Çarşamba

 

(1) Yerli halkı birbirine düşman, rakip, hasım kamplara, kesimlere, gruplara ayırmak. Türk Kürt, Sünnî Alevî, Sağcı Solcu, Dinci Laik, İlerici Gerici, Doğulu Batılı, Şucu Bucu… Bunları birbiriyle çatıştırmak, çekiştirip tepiştirmek… Mâlum: Böl, parçala ve hükm et…

(2) Ülkenin hakikî sahiplerinin millî kimliğini, kültürünü, kişiliğini erozyona uğratmak, dejenere etmek, yozlaştırmak. Onları yabancılaştırmak, sersemletmek, afyonlamak.

(3) Akıllarını kullanamamaları, düşünememeleri, çare ve çözüm üretememeleri için onları lisansız bırakmak. Edebî, zengin, yazılı lisanı yok etmek; sadece iletişim kurabilmeleri, günlük ihtiyaçlarını temin edebilmeleri için bir kaç yüz kelimelik arı, duru, sade suya tirit bir dil bırakmak.

(4) Atalarından miras kalmış olan eski kitapları, belgeleri, kitabeleri, mezartaşlarını okuyamaz hale getirmek; okumasını öğrenseler bile okuduklarının mânâsını anlayamaz duruma düşürmek.

(5) Müslüman Türkiyelilerin bu toprakların sahibi olduğunu isbatlayan tarihî ve kültürel tapu senetleri, toplumsal hâfıza eserleri mâhiyetindeki onbinlerce Selçuklu, Beylikler, Osmanlı mimarlık eserini hâk ile yeksan etmek, ortadan kaldırmak, bir kültür soykırımı gerçekleştirmek.

(6) Toplumun temelini teşkil eden aile müessesesini açıkça veya sinsice sarsmak, zayıflatmak, yıkmak, dejenere etmek. Zinayı, fuhşu, aile dışı cinsel ilişkileri teşvik etmek.

(7) Genç nesilleri şehvet kurbanı, seks manyağı haline getirmek.

(8) İş, çalışma, ticaret, sanayi, ziraat hayatını tanzim eden bütün millî gelenekleri ve kurumları sarsmak, yıkmak. Ahîlik ve fütüvvet ahlâk ve teşkilatını silmek, kazımak.

(9) Emanetleri, makam ve mevkileri, işleri, vazifeleri, memuriyetleri ehliyete ve liyakata göre değil; kendilerinden olanlara dağıtmak.

(10) Devlet içinde devletler meydana getirmek. Bu devletleri asıl devletten güçlü kılmak, son sözü onlara söyletmek.

(11) Medyayı tekelleştirmek, kartelleştirmek, kontrolları altına almak. Birinci medya liginde sadece kendi takımlarını oynatmak, kendilerinden olmayan gazete ve televizyonları gerici damgasıyla damgalamak, öcü haline getirmek.

(12) Kadını anne, bacı, kızkardeş, teyze, olmaktan çıkartıp onu seks ve şehvet vasıtası olarak görmek; iffeti, namusu, haysiyeti pazara çıkartmak.

(13) Kendi çocuklarını dış ülkelerin yüksek, parlak, seviyeli okul ve üniversitelerinde okutur ve yetiştirirken, yerli halk kütlelerini yetiştiren millî eğitimi dejenere etmek, sulandırmak, okulları sadece diploma veren boş ve zayıf kurumlar haline getirmek, çocukları ve gençleri en düşük seviyede eşitlemek. Çağdaş seviyede ne genel kültür, ne de millî kültür vermek.

(14) Ülke rantlarının ve gelirlerinin yüzde altmışını küçük bir azınlık yerken, halkın yüzde doksanını sefalet, geçim sıkıntısı, yoksulluk içinde süründürmek.

(15) Kasıtlı olarak çıkartılmış müzmin ve yüksek enflasyonla ülkeyi ve halkı dolaylı şekilde soyup soğana çevirmek, bir çeyrek asırda birkaç yüz milyar dolar vurmak, hortumlamak.

(16) Millî sanatı, geleneksel sanat ve zenaatleri, estetiği öldürmek, söndürmek, ülkeyi çirkinlikler meşheri ve sergisi haline getirmek. Millî mimarîye savaş ilân etmek. Eskiden kalmış her şeyi yıkmak, harap etmek, çökertmek.

(17) Bir toplumu ayakta tutan bütün yüksek değerleri dinamitlemek. Onların yerine put ve mâbut olarak parayı, maddî menfaati, lüksü, sefahati getirmek.

(18) Ülkenin hakikî sahipleri olan yerli halkı ikinci sınıf vatandaş, güdülecek bir sürü, sömürge ahalisi, zenciler gibi görmek. Onların temel hak ve hürriyetlerini tanımamak, onları gericilikle, iç düşman olmakla suçlamak.

(19) Türkiye’de, Türkiye halkının sırtından kazandıkları büyük servetleri yurt dışına kaçırmak, başka ülkelerde saray yavrusu villâlar, kâşaneler, malikâneler satın almak, yabancı bankalara büyük meblâğlar yatırmak.

(20) Müslüman Türkiyelilere benzememek, onları kendilerine benzetmeye çalışmak.

(21) Cuma günü, Müslümanmış gibi görünmek için camiye gitmek, cumartesi başka bir mâbede gidip gizlice âyin yapmak.

(22) Toplumdaki çeşitliliğin, farklılıkların kaynaşıp uzlaşıp birleşmesinde harç vazifesi gören dinî inançları, dinî duyguları, dinî şuuru, din birliğini yıkmak için çalışmak.

(23) Allah(c.c) kelimesini cümle içinde küçük (a) ile yazmayı medenîlik, ilericilik sanmak ve saymak.

(24) Bugünkü nesillere bu ülkeyi armağan eden ecdada, atalara hakaret etmeyi, mâziyi kötülemeyi mârifet sanmak.

(25) Millî sanatları teşvik etmemek, onlara yatırım yapmamak; buna mukabil bu ülkeye, bu topluma, bu kültür ve kişiliğe tamamen yabancı olan birtakım sanatları geliştirmek için milletin kesesinden büyük meblâğlar harcamak.

(26) Klasik Türk musikisini hor görmek, aşağılamak.

(27) Dinsizliği, din düşmanlığını, din, vicdan, inanç ve inandığı gibi yaşamak hak ve hürriyetini inkâr etmeyi, baltalamayı medenîlik ve çağdaşlık sanmak.

(28) Eserlerinin hiçbir edebî kıymeti, sanat değeri olmayan
“kendilerinden”
birtakım adam ve karıları şişirme ve kof şöhretler haline getirmek, onlara bol para ve kâzip şöhretler kazandırmak.

(29) Ülke sathındaki binlerce tarihî İslâm mezarlığını tahrip etmek, düzlemek, yapılaşmaya açmak, park haline getirmek. Bunları yaparken kendilerine ait mâlum ve mâhut mezarlığı canları gibi korumak.

(30) Saltanat ve hakimiyetlerini ilelebet sürdürmek için din ile devleti karşı karşıya getirmek, bitmez tükenmez müzmin bir din-devlet çatışmasını körüklemek ve bu toz duman içinde malı götürmek, ülkeyi ve halkı soymak.

(31) Japonya, Güney Kore, Tayvan, Singapur gibi doğu ve Asya ülkeleri ilerleme, kalkınma, zenginleşme, ilim, teknik, ilmî araştırma, icatlar konusunda son sür’atle koşarken, başarılarına başarılar katarken, dünyayı hayranlık içinde bırakırken; Türkiye’yi gerilik, sömürü, kokuşma, yolsuzluk, hırsızlık, talan bataklıklarında boğmak.

(32) Şu geniş ve güzelim ülkeyi, halkına yetecek buğday üretemeyen, kendi ihtiyacına yetecek miktarda hayvan besleyemeyen hale getirmek.

(33) Türkiye’yi çökertmek için emeği, helal ticareti, sanayii, tarımı, çalışıp çabalamayı, alın terini ikinci plana düşürerek; onların yerine rantçılığı, spekülasyonu, avantacılığı, lotaryacılığı, asalaklığı getirmek.

(34) Toplumsal barışı, uzlaşmayı berhava etmek için ne mümkünse yapmak, mümkün olan her hıyaneti, kötülüğü, sabotajı yapmak.

(35) Halk yığınlarını afyonlamak, uyuşturmak, sersemletmek, düşünemez hale getirmek.

(36) Topluma ve ülkeye sun’î, gerçek dışı, fasa fiso, uyduruk bir gündem yapmak; yığınları bu gündemin faydasız maddeleri ile meşgul etmek, bu esnada malı götürmek.

(37) Bozuk sistemle devleti, ülkeyi ve milleti özdeşleştirmek.

03 Haziran 2004