Pazarİsrail’e en muhalif devlet bir Arap devleti değildir, İran’dır. İsrail, ABD, uluslararası siyonizm İran konusunda büyük endişelere sahiptir. İran’ın ezilmesi lazımdır.

Bu işi İsrail tek başına yapamaz. ABD de doğrudan doğruya bir savaşa girmek istemez. Amerika dünyanın en büyük ordusuna sahiptir ama can kaybına tahammülü yoktur. Amerikan toplumu, Amerikan anneleri evlâtlarının pisi pisine ölmelerini istemez. Ortadoğu’da yapılacak bir savaşta birkaç bin Amerikalının ölmesi o dev ülkeyi allak bullak edecek, rejimi temellerinden sarsacaktır.

İsrail, ABD, uluslararası siyonizm Türkiye ile İran’ı kapıştırmak için sinsî ve gizli planlar hazırlamaktadır. Cengiz Çandar, “İsrail ile Birlikte Savaşa Sürüklenmek” başlıklı yazısında (Yenişafak, 13.07.2001) bu konuyu işliyor. Ben de yıllardan beri zaman zaman Türkiye ile İran arasında bir savaş çıkartılmak istendiğini yazıyorum. Stratejik araştırmalardan bîhaber birtakım okuryazarlar “Yahu olacak şey midir bu? Ülkemiz ile İran niçin kapışsınlar?..” şeklinde safça hayretler izhar ediyor. Doktor olmak, işletmeci olmak, edebiyatçı olmak, mühendis olmak stratejik konuları bilmek, anlamak için yeterli değildir. Strateji apayrı bir uzmanlıktır. Bu konuda az basılan, lâkin çok önemli bilgiler, araştırmalar, tahliller, tahminler ihtiva eden dergiler vardır. Bunları takip etmek, strateji uzmanlarından bilgi almak gerekir.

İsrail şu anda son derece sıkışık ve kötü bir durumdadır. Durumu her geçen gün daha kötüye gitmektedir. En kötü duruma düşmeden önce bir şeyler yapacaktır. Filistin meselesini halletmesi, Ortadoğu’daki düşmanlarını ezmesi gerekmektedir.

Batı dünyası için İran rejimi ve Afganistan’daki Taliban idaresi çok rahatsızlık vericidir. Sadece Avrupa ve Amerika değil, Güney Asya’daki bir milyarlık Hindistan da, kuzeyindeki islâmî gelişmelerden kaygı duymaktadır.

İran ve Irak arasında sekiz sene süren, bir milyon insanın ölümüne yol açan savaş da kışkırtma ile çıkmıştır.

Batı dünyasının muazzam bir silâh sanayii vardır. Ürettiği topları, tüfekleri, uçakları, helikopterleri, savaş gemilerini, cephaneleri, füzeleri satarak yüz milyarlarca dolar kazanmak zorundadır.

Türkiye ile İran’ı kapıştırabilirlerse bir taşla bir yığın kuş vurmuş olacaklardır.

1. İran’daki islâmî rejimi yıkacaklar, yıkamasalar bile zayıflatacaklardır.

2. Türkiye’yi büsbütün batıracak, çökertecek, perişan edeceklerdir.

3. Türkiye’deki islâmî gelişmeyi, savaş sebebiyle dizginleyecek, ezeceklerdir.

4. İsrail’e rahat nefes aldıracaklardır.

5. Savaşı bahane ederek Filistin’i yok edecek, Filistinlileri gömeceklerdir.

6. Silâh ve cephane satışlarıyla yüz milyarlarca dolar kazanacaklardır.

İran Türkiye için asırlardan beri bir tehdit oluşturmamaktadır. Türkiye ile İran’ın karşılıklı menfaatleri dost olmak, büyük ölçüde ticaret yapmak, kültürel ilişkilerini kuvvetlendirmektir. Türkiye’nin sünnî, İran’ın şiî olması; Türkiye’nin lâik, İran’ın teokratik bir rejime sahip olması; bazı tâlî konularda iki ülkenin ve devletin menfaatlerinin çatışması böyle bir dostluğa, ittifaka, yoğun ticaret yapmaya asla engel değildir.

ABD’nin, İsrail kışkırtmaları ile Türkiye ile İran’ın münasebetlerinin bozulması ve Allah saklasın çatışma olması her iki ülke ve devlet için felâket olur.

Ortadoğu her geçen gün biraz daha savaşa itilmektedir. İsrail Filistinlilerin haklarını kabul etmiyor, Filistinlilerle barış yapmaya yanaşmıyor. İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulmü bir kısım Yahudiler bile lanetliyor, protesto ediyor. Amerika’da çıkan Washington Report adlı derginin eski sayılarından birinde şöyle bir fotoğraf görmüştüm: İçlerinde kalpaklı, sakallı dindar Yahudiler de bulunan bir grup yürüyüş yapıyor. Ellerinde Filistin bayrakları var. Pankartlar açmışlar, “İsrail’in Filistin halkına yaptığı zulmü kınıyoruz” yazmışlar.

Bütün dünya İsrail’i kınıyor, nice vicdanlı Yahudi bile İsrail’i tenkit ve protesto ediyor.

Soruyorum: Cengiz Çandar’ın yazdığı gibi, “İsrail’le birlikte savaşa sürüklenmek” ister misiniz?

Yahudi devletinin bekası ve menfaati için birtakım kimselerin ölmeleri gerekiyorsa, bu kimselerin Yahudi olması gerekir. Biz Türkiyeliler niçin Yahudilik için çocuklarımızı öldürtelim?

Ülkemizde zahiren Müslüman gibi görünen, gerçek kimlikleri ise Sabataycılık (Yahudiliğin bir kolu) olan gizli Yahudiler vardır. Onlar İsrail hesabına İran ile savaşmak istiyorlarsa gönüllü “Sabataycı Lejyonları” kursunlar ve İsrail’in hizmetinde ve direktifinde ne yaparlarsa yapsınlar. Nitekim Birinci Dünya Savaşı’nda “Siyonist Lejyonlar” kurarak Çanakkale cephesinde, Filistin cephesinde düşman devletleri saflarında Türklere ve Müslümanlara karşı savaşmışlardı.

Vaktiyle Bismark “Ortadoğu, Pomeranyalı bir askerin kemiklerine bile değmez” diye bir lâf etmişti. Türkiye İsrail’i sıkıntıdan kurtarmak için, İsrail’in bekası için, İsrail’in selameti için bir çocuğunu bile feda edemez.

Ülke, halk, devlet olarak Türkiye’yi koruyan, Türkiye’nin menfaatlerini ve selametini düşünen sorumlu şahısların ve kurumların ülkemizi maceralara sürüklemeyeceğini ümid ediyorum.

İktisadî ve malî durumumuz çok kötü de olsa karşılığında yüz milyarlarca dolar vaad edilse de maceralardan uzak durulmalıdır.

Bundan sonra Ortadoğu’da patlayacak savaş, öncekiler gibi olmayacaktır. Kutsal metinlerin bahsettiği, Batılıların Hermageddon savaşı adını verdiği, islâmî kaynakların Mareke-i Kübra dedikleri büyük ve korkunç savaş dünyayı altüs edecektir. Türkiye Tağutların yanında değil, Hakk’ın ve haklıların yanında bulunmalıdır.16 Temmuz 2001