Pazar

 

SORU: Irak’ta Amerikan ordusuna karşı savaşanlara terorist denilebilir mi?

CEVAP: Kesinlikle denilemez. Amerika, uluslararası hukuka aykırı olarak Irak’a saldırmış ve bu ülkeyi işgal etmiştir. Savaşanlar millî mücadele kuvvetleridir, mücahitlerdir, işgale karşı direnen Iraklı vatanseverlerdir. Onlara terorist demek büyük haksızlık ve vicdansızlık olur.

SORU: Londra’daki hadiselerin failleri terorist midir?

CEVAP: Teroristtir.

SORU: Amerikalılar ve Batılılar şimdiye kadar Arap ve İslâm ülkelerinde diktatörlükleri, despot rejimleri desteklediler. Bundan sonra oralarda demokratik düzenler kurulması için çalışılabilir mi?

CEVAP:

Onlar bu konuda tam bir çıkmaz içindedir.

“Fransa İstihbarat Araştırması Merkezi” Müdürü Eric Denécé “El-Kaide: Terörün yeni şebekesi”

adlı kitabında

(Ellipses, 2004)

şöyle diyor:

“Birkaç hafta önce CIA’nın müdürlerinden biri bana şöyle dedi: ‘Bin Laden Suudî Arabistan’da seçimlere girse kazanır…”

İslâm ve Arap ülkelerinde tam bir demokrasi olursa halk islâmî bir idareyi seçecektir. İran’da olduğu gibi.

SORU: Amerika’da ve Avrupa’da terör yüzde yüz önlenebilir mi?

CEVAP: Konunun uzmanları yüzde yüz önlenemeyeceğini açıkça beyan ediyor. Yüzde sekseni önlense, yüzde yirmisi gerçekleşecektir.

SORU: Bu konuda bir örnek verebilir misiniz?

CEVAP: Son Londra hadiseleri açık bir örnektir. İngiltere dünyanın en güçlü ve etkili istihbarat teşkilâtına sahip olmasına rağmen, son terör hadisesini önceden bilememiş, gafil avlanmıştır.

SORU: Hangi İslâm ülkeleri terör konusunda ABD ve AB ile tam bir işbirliği içindedir.

CEVAP: Fas,Tunus, Türkiye ilk üç isimdir.

SORU: Londra’daki terör hangi teşkilâtın işidir?

CEVAP: Uzmanlar Fas ve Pakistan üzerinde duruyor. Fas teşkilâtının bu işi yapması ihtimali daha büyüktür.

SORU: Bin Ladin yakalansa ve öldürülse terör biter mi?

CEVAP: Kesinlikle bitmez. Çünkü teroristler, birbirinden kopuk ve bağımsız onlarca büyük, yüzlerce küçük teşkilâta ayrılmışlardır. Hydre denilen bin başlı efsanevî hayvan gibi. Bir başını kesseniz öbür başlar yerinde kalır.

SORU: Terör nasıl ortadan kalkar?

CEVAP:Filistin’de kalıcı, gerçek ve âdil bir barış yapılması gereklidir. Ayrıca ABD’nin ve Batı ülkelerinin İslâm ve Arap dünyası üzerindeki emperyalist baskılarına son verilmelidir. Altmış yıldan beri Batı, Müslümanların trilyonlarca dolarlık petrolünü, madenlerini ve diğer zenginliklerini haksız yere gasb etmiştir.

SORU: Bu işi nasıl yapmıştır?

CEVAP: Arap ve İslâm ülkelerindeki işbirlikçilerin destek ve yardımlarıyla.

SORU: Onların işbirliğini nasıl sağlamıştır?

CEVAP: Soyguna ortak ederek, hisse vererek.

SORU: İngilizler ve diğer Avrupa devletleri birtakım Müslüman militanları öldürebilirler mi?

CEVAP: Böyle bir şey mümkün ve muhtemeldir. Bu da bir terör olur.

SORU: İslâmî terör denilmesi doğru mudur?

CEVAP: Kesinlikle yanlıştır. Üyeleri Müslümanlardan meydana gelen bir hırsız çetesi kurulsa, bunların yaptığı işe

“İslâmî hırsızlık”

demek ne kadar yanlışsa…

SORU: Terör hareketinin kaç boyutu vardır?

CEVAP: Birincisi coğrafî boyutudur. Fas, Pakistan veya başka bir ülkeye mensup olmak… Aslında terör globalleşmiştir. İkincisi: Terörü anlayabilmek için tarihin derinliklerine inmek gerekir. Bugünkü terörün ana sebeplerinden biri 1948’de Filistin topraklarının bir kısmında İsrail devletinin kurulmuş olmasıdır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Arap dünyasının balkanlaştırılması, Müslüman ülkelerin sömürge veya manda haline getirilmesi, fantoş (kukla) rejimler kurulması…

SORU: Batılılar, terör karşısında kendi değerlerini korumak hususunda azimli olduklarını söylüyor.

CEVAP: Son derece haklılar. Ancak madalyonun arka tarafına da bakmak gerek. Müslüman dünyasının, Müslüman toplumların da kendi değerleri vardır. Onlar da bu değerleri korumak hususunda son derece azimli ve iradelidir. Batılılar kendi değerlerini korurken, Müslümanların da kendi değerlerine sahip olma ve onları koruma haklarını inkâr etmemelidir.

SORU: Terörle mücadelede Türkiye’nin durumu nedir?

CEVAP: Türkiye bu konuda yüzde yüz ABD’nin, İsrail’in, AB’nin, Batı dünyasının yanındadır, hizmetindedir.

SORU: Hindistan hangi saftadır?

CEVAP: Bir milyarlık Hindistan İsrail’in safındadır. İki devlet arasında bu konuda sıkı işbirliği ve ittifak bulunmaktadır.

SORU: ABD; Irak ve Afganistan’dan sonra üçüncü bir İslâm ülkesini işgal edebilir mi?

CEVAP: Bugünkü şartlar altında böyle bir teşebbüse girişmesi çok zordur. Şu anda Afganistan’da da, Irak’ta da batağa batmış vaziyettedir.

SORU: Dünyanın bugünkü durumu kötüleşe kötüleşe Üçüncü Dünya Savaşı’na kadar varabilir mi?

CEVAP: Gidiş bunu göstermektedir.

SORU: Böyle bir savaşta nükleer silâhlar kullanılacak mıdır?

CEVAP:İsrail’in varlığı tehlikeye girerse nükleer silâhların kullanılması onlar için kaçınılmaz olacaktır.

SORU: Terörün sorumluları ve suçluları kimlerdir?

CEVAP: Tabiî ki, teroristler ilk plânda sorumlu ve suçludur ama asıl suçlular teröre zemin hazırlayan zâlim emperyalistlerdir.

SORU: İslâm dünyası ABD’ye güvenebilir mi?

CEVAP: Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz… İslâm dünyası ABD’nin Afganistan’da, Irak’ta yaptıklarını gördü. Guantanamo’da yaptıklarını gördü. Amerikan askerlerinin zalimliklerini gördü. Müslümanlar yapılan işkenceleri gördü. Kur’ân’ın yerlere fırlatıldığını, tekmelendiğini, parçalandığını ve sayfalarının tuvalete atıldığını biliyor. Bundan sonra ABD’ye nasıl güvensin?

SORU: ABD çökebilir mi?

CEVAP: Elbette çökebilir. Roma, Bizans, Osmanlı Devleti, Sovyetler Birliği, İngiliz İmparatorluğu nasıl çöktüyse ABD de çökebilir.

SORU: Çökme sebepleri neler olacaktır?

CEVAP: Birincisi adaletsizlik, ikincisi yine adaletsizlik, ücüncüsü tekrar adaletsizlik… Âdil olmayan bir imperium ne kadar güçlü ve silâhı olursa olsun mutlaka çökmeye mahkûmdur.

SORU: İslâm dünyasındaki kokuşmayı kimler destekliyor?

CEVAP:Batılı emperyalistler destekliyor.

SORU: Niçin?

CEVAP: İslâm ülkelerini içerideki kokuşmuşlarla birlikte talan ediyorlar.

SORU: Türkiye’de böyle bir kokuşma ve anlattığınız şekilde bir işbirliği ve destekleme var mıdır?

CEVAP: Uluslararası bir kuruluş her yıl ciddî incelemeler ve anketlere dayanarak dünya kokuşma listesini yapmakta, bu konuda bir rapor yayınlamaktadır. En temiz ülke Finlandiya’dır. Türkiye’nin listedeki yerini bilmek istiyorsanız, listeyi alır bakarsınız.

SORU: Türkiye’nin düzeni hangi tarihte ve hangi belge ile tesbit edilmiştir?

CEVAP: 1923’te Lozan andlaşmasının gizli protokolları ile…

SORU: Bu konuda belge var mıdır?

CEVAP: Benim elimde yoktur.

SORU:Öyleyse nasıl böyle iddiada bulunuyorsunuz?

CEVAP: Bulunuyorum, çünkü bu konuda tevâtür derecesinde iddialar, rivayetler bulunmaktadır.

SORU: Lozan’ın gizli protokolları kimin eseridir?

CEVAP: Başhaham Hayim Nahum’un. Lozan müzakerelerinin ikinci safhasında Hayim Nahum, Türk delege heyeti içinde bulunmuş ve perde ardında bu gizli protokolları hazırlamış, işi pişirmiştir. 11 Temmuz 2005