Türkiye’nin bugünkü rejimini bir paraya benzetirsek,

bir yüzünde M. Kemal’in resmi, öteki yüzünde siyasal İslâm’ın resmi vardır.

Kemalizm geriliyor ama hâlâ rejimin, eskisine göre az da olsa Kemalist olduğunda şüphe yoktur. Bana inanmazsanız cebinizden madenî ve kağıt para çıkartın ve üzerindeki resimlere bakın. Öteki yüzdeki siyasal İslâm resmine de kimse itiraz edemez, bir realitedir.

1984’ten beri devam eden PKK savaşı yine şiddetlendi, alevlendi. Kemalist-İslâmcı rejim ile çarpışanlar Kürtler midir? PKK madalyonunun da iki yüzü vardır. Birinde Kürt resmi vardır, öteki yüzünde Kripto Yahudi ve Kripto Ermeni resmi bulunmaktadır.

Türkiye Kemalist bir rejime sahiptir dersek, hem doğru söylemiş, hem yanlış söylemiş oluruz. Türkiye hem kemalisttir, hem de siyasal İslâmcıdır.

PKK sadece bir Kürt hareketi ve savaşıdır dersek, sadece yanılmış olmayız, çok yanılmış oluruz. Beyni Kripto Yahudi ve Kripto Ermeni olan, taşeronluğunu birtakım Kürtlerin yaptığı bir terör hareketidir dersek gerçeğe yaklaşmış oluruz.

Türkiye’deki siyasal İslâm, asıl İslâm’a hizmet etmekte midir? Cevap: Hem hizmet etmektedir, hem de büyük zarar vermektedir.

Son on yılda siyasal İslâm ilerlerken, gerçek dindarlıkta gerileme olmuştur.

Yapılan ciddî anketler, namazın kılanların, oruç tutanların sayısında azalma olduğunu gösteriyor.

Siyasal İslâm ilerliyor, İslâm ahlâkı geriliyor.

Siyasal İslâm iktidar oldu ama İslâm medreseleri açılmadı.

İslâm tarikatları açılmadı, bunları denetleyecek Meclis-i Meşâyih kurulmadı.

Ülkede, Kur’âna Sünnete Şeriata İslâm ahlâkına göre eğitim veren gerçek İslâm mektepleri yok.

Ayasofya hâlâ müze…

İslâm dininin bir ahlâk sistemi vardır, ahlâkî ilkeleri ve değerleri vardır. Siyasal İslâm’ın bunlara uyduğunu söyleyebilir miyiz?

Diyanet İşleri Başkanlığı siyasal İslâm’a mı hizmet veriyor, yoksa Kur’ân Sünnet Şeriat İslâmlığına mı?

Gerçek İslâm’da camiler İslâmî hayatın merkezleridir ve Ümmet orada günde beş kez toplanır. Camilerde halk aydınlatılır, uyarılır, bilgilendirilir, uhuvvet bağları pekiştirilir. Bizde camiler böyle midir?

Siyasal İslâm, bütün mü’minlerin tek bir Ümmet olması, râşid bir İmam’a biat ve itaat etmesi için çalışıyor mu?

Siyasal İslâm emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker farzını eda ediyor mu? İslâmın ikinci temel şartı namaz kılmaktır. Siyasal İslâmın bu konudaki durumu ve tutumu nedir?

Son yıllarda bin türlü İslâmcılık türetildi ve Ümmet birliği parçalanıp ortaya bir İslâmcılıklar Protestanlığı mozaiği çıkartıldı. Siyasal İslâmın bu konuda hatâları olmuş mudur?

Doğruyu söylemek gerekirse yukarıda zikr ettiğim ve benzeri konularda Müslümanların kafaları hayli karışıktır.

(İkinci Yazı) Türkiye’nin Aydınları

Herhangi bir Üniversiteden diploma almış, yani yüksek tahsilli. Kendini aydın sanıyor… Ne büyük yanılgı.

Üniversite mezunu olmak başka şeydir, aydın olmak bambaşka şey.

Vaktiyle bu konuda hayli yazılar kaleme almıştım. Vakit ve fırsat bulabilsem de bunları bir kitapçık halinde yayınlayabilsem.

Aydın olmak için birtakım şartlar gerekir. Bunların biri eksikse o kimse aydın olamaz.

Birincisi: Zengin, yazılı, edebî Türkçeyi iyi bilecek, iyi anlayacak. Fuzulîyi bilmeyen anlamayan önemsemeyen, ona değer vermeyen bir kimse Norveç aydını olabilir ama Türkiye aydını olamaz.

İkincisi: Çok güçlü bir lise tahsili yapmış olacak. Sosyal, edebî, felsefî, sanat kültürü olacak.

Üçüncüsü: Mutlaka muhalif olacak. Kötülüklere, adaletsizliklere muhalif olmayan kişi kesinlikle aydın olamaz. Aydınımsı aydınımtrak bir mahluk, sahte bir aydın olur ancak.

Dördüncüsü: Yüksek ahlâk ve karakter sahibi olacak. Yalan söylemeyecek, gıybet etmeyecek.

Beşincisi: Haram yemeyecek, âdil ve munsif olacak.

Altıncısı: Bilge olacak.

Yedincisi: Kendini ve haddini bilecek.

Sekizincisi: Kendi aleyhine de olsa, doğruları söyleyecek.

Dokuzuncusu: Yağcılık, yalakalık, dalkavukluk yapmayacak.

Onuncusu: Onun aydın olduğunu, insaflı düşmanları bile tasdik, teslim ve kabul edecek.

On birincisi: Dindar kesime mensupsa din sömürüsü yapmayacak.

On ikincisi: Arivist olmayacak.

On üçüncüsü: Şarlatan, soytarı, rüzgâr fırıldağı, ibnüzzaman, popülist, demagog, kendini beğenmiş olmayacak.

Türkiye’de böyle on gerçek aydın var mıdır acaba?

Soru: Sen kendini aydın mı sanıyorsun? Cevap: Kendimi aydın sanmıyorum. Sadece okur yazar bir vatandaşım. Yazdıklarım ortadadır.

Aydın nasıl yetişir? Büyük aydın milyonda bir yetişir. Orta aydın yüz binde bir…

Bir ülkede millî kimliğe ve kültüre uygun güçlü liseler yoksa orada aydın yetişmez.

Türkiye’nin Eton Koleji ayarında millî bir lisesi var mıdır?

Türkiye’nin büyük temel ihtiyaçlarının başında yeterli miktarda aydına sahip olmak gelir.

Azerîler aydına ziyalı derler. Aydın aydınlatır, uyarır, bilgilendirir, iyiyi ve güzele yönlendirir.

Aydın kötülüklere karşı fren gibidir.

Aydın bilgi, kültür, doğru inanç, güzel ahlâk, bütün faziletler, bilgelik, iyiliği teşvik etmek, kötülüğü engellemek demektir.

Deli danalar gibi muhalefet yapanlar aydın değildir.

Süflî menfaatleri için yağcılık yalakalık meddahlık yapan sürüngenler aydın değildir.

Yeterli miktarda aydını olmayan ülke maddeten çok zengin görünse bile gerçekte çok fakir durumdadır. 06.08.2015