Terörün Bayram Tatili Yapacağını Sanma Saflığı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 11 Aralık 2018
Gaziantep’teki vahşi saldırı milletimizi yüreğinden yaraladı. Yakın tarihimizdeki büyük hıyanetlerin, yanlışların neticeleri… PKK’yı derin devlet, derin istihbarat, derin vesayet rejimi, derin Kriptolar kurdurtmuştur… Kürtleri kışkırtmak, bir kısmını dağa çıkartmak için her zulmü onlar yapmıştır, yaptırmıştır.
Asıl sebeplerini bilmedikçe bu korkunç yangın söndürülemeyecektir. Gaziantep’te yaşanan terörü kınayan bazı medya mensuplarının şu mealdeki sözleri çok gariptir:
A mübarekler, bunlar terörist… Terörist bayram mayram demez vurur. Sanki bayram günleri dışında adam öldürmek daha az mı kötüdür?
Terör çetelerinin yaptığı her şey hainliktir. Asıl hainler bu çeteleri başımıza bela eden derinlerdir. Medyanın, bizden görünen bu derinleri araştırıp bulup teşhir etmesi gerekir.
Yahu ne yapacaksanız yapın da bu hain teröristleri bitirin artık. Edebiyatı bırakalım, bitirme işini bitirelim…
“Devletimiz güçlüdür… Üç beş çeteciye çapulcuya pabuç bırakmayız…”
Elbette Türk Kürt Arnavut, Çerkez, Boşnak, Pomak hepimiz kardeşiz ama yakın tarihte Kürtlere yapılan derin TC zulümlerini de itiraf ve kabul etmeli ve lanetlemeliyiz.
Bayram günü Gaziantep’i kana mı buladılar, ertesi günü on beş belli başlı Kripto Ermeninin, Kripto Yahudinin, Pakraduninin listesini ilan etmeliyiz.
Bu soruyu soranlar, milyarlarca dolarla oynayan büyük medya mensubu iseler, biz de onlara şunu deriz: Yap araştırmanı, arşivlere in, çok gizli belgelere ulaş, icabında büyük paralar harca ve atom bombası gibi haber/ifşaat dosyaları hazırla.
İnşaallah bölemesinler ama şu mübarek bayramda patlayıcı maddeleri bir vasıtaya koydular, vasıtayı çekici ile çektiler ve kolluk kuvvetlerine ait bir binanın önünde patlattılar.
Teröristler dehşetli bir psikolojik savaş yürütüyor. Bu mükemmeliyet biz Türklerin Kürtlerin işi değildir. Bu senaryoları birtakım yabancı şeytanların hazırladığı muhakkaktır. Bunları bulalım ve teşhir edelim.
Bir medyacıya: Bu işlerde Suriyenin parmağı var mıdır diye saf saf soruyorsun. Hem Suriye rejiminin, hem de Suriyeyi destekleyen bazı güçlerin parmağı olabilir.
Bazıları
çok kolay olur sanmıştı. Bir yıldan beri ağacı silkeleyip duruyorlar, fakat olgun zannettikleri armutlar bir türlü düşmüyor.
Suriye kırk seneden beri Nuseyrî boyunduruğunu kırıp atamıyor.
Evet doktorlukta, mühendislikte çok para ve parlak bir maddî gelecek var ama
netice böyle olur işte.
Terör hareketini kuran, destekleyen, planlayan, yaşatan
, vatandaşlarımıza insan pisliği yediren canavarları öğrenmeden, onları teşhir etmeden, terörün sebeplerine inmeden bu işler bitmez.
edebiyatı ile kendimizi aldatmayalım. Güçlüysek terörü bitirelim artık.
Nasıl bitirelim? Bitirmek için hangi çarelere, sebeplere, çözümlere, metotlara tevessül etmek gerekiyorsa onlara tevessül ederek. Teessüf edebiyatı değil etkili hareket istiyoruz. Terörün bayramda tatil yapacağını sanmak, saflığın son sınırıdır.
YOZGAT’ta bir din görevlisi, düğünlerde karılarını ve kızlarını erkeklerin arasında oynatanlar deyyustur demiş… Mâlum medya kızılca kıyamet kopardı…
İslam dini kadınların ve kızların, erkeklerin arasında oynamasına, göbek atmasına izin vermez.
Yine dinimiz kadınların bikini mayolarla erkeklerle beraber plajda denize girmelerini de uygun görmez.
Din görevlisinin deyyus kelimesini kullanmaması gerekirdi.
Kural şudur: Her söylediğin doğru olmalı, lakin her doğruyu söylemek doğru değildir.
Diyanet, an geçirmeden din görevlisi hakkında tahkikata başlamış.
Diyanetin bu yaptığı gayretkeşliktir.
Ülkede madem ki, fikir ve inanç hürriyeti var, şiddete yol açmamak şartıyla isteyen istediğini söyler.
Geçenlerde Yargıtay bir karar verdi: Evli bir kadın başka bir erkekle bir kere yatarsa sakıncası yokmuş… Diyanet bunu tenkit etti mi?
Deyyus kelimesinin ağır kaçtığını kabul ediyorum ama işin büyütülmesini de doğru bulmuyorum.
İsteyenler, din görevlisini kınayabilir ama gerekenden fazla tepki göstermek yanlıştır.
Bu memleketin yakın tarihinde, Atatürk devrinde, İsmet Paşa devrinde, Bayar, General Gürsel, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat devirlerinde zina suç idi. Şimdi değil… İslam dini ve dindar Müslümanlar zinanın suç olmamasını asla doğru bulmazlar.
Diyanet, deyyus diyen mensubunun üzerine gideceğine, zinanın tekrar suç sayılması için çalışsa daha iyi eder.
Yozgat’taki din görevlisi, karılarını ve kızlarını düğünlerde oynatan erkekler iyi ve doğru Müslümandır mı diyecekti yani?
Diyanet’in, TC başlıklı vesikalarla Müslüman kadınların fahişelik yapmasına izin verilmesine karşı çıkması gerekir.
Bir din görevlisinin deyyus demesi bir kere sakıncalı ve yanlış ise, Diyanet’in o görevli hakkında tahkikat yaptırıp cezalandırılması bin kere yanlış olur.
Diyanet bu gibi konularda kraldan kralcı olmamalıdır. 28 Ağustos 2012