Tokatların Sebepleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Aralık 2018
Tokat yiyip duruyoruz… Bunların sebepleri konusunda çeşitli rivayetler var. Kimisi, Hocaefendiye haksızlık yapıldı o yüzden diyor… Kimisi, Risale-i Nurlar sadeleştirildi, tokatlar geldi…
Bendenizi dinlerseniz derim ki: Müslüman bir toplum beş vakit namazı terk ederse tokat yer. Cuma ezanı okununca Müslümanlar ticarete ara vermezler, dükkan ve işyerlerini kapatmazlarsa tokat yerler. Müslüman bir ülkede zina suç olmaktan çıkartılırsa tokat iner.
Kur’ânın, Sünnetin, Şeriatın kesin şekilde haram kıldığı, yasakladığı riba yaygınlaşır ve mübah hale getirilirse tokat gelir. Müslümanlar Şeriattan kopar dünyevileşir, laikleşirse tokat yerler.
Büyük günahlar açıkça, açıkta, azgınca, utanmadan, arlanmadan, küstahça, meydan okurcasına işlenir ve sözde dindarlar nehy-i münker yapmazsa tokatlar gelir.
Ramazanda büyük şehirde güpegündüz oruç yenirse tokat gelir.
Müslümanlar bin parçaya ayrılır, birbirleriyle çekişip tepişirse tokat yerler.
Mü’minlerin boynunda biat ve itaat bağı olmazsa tokatlanırlar.
Müslüman kadın ve kızlar şeytanî tesettür kıyafetleriyle fink atarlarsa tokat iner.
Bugünkü israf, lüks, ihtişam, debdebe, şaşaa azgınlığı ayyuka çıkınca tokat gelir.
Müslümanlar parçalanır, bölünür, birbirine düşer, tefrika ayyuka çıkarsa tokat gelir.
Tokatların bir kısmı şefkat tokatlarıdır. Bir kısmı uyarı tokatları. Bir kısmı te’dib tokatları. Bir kısmı ceza ve ikab tokatları.
Selim akıllı, vicdanlı, basiretli Müslümanlar şefkat tokatlarını yiyince uyanır, kendilerini ıslah eder.
Resulullahın
Sünnetini, Şeriatı, İslâm ahlâkını, âhireti, Makkeme-i Kübrayı, Cenneti, Cehennemi hatırlatmalıdır.
Bir İslâm toplumu şefkat tokatlarıyla uyanıp, silkinip kendini ıslah etmezse, aksine gafleti artarsa
hazır olsun.
Bize eski gafil kavimlerin kıssaları anlatılmıştır. Allah onlara uyarıcı, aydınlatıcı Peygamberler göndermiş. Onlar Peygamberleri dinlememişler.
Bunun üzerine sıkıntılara uğratılmışlar. Yine dinlememişler, doğru yola girmemişler, büsbütün azmışlar. Bunun üzerine bolluk, zenginlik, refah kapıları onlara sonuna kadar açılmış.
Gel keyfim gel… On kekâh… Lüksler, israflar, şatafatlar, müzeyyen evler, göz kamaştırıcı dabbeler…
Bir İslâm ülkesinin ne halde olduğunu anlamak için birtakım ölçüler, kıstaslar, endazeler vardır.
Şu dev İstanbul’da, sabah namazında, etrafında evlerin bulunduğu camilere gidersiniz. Bakalım kaç kişi gelmiş erte namazına? Camiler boşsa, hele gençlik orada yoksa durum çok vahim demektir.
Cuma namazları saatinde şehirlerdeki dükkanlara, iş yerlerine, çarşılara, meydanlara, caddelere, nakil vasıtalarına bakarsınız. Ezan okunmuş ama ticaret devam ediyor. Lokantalar, pastahaneler müşteri ile dolu. Otobüsler, tramvaylar, metrolar insanla dolu. Bu durum da Kur’âna, Sünnete aykırıdır ve vahim bir gaflet ve günahın göstergesidir.
Ramazanda büyük şehirlere bakarsınız. Geçen sene İstanbulda halkın yüzde altmışı oruç tutmadı. Durum çok vahim!..
Sıcak günlerinde İslâm şehrinde dolaşan Müslüman hanımlarda bakarsınız.
Birileri diyecek ki, biz namazımızı kılıyoruz, orucumuzu tutuyoruz, başkalarına karışmayız. Ya öyle mi?.. Kur’ân, Sünnet, İslâm bu konuda ne diyor?..
Bu farzı eda etmezlerse kendilerini sâlih sanan Müslümanlar da tokat yer.
Cumhuriyet tarihinin en hürriyetli günlerini yaşıyoruz.
Bu vazifemizi yapmazsak tokatlara, sillelere hazır olalım.
Uyarı ve şefkat
tokatları bizi uyandırmaz ve doğru yola girmemize vesile olmazsa, silleler gelebilir. Nasıl anlatsam bilmem ki…
Yılını tam hatırlamıyorum. Ramazandı,
Gittim. Ne kadar çok davetli vardı. Üzerleri pırıl pırıl örtülerle kaplı müzeyyen masalar.
Yemekler yendikten sonra konuşmalar yapılmıştı. Yemek yediğim masaya yakın bir yerde
Onu da konuşturmuşlardı.
diye sormuştu. Sorunun cevabını kendisi vermiş,
demişti. Papaz bu sözleri sarf edince salon alkıştan yıkılmıştı.
Geçen sene biraz tavsadı ama
Doğrusu
konusunda birileri çok ama çooook ileri gitmişti.
inancını ve doktrinini tenkit edenlere bozguncu muamelesi yapılıyordu. Bendenizin Hıristiyan bir komşusu olsa istersem, uygunsa onu ziyafete çağırabilirim ama iftara çağırmam.
İftar ziyafetlerine sadece gayr-i Müslimleri değil, din düşmanı bazı ateistleri de çağırmışlardı. Diyanet bunlara ses çıkartmamıştı.
Bugün Cemaate cephe almış bazı reformcu ilahiyatçılar bu akıl almaz Diyalog faaliyetlerini alkışlamışlardı.
Gayr-i müslim ruhaniler, liderler Müslümanları desteklerse, gerektiği takdirde onlara teşekkür ziyafeti verilebilir ama iftar ziyafeti değil.
merasimle açılmıştı.
ne acayip bir diyalog yapılmıştı.
Bir tv programında Sultanahmed camii gösterilmiş, kubbenin arkasında yavaş yavaş bir haç yükselmeye başlamış, haç büyümüş büyümüş büyümüş, caminin üzerine hakim olmuştu.
Osmanlı devletinde bir ara nüfusun belki de yarısı Hıristiyandı ama böyle diyaloglar yapılmamıştı. Kur’ân, Sünnet, Şeriat patrikli, papazlı iftarlara izin verir mi?
Bırakın patrikleri ve papazları, Kur’ân içkili ve fuhuşlu lüks mekanlarda iftar edilmesine izin verir mi?
Ramazan yaklaşıyor. Merak ediyorum, bu yıl da böyle mekanlarda böyle iftar ziyafetleri tertip edilecek mi?
İsraflı ve lüks iftar ziyafetleri İslâma, Kur’âna, Sünnete uygun mudur?
Bazı belediyeler, geçen yıllarda olduğu gibi, mübarek yatsı ve teravih zamanlarında kadın erkek karışık şenlikler, etkinlikler yapacak mı?
Cevşen okuduğu için Papalık temsilcisi papazı iftarda çılgınca alkışlayanlar… Nereye gidiyoruz? 07.06.2014