Telefon ve Televizyon Bağımlılığı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Aralık 2018
Günümüzün iki büyük azılı belâsı… İki büyük uyuşturucusu… Dalaletin iki büyük âleti…
Bunlara bağımlı olan kimselerin beyinleri, onlar aslında çok zeki olsalar da körleşir…
Bu ikisi büyük çocukların afyonlu oyuncaklarıdır… Çinin zehirli oyuncakları gibi…
Sonunda insanın insanlığını nakavt eder… Yanlış anlaşılmasın, bu iki cihaz yüzde yüz zararlıdır demiyorum,
Müslümana en fazla zarar verenler bu ikisidir. Cep telefonu ile bol bol gece gündüz mütemadiyen
Bunların bağımlıları o hale gelir ki, beş dakika zili çalmasa içinde bir boşluk hisseder, ne oldu meret çalmıyor, beni kimse aramıyor der.
Cep telefonu yüzünden camilerde huzur içinde ibadet edilemiyor. Cuma hutbesi okunurken birini görmüştüm, cep telefonunda mesaj okuyor, mesaj yazıyordu.
Şaşkının biri sokakta hem hızlı hızlı gider, hem de cep telefonu ile konuşurken birine çarpmış, ikisi de yere düşmüş.
Cep telefonu ile konuşan hızlı sürücü kaza yapmış.
Benim telefonum daha lüks, senin telefonun lüks ama eski… He he he… Yenisi çıktı, 1500 liraya aldığım eskisini atıp onu almalıyım…
Cebinden pahalı, lüks, gösterişli, marifetli cep telefonunu gururla, kibirle çıkartır. Gözlerinde sersemce ışıltılar, dudaklarında aptalca bir tebessüm…
Lüzumluysa, faydalıysa, gerekiyorsa cihaz elbette alınacak, konuşulacak ama asla bağımlı olunmayacak…
Bunlar yoksa cep telefonu ile öğünmek ahmaklıktır…
ABD’de iki milyar dolarlık serveti olan akıllı bir zenginin cep telefonu yokmuş. Demek ki onun için gerekli ve lüzumlu değil…
Yüksek İstanbul terbiye, görgü ve ahlâkına göre, bir büyüğün ziyaretine gidilirken, kapısında cep telefonu kapatılır.
, ona hakarettir.
Zaruret varsa, önceden izin alınır,
şirkin, küfrün, Tağutun, nifakın, fitne ve fesadın, ahlâksızlığın emrindedir. Bazı ekranlardan nur, edeb, ilim, irfan, hikmet değil; mürekkep cehalet, fısk fücur, ahlâksızlık, dinsizlik, densizlik, donsuzluk, edepsizlik akmaktadır. Küçük çocuklara,
Mâsum çocuklar bunu kahkaha ile seyreder. Aman ne seyir, ne eğlence…
Programın tam ateşli yerinde
Kaza mı, yoksa kasıtlı bir reklam mı?
Bu memlekette şerre, şirke, küfre, nifaka, fitneye, tefrikaya, fuhşiyata alet edilen ne kadar çok
var.
Cep telefonu ve tv bağımlıları
Beyin dumuru!.. Televizyon reklamları toplumu robot, esir ve zombi yapıyor…
İffetin, ailenin, faziletin düşmanı o biçim tv’ler…
Ayranı yok içmeye, cep telefonuyla gidiyor memşaneye…
Bazı televizyonlar
ediyor. Sersem ediyor, şaşkın ediyor, köle ediyor,
Ben hür bir vatandaşım, cep telefonu televizyon bana hiçbir şey yapamaz!.. Ya öyle mi?.. A robot kafalı, Şu haline baksana…
Müslüman halka laf anlatılabilir mi?
Elbette Müslümanların içinde de laf dinleyecek akl-ı selim
sahipleri vardır ama bunlar binde bir değildir.
Doğru dürüst yeteri kadar edildiğini sanmıyorum. Edilse bile ancak binde biri öğütleri dinler ve tutar.
On dört asırdan beri ulema, fukaha, mürşidler, meşayih, ziyalılar Kur’ânî, nebevî, hikemî öğütleri tekrarlıyor. Lâkin bunları dinleyenler çok azdır. İnsanların bir kısmı dinler gibi görünüyor ama yine bildiklerini okuyor.
Belli başlı nasihatler nelerdir?
İman ediniz, itikadınızı tashih ediniz… Beş vakit namazı dosdoğru kılınız… Vakit namazlarını cemaatle kılınız. Zekatı doğru dürüst veriniz…
Ahlâkınız doğru düzgün olsun. Faydalı ilimleri öğreniniz, cahil kalmayınız.
Allah’ın ipine
yapışınız, sakın tefrikaya düşmeyiniz, parçalanmayınız, çekişmeyiniz.
Mü’minler birbirlerini sevsinler, korusunlar. Tek bir Ümmet olunuz. Râşid ve âdil bir İmama biat ve itaat ediniz. Âhiret için hazırlık yapınız.
Dünya hayatı bir imtihandır, sakın gafil kalmayınız, sınavı kazanmak için çalışınız. Şehvetlerinize uymayınız,
Ribadan, zinadan, âhir zaman alameti yüksek müzeyyen binalardan uzak durunuz.
Tağutlara, deccallara, kezzablara uymayınız, onlara muhalefet ediniz. Yeryüzünde fesat çıkartmayınız. Gıybet etmeyiniz. Tecessüs etmeyiniz.
Allahın size verdiği nimetleri paylaşınız, yardımsever olunuz. Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapınız.
İyi olunuz, kötü olmayınız. Nefs-i emmarenize ve şeytana uymayınız.
İslâm bir nasihatler manzumesidir.
İyi, gerçek, doğru, vasıflı, güçlü Müslüman nasihat dinler ve tutar.
Zamanımızda yeterli miktarda ve derecede nasihat edilmiyor ama yine de az buçuk ediliyor. Bu nasihatler tutuluyor mu? Maalesef maalesef maalesef.
Allah, Peygamber, dinimiz bize gıybet etmeyin diyor, biz edip duruyoruz.
Müminler birbirlerini sevmeli öğüdü verilmiş, biz birbirimizi sevmiyoruz. Sevmek bir tarafa bir kısım Müslümanlar birbirlerini düşmanlık ediyor.
Peygamberimiz Müslümanların birbirleriyle riba muamelesi yapmasını, kişinin anasıyla zina etmesi gibi çirken ve iğrenç olarak gösteriyor. Biz ribaya batmışız.
Kitap piyasasında on binlerce dinî nasihat eseri var ve kapış kapış satılıyor ama nasihatler tutulmuyor, beklenen ıslahat=iyileşme olmuyor.
Yazımın başında ne demiştim?.. Müslümanlar laf dinler, nasihat tutar mı?
Siz bu soruya ne cevap verirsiniz? 11.12.2014