Türkiye’de ve Yunanistan’da Sabataycılar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Pazartesi
Birtakım saf kişiler,
meâlinde lâflar ediyorlar. Saf olmayan, fakat kafalarının içinde kuyrukları birbirine değmeyen birkaç tilki bulunan bazıları da,
şeklinde tenkitler yapıyor.
Türkiye Sabataycıları hakkında bu ülkede maalesef hemen hemen hiç ilmî araştırma yapılmamıştır. Yıllardan beri defalarca yazdım,
kurulsun; yüksek seviyede objektif araştırmalar yapılsın, yılda bir veya iki sayı çıkacak uluslararası bir araştırma dergisi yayınlansın; arşivlere inilsin, konu didik didik incelensin dedim ama
Papirüs üzerine yazılmış,
ile ilgilenmeyen kafalar, Sabataycılık üzerinde ilmî inceleme yapabilir mi?
Belli başlı militan Sabataycıların listesini vermeme gelince; Tam bir liste yapmam mümkün değildir ama
Benim, kendimi korumam için birkaç goril tutacak, bunların masraflarını karşılayacak imkânım yoktur. Bu milletin paralarını milyarlarca dolar zimmetlerine geçiren adamlar vardır. Sabataycıların listesini de onlar versinler.
Türkiye üzerindeki hâkimiyet ve saltanatlarını muhafaza etmek için ne gibi tedbirler aldılar? Açığa çıktıktan, gündeme girdikten sonra ne yapacaklardır?
Başta Devlet’in resmî arşivleri olmak üzere, bütün arşivlerimizdeki Sabataycılıkla ve Sabataycılarla ilgili belgelerin çeşitli zamanlarda yok edildiğine dair birtakım rivayetler vardır.
Bu konu araştırılmalıdır. Sabatay Sevi ile Sabataycılıkla ilgili belgeleri kimler, hangi zamanlarda, nasıl yok etmişlerdir.
Önemli bir husus da şudur:
ve Yunanistan’ın başka yerlerinde
kalmış mıdır? Ünlü oryantalist
,
ın 1954 baskısında
bu konuda bazı bilgiler vermektedir. Dönmelere
diyen Massignon, onların
Yunanistan’da kaldığını yazıyor.
üç gruba ayrıldığını, kendilerine
denildiğini, üç fırkanın
ve
adlarını taşıdığını yazıyor.
1924 mübadelesinden sonra bir kısım Sabataycılar Yunanistan’da kalmışlar, kısa zamanda zemine ve zamana uyarak
ve
kimliğine sahip olmuşlardır. Tabiî ki, asıl kimlikleri
olarak kalmıştır. Yunanistan’daki Sabataycılar hakkında araştırılma yapıldığı taktirde çok meraklı, hayret verici neticeler elde edileceği kanaatindeyim.
Yahudiler ve dolayısıyla Sabataycılar zeki, kabiliyetli, cin gibi insanlardır. Çocuklarına yüksek tahsil yaptırırlar, birkaç dil öğretirler.
, büyük bir sefere giderken
adlı hekim
Bu zatın asıl adı
‘dur; Fatih’i
İslâm tarihindeki ilk fitne ve fesatları Yemenli bir haham iken, yalancıktan İslâm’a dönen Abdullah İbn Sebe’ adlı kişi çıkartmıştır.
Yakın tarihimizde de
milliyetçilik, Türkçülük, Atatürkçülük havariliği yapan bir
vardır.
Ben eminim ki, Sabataycılar İslâmî hareketi dizginlemek için plan ve program yapmışlardır. Onlar ya bizzat kendi adamlarını kullanırlar, yahut birtakım ahlâksız ve karaktersiz sözde Müslümanları satın alırlar veya kiralarlar.
İslâmî araştırma yapmak, hadiselerin içyüzünü öğrenmek için çalışmak suç değildir. Yeter ki iftira edilmesin, yalan söylenmesin, ırkçılık ve antisemitizm yapılmasın.
kurulması için yüz veya yüz elli bin dolar başlangıçta yeter. İslâmî kesimde doların milyarı ile oynayan adamlar vardır. Bunca zengin cemaatimiz, tarikatimiz bulunmaktadır. Himmet edip de bu işi niçin başlatmazlar?
Türkiye Yahudi cemaati,
konusundaki hareketlilikten, tartışmalardan rahatsız olmaktadır. Yahudilerin ana prensibi şudur:
Kendilerinden bahsedilmesin, sessiz sedasız yaşasınlar. Ancak onların durumu da iyi değildir.
Yazın Büyükada’da sinagogta âyin yaptıktan sonra öğleden sonra plajda gidip bikini mayolu karılarla beraber denize giren bir hahamdan bahsetmiştim. Böyle bir şey din adamına yakışmaz. Yahudiler ellerini vicdanlarına koysunlar, doğru söylemiyor muyum?
Cumartesi günleri sinagoglara giden bazı Yahudi kadınlar, çok açık saçık kıyafetlerle geliyorlarmış. Sinagoglarda kadınların yerleri ayrıdır. Üst kata çıkan bazı açık giyimli kadınların, aşağıdan iç çamaşırlarının göründüğünü söylediler. Doğrusu onların nam ve hesabına utandım, üzüldüm.
Bir de inanılması zor bir şey daha duydum: Yahudi gençlerine bazıları
şeklinde telkinatta bulunuyorlarmış. Doğru ise çok ayıp, çok insanlık dışı bir telkinattır bu. Hiçbir vicdanlı Yahudinin böyle bir şeyi kabul edebileceğini sanmam.
Bende
bir kitap var
onda eski büyük hahamlardan birinin şöyle bir fetvasını okumuştum:
İnşaallah kitabı bulunca o kısmının fotokopisini çıkartıp ilgilenenlere vereceğim.
Aydınlarımız ne doğru dürüst Türkiye’yi ve çeşitliliklerini tanıyor, ne de komşularımızı, dünyayı. İsrail’de İslâm’ı, Müslümanları, Türkiye’yi, Türkleri anlatan, tanıtan, inceleyen yüzlerce kitap vardır ama Türkiye’de Yahudilik, İsrail üzerine tek ciddî araştırma yoktur. Kurulmasını teklif ettiğim enstitünün bir an önce hayata geçirilmesini temenni ederim. 26 Haziran 2001