizim lise mezunu gencimiz de Türk edebiyatının en büyük klasik şâiri ve edibi Fuzulî’yi o derecede bilecek, okuyacak, anlayacak ve bu kıraatten zevk alacaktır. Türkiye lisesi kendi çocuğuna bu edebî kültürü veremiyorsa vazifesini yapmamış olur.
Matematik, cebir geometri, fizik kimya kültürü var, edebiyat tarih felsefe kültürü yok. Böylesi bir genç zayıf yetişmiştir ve vasıflı değildir. Bu genç ileride mühendis olursa, politikacı olursa, büyük bürokrat olursa, eline fırsat ve imkân geçerse ve ülkesine, dinine, halkına hizmet için kendi kafasına göre adam yetiştirmeye çalışırsa (iyi niyetli olsa bile) başarılı olamaz.
Matematik, fizik, kimya bilmeden de vasıflı Türkiyeli olunabilir ama Türk edebiyatını, Türkiye tarihini, felsefî ilimleri (beştir) bilmeden, yeterli sanat kültürüne sahip olmadan, genel kültürlü olmadan, yüksek vasıflı Türkiyeli olmak mümkün değildir.
Bir ülkenin liseleri millî kimliğe, millî kültüre hizmet etmiyorsa; çağ seviyesinde yüksek sosyal kültür veremiyorsa; mesela
estetik, mimarlık, şehircilik, güzellik boyutuna sahip gençler yetiştiremiyorsa o ülke bocalamaya mahkumdur.
Eğitimi düzeltilmeden Türkiye düzelmez ve ıslah olmaz. Türkiye İngiltere’deki Eton koleji ayarında mükemmel liselere sahip olmadan ayakta duramaz.
Vasıflı Türkiyeliler yetiştiremezsek köprülerle, denizaltı tünelleriyle, hava alanlarıyla, gökdelenlerle, rezidanslarla, israf yuvası AVM’lerle, bunlara benzer teknik ve maddî eserlerle kurtuluş ve yükseliş olmaz.
Eğitim, okul, vasıflı insan konusunda çok iddialı olmak zorundayız:
Bizim okullarımız dünyanın en iyi okulları olacak.
Bizim gençlerimiz dünyanın en vasıflı gençleri olacak.
Bizim okur-yazarlarımız, aydınlarımız, ziyalılarımız dünyanın en üstünleri olacak.
Bu konuda O ile 10 arasında not verilirse, bizim eğitim okul aydın notumuz en az 7 olmalıdır. Daha aşağısı yükseltmez, batırır.
Mimarlık, sanat, şehircilik, estetik kültürüne sahip olmayanların eline fırsat geçerse, yetersizlikleri yüzünden Türkiye’mizi çirkinleştireceklerdir.
Yeterli ahlâk ve karakter yüksekliğine, fazilete sahip olmayanlar devlet, ülke ve halk olarak Türkiye’ye hizmet edemez.
Shakespeare’i bilmeden, anlamadan okumadan, onunla içli dışlı olmadan vasıflı İngiliz olunmayacağı gibi, Fuzulî’yi Nedim’i Ziya Paşa’yı bilmeden anlamadan vasıflı Türkiyeli olunamaz.
Üç yüz kelimelik günlük çarşı pazar iletişim Türkçesiyle köy olmaz kasaba olmaz. Vasıflı Türkiyelinin otuz bin kelimelik yazılı edebiyat kültürü, birikimi, hazinesi olmalıdır.
Yazımın başındaki konuya dönüyorum:
Sadece teknokrat yetiştirmek dolaylı bir intihardır.
Önce edebiyat, tarih, felsefe, sanat… Sonra matematik… 07.10.2016