Türkiye’de tam ve gerçek din hürriyeti var mı?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 25 Aralık 2018
Pazar
ABD’de her yıl, dünya ülkelerinde din özgürlüğü konusunda bir rapor hazırlanır. Birkaç ay önce metni açıklanan son raporda, ülkemizde tam ve gerçek bir din hürriyeti olmadığı, çoğunluğu oluşturan Sünnî Müslümanlara, insan haklarına ve demokrasiye aykırı olarak baskı yapıldığı belirtilmiştir.
1923’te Cumhuriyet’in kuruluşundan kısa bir müddet sonra, çoğulcu siyasete son verilmiş ve tek parti sistemi yürürlüğe konulmuştur.
Anayasa’da, “Devletin dini, din-i İslâm’dır” maddesine tamamen zıt ve aykırı icraat yapılmış, 1928’de bu madde kaldırılmıştır.
Yapılanlardan birkaçını sayayım:
1. İslâm medreseleri kapatılmıştır.
2. Tasavvuf ve tarikat dergahları, tekkeleri, zaviyeleri kapatılmıştır.
3. Binlerce cami, mescit, tekke, taş mektep, dinî vakıf binası satılmış, kiraya verilmiş veya yıktırılmıştır. Tarihî İslâm, kabristanlarının yüzde 99’u tahrip edilmiştir.
4. Başta sarıklı din hocası İskilipli Âtıf Efendi olmak üzere binlerce hoca, şeyh, dindar kişi idam edilmiş, sürülmüş, zindana atılmıştır.
5. İlahiyat Fakültesi ve İmam-Hatip mektebi kapatılmıştır.
6. Siyasete karışmayan, hiçbir eyleme ve şiddet hareketine bulaşmayan, sadece ve sadece dinî ve imanî risaleler yazan Bediüzzaman’a çok ağır baskılar ve zulümler yapılmıştır.
7. Menemen vak’asıyla hiçbir alakası olmayan Nakşibendî şeyhi Erbilli Esad Efendi, yaşı doksana yaklaşmış ve hasta olduğu halde İstanbul’dan alınmış, Menemen’e sürüklenmiştir. Bu muhterem zat hastanede şüpheli şekilde vefat etmiş, yine şeyh olan oğlu idam edilmiştir.
CHP oligarşisi zamanında Türkiye halkının, başta din, inanç, vicdan, inandığı gibi yaşamak hak ve hürriyetlerinin ihlali ile ilgili bir rapor yazılacak olsa 7-8 bin sayfalık 10 ciltlik bir külliyat çıkar ortaya.
1945’te çok partili sisteme izin verildikten, 1950’de CHP iktidarının devrilip yerine Demokrat Parti geçtikten sonra da din üzerindeki baskılar, zaman zaman çok ağırlaşarak devam etmiştir.
Yıl 2009