Tesettürlü Müslüman İngiliz Kadın Gazeteci: Yvonne Ridley
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Pazartesi
Yvonne Ridley, Müslümanlığı seçmiş, tesettürlü bir İngiliz kadın gazetecidir. Feministtir, Daily Mirror, News of the World, The Observer, Sunday Express gibi büyük, güçlü ve ünlü medya kuruluşlarında hizmet görmüştür. Müslüman oluşu çok ilginçtir. 11 Eylül hadisesinden sonra Londra’dan Pakistan’a uçar, Afganistan’la ilgili bir röportaj yapmak istemektedir. Vize almak için yaptığı üç başvuru reddedilir. O da sınırı kaçak olarak geçmeye karar verir. Afgan kadınlarının giysisi olan bir burkaya bürünür ve talihsizlik eseri, burkanın altında gizlediği kamerasını düşürür. Hem de bir taliban neferinin gözleri önünde… Yakalanır ve hücreye atılır. Burada on gün kalır. Ziyaretine gelen bir hoca ona Müslüman olmasını teklif eder. Yvonne Ridley bu teklifi kabul etmez ama serbest bırakılırsa Kur’ân’ı okuyacağına ve İslâm’ı inceleyeceğine söz verir. Serbest bırakılır. İngiltere’ye döner dönmez verdiği sözü tutar ve Kur’ân’ı okumaya başlar. Kiliseye devam eden ve ibadetlerini yapan bir Hıristiyan olarak,
Taliban hücresindeki tutukluluğundan iki buçuk sene sonra Hz. Muhammed’in getirdiği dine geçer.
iddiasındadır. Niçin tesettür kıyafetine girdiği konusuna gelince: “Tesettür Kur’ân’da yazılıdır, farzdır, Müslüman bir kadın örtünmekle yükümlüdür. Bir dine mensup olan kişi, o dinin gereklerinin bir kısmını alıp, bir kısmını terk edemez. Örtünmeyen, tesettüre girmeyen Müslüman kadınları yargılamıyorum ve onları tenkit etmiyorum. Seçimlerini yapmışlardır…” demektedir.
Yvonne Ridley 2003’te altı ay kadar el-Cezire
televizyonunda çalışır, sonra işine son verilir.
İngiltere’ye döndükten sonra
adlı siyasî partiyi kurar. Taliban rejimini savunmakta ve “Onların zamanında uyuşturucu madde tarımının kökü kazınıyordu. Şu anda afyon üretimi tam gaz gidiyor. Pornografi aldı yürüdü. Irza geçmeler, tecavüzler çok arttı…” diyor.
Danimarka’da Hz. Muhammed aleyhindeki karikatürleri protesto ediyor. “Almanya’da Nazi’ler zamanında Yahudiler aleyhinde böyle karikatürler yapılıyordu. Müslümanlar, zamanımızın
durumuna düşürülmek isteniyor…” fikirlerini ileri sürüyor. Guantanamo’yu bugünün
benzetiyor.
Ondaki değişikliğe şaşmakla birlikte,
‘teki eski mesai arkadaşları onun gazeteciliğine hayranlık duymakta devam ediyorlar. Adıgeçen gazetenin müdürlerinden
onun hakkında “Alışmadığımız ve beklemediğimiz bir seçim yaptı ama, o bugün de, dün olduğu kadar başarılı” diyor. (Kaynak: http://www.cyberpresse.ca )
Fazla bilgi için http://www.yvonneridley.org/ internet sitesine başvurabilirsiniz.
Dinsizler için en önemli konu nedir?.. İslâm düşmanları için en büyük tehlike nedir?.. Gündemin birinci maddesi nedir?.. ABD ve İsrail’in en büyük endişesi nedir?.. Afganistan’daki, Irak’taki savaşın sebebi nedir?.. Yakında patlayacak olan Büyük Ortadoğu Savaşı’nın nedeni nedir?.. Üçüncü dünya savaşının nedeni ne olacaktır?..
Bu soruların ve benzerlerinin tek kelime ile cevabı dindir, dindir, dindir. O halde ey Müslüman, sakın gaflet etme, sersemleyip uyuşma… Senin de en büyük meselen, ana gündem madden, aklındaki fikrindeki konu din olmalıdır, İslâm olmalıdır.
Dine önem vermeyen bir Müslüman utanmalıdır. Hem de çok utanmalıdır. Dinsizler bile İslâm diye haykırıyor, o ise başka konularla uğraşıyor. Türkiye nereye gidiyor? Bu sorunun cevabı din ile ilgilidir. Dünya nereye gidiyor? Bunun cevabını da din verebilir.
Ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum, öldükten sonra ne olacağım? Din bilgileri, din hükümleri ve verileri olmadan bu sorulara doğru cevap vermek mümkün olabilir mi?
Niçin bu kadar bozukluk, kokuşma, hilekârlık, soygun, talan, haydutluk var? Cevap mı arıyorsun, dine sor, dine sor, dine sor… İslâmcı geçinen birtakım alçaklar niçin yamukluk yapıyor, dinin yasak ve haram kılmış olduğu kötü şeyler yapıyor? Bu sorunun cevabı da dindedir.
Haysiyetli, hür, huzurlu, şerefli, güvenli bir hayat sürmek için ne yapmalıyız?.. Bu isteklerinin çareleri, çözümleri, reçetesi hep dindedir. Dine aykırı cevaplar hep bâtıldır, hayaldir, hüsrandır (zarar ziyandır). Niçin sosyal adaletsizlik var? Niçin bir azınlık alabildiğine kazanıyor, yiyor, semiriyor da, büyük kütle millî gelirden payını ve nasibini alamıyor? Cevap dindedir, çözüm ve çare dindedir, reçete dindedir… Birtakım haydutlar uyuşturucuyu ilköğretim okullarına kadar soktular, 10 yaşındaki veletlere esrar çektirdiler, kokain, eroin koklattılar… Bu felaketi, bu belayı nasıl uzaklaştıracağız? Dine sor dine sor dine sor…
Kapkaççılık, hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, avanta, gasb ve daha hatıra gelen bütün suçlar patladı. Korkunç bir pislik tufanı içinde kaldık… Güpegündüz koca şehrin içinde, bunca halkın gözlerinin önünde belediye otobüsleri kundaklanıyor, yol ortasında cayır cayır yakılıyor. Eyvah eyvah eyvah ne yapacağız? Bu sorunun cevabını dinsizlere değil dine sor.
Hastalıklar arttı, ülke muazzam bir hastahaneye döndü. Yabancı ilaç sanayii dev kollarıyla halkı ahtapot gibi kucakladı; kimyalı ve sun’î gıda maddeleri, boyalı meşrubat, hormonlu sebze ve meyveler milyonlarca vatandaşı çürüttü, Türkiye bir sağlık ve beslenme faciası ile karşı karşıyadır. Ne yapmamız lazım? İlaca ve doktora fazla muhtaç olmaksızın sağlıklı, tabiî, hikmetli yaşamayı din öğretiyor. Bu konudaki din kuralları hayata geçirilse durum düzelir.
Velhasıl bütün iyilikler dindedir… Bütün kötülükleri din bildirmektedir. Dinin iyi dediği bir şey kesinlikle kötü değildir. Dinin kötü dediği bir şey de kesinlikle iyi olamaz. Din din din…
Olumlu olmak, ilme dayanmak, bilgeliğin (hikmetin) ışığında olmak şartıyla dine soralım, dinde arayalım, dine başvuralım. Bilcümle dinsizler din din din diye bağırıyor. Biz de din diyelim, başka birşey demeyelim. 27 Mart 2007