Türkiye ve Yahudiler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Mart 2019
Pazartesi
1.
Nereye gideceğini kimse bilmiyordu. Çünkü o sır saklamasını bilen, gizliliğe sıkıca riayet eden büyük ve müdebbir bir hakandı. O tarihlerde İtalya bir sürü devlete ve prensliğe ayrılmış olup feth edilmesi kolay bir ülkeydi. Sultanın hedefi Roma mıydı? Kostantıyye’yi aldıktan sonra şimdi de Rim-Papa denilen bu ünlü ve büyük şehri mi fethedecekti? Bu bir sırdır, çözümü mahşere kalmıştır.
Aradan asırlar geçtikten sonra
bulunmaktadır.
2.
İzmirli bir Yahudi idi. 1626’da doğmuş, 1676’da vefat etmiştir. Haham olan, sonra Yahudilerin beklediği
olduğu iddiasıyla ortaya çıkan
Bu zat, kendisini İsrail oğullarının kralı olarak ilân etmiş, Osmanlı ülkesinin birçok parçasını kardeşlerine, yakınlarına, peşine takılan bazı kimselere, onları hükümdar nasb ederek peşkeş çekmiştir. İstanbul’a Saray’a getirtilmiş, ulemanın hazır bulunduğu bir mecliste sorguya çekilmiş,
Bağlılarının bir kısmı da onu takib ve taklid ederek zâhiren Müslüman gibi görünmüşlerdir. İşte, Türkiye Musevî cemaati ileri gelenlerinden
,
diyerek önemlerine işaret ettiği
Şu anda
Siyasette, kültürde, üniversitelerde, devlet idaresinde büyük tesirleri, nüfuzları, ağırlıkları vardır.
3. Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra
Bu zat, yayınladığı kitaplardan birinde,
başlığını kullanarak İslâm dinine saldırmış ve hakaret etmiştir. Su katılmadık, koyu, ateşli bir Türkçü ve milliyetçi görünen bu zat
adlı bir Yahudidir.
4. Yakın tarihimiz sadrazamlarından
da bir Yahudidir.
5.
Ahmed Vefik Paşa, Rumeli Hisarı’ndaki geniş arazisini Amerikan misyonerlerine satarak orada
adlı okulun kurulmasına imkân vermiştir. Bilindiği gibi bu okul Osmanlı İmparatorluğu’nun ve İslâm Hilâfeti’nin kuyusunu kazmış bir müessesedir.
6. Romancı, fikir ve hareket kadını, Millî Mücadele’den sonra Mustafa Kemal Paşa ile bozuşarak, kocası Adnan (Adıvar) bey ile yurt dışına çıkan
de mühtedi bir Yahudinin kızıdır.
Zamanımızda yüksek mevkilerde bulunan, önemli işler gören, Türkiye’ye yön veren Yahudi kökenli Türklerin isimlerini vermeyeceğim. Kendimi fazla riske atmak istemem.
Bunlar bizim halkımızın bir parçasıdır. Türkiye’de
Çünkü ortada hiçbir istatistik, ciddi araştırma yoktur. Devlet bu cemaatten haberdar mıdır? Elbette haberdardır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında, CHP diktatörlüğü esnasında Varlık Vergisi listeleri yapılırken Rumlardan, Ermenilerden, Yahudilerden başka, Sabataycılar da listelerde “D”
kaydıyla belirtilmiş ve onlardan fazla vergi alınmıştır.
Türkiye’de şu anda büyük bir buhran yaşanmaktadır. Adına
denilen esrarengiz bir güç sanki İslâm dinine ve dindar Müslüman vatandaşlara savaş ilân etmiştir. Demokrasi, hukuk, temel insan hürriyetleri ayaklar altına alınmıştır. Tedhiş rüzgarları estirilmektedir.
Bu hareket içinde Yahudi kökenli Türklerin, tuzu biberi ne kadardır? Bu hususta kesin bir şey söylenemez. Ancak üç seneden beri adından çok bahsedilen, bir ara astığı astık, kestiği kestik olan, mensup olduğu camiaya mensup önemli bir kişinin bile “Onu başımızdan savıncaya kadar neler çektik” dediği bir kişinin de Selanik kökenli bir zat olduğu bilinmektedir.
Şu anda Türkiye Sabataycıları, kendilerine mensup bir kişinin cumhurbaşkanı olması konusunda karar almış ve bir isim üzerinde ittifak etmiş bulunuyorlar. Seçilebilir mi? Bilmem. Bu yazıyı antisemit maksat ve niyetlerle yazdığımı iddia edenler çıkabilir. Bunu kesinlikle reddederim. Yahudi
Tarihî gerçekleri yazıyorum.
1908’de iktidarın Sultan Abdülhamid’in elinden çıkmasından sonra,
Bazı Yahudi vatandaşlarımız, vaktiyle Arabistan’da hayli siyasî karışıklığa yol açmış olan
‘nin metodu ile hareket etmişlerdir.
Tarihimizde Müslümanlarla iyi geçinmiş, Osmanlı Devleti’ne sadakat ile hizmet etmiş Museviler de vardır.
Bu zat Türkçe ve Fransızca hayli ilmî eser yazmış, bir ara milletvekilliği de yapmıştır. CHP’ye bile kafa tutmuştur.
başlıklı kitap onun eseridir. Bu zat, kendisini, menfaat mukabilinde Müslümanlara hizmet etmekle, taraftarlık yapmakla suçlayan zihniyete karşı da
unvanlı bir makale yazmıştır.
Türkiye bir İslâm ülkesidir, halkının ezici çoğunluğu Müslümandır. Böyle bir ülkede, zâhiren Türk ve Müslüman görünen, gerçek kimlik itibarı ile ise Yahudiliğin Sabataycı koluna mensup bulunan bazı vatandaşların İslâmiyet’e ve Müslümanlığa düşmanlık etmeleri, Türkiye’de gizli bir Yahudi saltanatı kurmak için çalışmaları elbette doğru ve meşru bir iş değildir. 11 Ocak 2000