Türkiye’yi Zaptetmek
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Çarşamba
Türkiye’nin sürünmesi, batması, bitmesi için genç nesillerinin, aydınlarının, halkının solucanlaştırılması, afyonlanması, sersemletilmesi, cahil okur- yazarlar haline getirilmesi gerekir. Bunun için şu hususlara dikkat edilecektir:
(1) Edebî-yazılı zengin Türkçe öğretilmeyecektir. Üç-dört yüz kelimelik konuşma, iletişim, anlaşma dili Türkiyelilere yeterlidir. Onlar o hale getirilmelidir ki, bundan yüz, yetmiş, elli sene önce yazılmış edebî eserleri bile doğru dürüst anlayamasınlar. Türkiye’deki tekelin, gizli saltanatın, ideolojinin devamı için yazılı-edebî lisan üzerindeki tabular, yasaklar, sadeleştirmeler, arılaştırmalar dikkatle, titizlikle, ihtimam ile sürdürülmelidir. Genç Türkiye nesilleri, Batı Türkçesinin en büyük şairi olan Fuzulî’nin şiirlerini zevk ve haz alarak okuyup anlayacak kadar Türkçe öğrenirlerse sömürgecilik zincirlerini kırabilirler.
(2) Gerçek tarih bilgisi ve şuuru da verilmemelidir. Onlar için sun’î (yapay), uyduruk, düzmece bir tarih hazırlanmalı ve milyonların kafasına doldurulmalıdır. Bu düzmece-sun’i tarihin sahte kahramanları, mitleri, efsaneleri, hayalleri ve mübalağalara (abartmalara) dayalı senaryoları olmalıdır. Türkiye büyük bir tarihi olan bir ülkedir. Yığınların bu tarihten haberi olmamalıdır.
(3) Türkiye’nin sürünmesi için birinci silâh paradır. Onun yokluğu da, varlığı da; fakirlik de, zenginlik de bir felâket ve belâ haline getirilmelidir. Tekelistan’ın devamı için paranın tek değer olarak kalması gerekir. Türkiye borç tuzağına düşürülmelidir.
(4) Hangi inanca, ideolojiye, doktrine bağlı olursa olsun vasıflı, bilgili, kültürlü, ahlâklı, faziletli bir Türkiyeli en büyük tehlike ve tehdit oluşturur. Bütün gücümüzle Türkiyelileri vasıfsız, moloz, cahil, ahlâksız, faziletsiz bir sürü haline getirmemiz gerekir.
(5) Paradan sonra en büyük güç kadın ve sekstir. Türkiye’nin ileride başımıza belâ olmaması, rahatımızı bozmaması, sömürge saltanatımızı sarsmaması için yığınları ve bilhassa gençliği seks delisi, seks manyağı, seks hastası haline getirmemiz gerekir. İffet, namus bizim en büyük düşanımızdır. Fuhuş, zina, seks çılgınlıkları, seks isterileri, seks kompleksleri Türkiyelileri ehlileştirebilmek için güçlü bir vasıtadır.
(6) Türkiyelilerin tarihî devamlılık çizgisine dönmeleri cihan muvazenesini alt eder. Türkiyeliler kopukluk, ârıza çizgisi üzerinde yürümelidir.
(7) Tarih boyunca Türklere en büyük gücü, enerjiyi İslâm dini ve medeniyeti vermiştir. Onların tekrar İslâm’a sarılmaları, İslâm’ı yaşamaları bizim için büyük bir tehdit ve tehlike oluşturacaktır. Açık ve sinsi, her vasıta ile Türklerin dindarlaşması baltalanmalıdır.
(8) Estetik, sanat, mimarlık, dekorasyon, giyim kuşam, şehircilik, tasarım konusunda Türkiyelilerin geride kalması için ne mümkünse yapılmalıdır.
(9) Türkiye’nin ziraatı çökertilmeli; ekmeklik buğdayları için bile bize muhtaç olmalıdır. Türkiye’nin hayvancılığı çökertilmeli; bizden et ithal etmek zorunda kalmalıdır.
(10) Ahlâksızlığın her türlüsü, namussuzluk, şerefsizlik, hırsızlık, suiistimal, emanete hiyanet, kokuşma, rüşvet, irtikâb, ihtilâs, hortumlama teşvik edilmelidir.
(11) Türkiye ne tamamen öldürülmeli, ne de tamamen diri hale getirilmelidir. Bizim yardımlarımızla, bizim koltuk değneklerimizle zar zor ayakta duracak halde bitkisel bir şekilde yaşatılmalıdır.
(12) Dinsiz ve bozuk da olsalar Müslüman Türkiyelilere tam mânasıyla güvenemeyiz. Binaenaleyh köşebaşlarına iki kimlikli, gerçekten dönmemiş Dönmeler getirmemiz şarttır. Dönme olmayanların karıları Dönme olmalıdır.
(13) Türkiyelilerin toplumsal hafızaları silinmelidir. Tarihlerini bilmesinler; dedelerinin eserlerinin kitabelerini, mezar taşlarını okuyamasınlar, arşivlerindeki, kütüphanelerindeki milyonlarca belgeyi, yüzbinlerce kitabı anlamaz hale gelsinler.
(14) İnançlı, geleneksel kültüre ve kimliğe bağlı Türkiyelilerin büyük sermaye sahibi olmaları, büyük şirketler ve fabrikalar kurmaları, ülke iktisat ve sanayiinde büyük paya sahip olmaları önlenmelidir.
(15) Bilhassa genç nesillere örnek, model, ideal olarak şarkıcılar, türkücüler, mankenler, futbolcular, televizyoncular gösterilmelidir. Türkiyelilerin tarihi büyüklerini ideal-model olarak kabulleri kesinlikle bizim işimize gelmez.
(16) Amerika’da, İngiltere’de, Kanada’da, Batı Avrupa ülkelerinde geçerli olan insan hakları, hukuk, demokrasi, din ve inanç hürriyeti Türkiyelilere kesinlikle tanınamaz. Onlar böyle haklara, hürriyetlere haysiyetlere layık değildir.
(17) Medya, çağımızın en önemli gücü ve silahıdır. Medenî ülkelerde medya dördüncü güçtür, Türkiye’de birinci güç olmalıdır. Türkiye’nin büyük medyası kartelleşmeli, tekelleşmelidir. Bizim ideolojilerimize, stratejilerimize, emel ve hedeflerimize ters düşen medya organları yaşatılmamalıdır. Bu devirde medya kimdeyse Süleyman odur. Bunu asla unutmayalım.
(18) Türkiye’yi hakimiyetimiz altında tutabilmek için bütün temel müesseseleri kirletmemiz, çürütmemiz gerekir.
(19) Türkiye bir tabular, yasaklar, zorlamalar, bastırmalar, sindirmeler ülkesi olmalıdır.
(20) Türkiye halkı sağcılar solcular, sünnîler aleviler, dinciler tarikatler, gericiler çağdaşlar, şucular bucular diye bir sürü, birbirine düşman fraksiyonlara ayrılmalı; bunlar birbirleriyle çarpıştırılmalıdır. Türkiye’nin büyük gücünü, enerjisini, potansiyelini, imkan ve fırsatlarını ancak böyle dizginleyebiliriz.
(21) Türkiye’nin dost, kardeş, dindaş, sınır komşularıyla, tarihi bağlarla bağlı bulunduğu Ortadoğu ülkeleriyle sıkı ticaret, iktisat, finans, turizm ilişkilerine girmesi kesinlikle önlenmelidir. Öyle ki, meselâ bir Suriye ile sanki, dünyanın iki ucundaki uzak ülkelermiş gibi münasebetsiz halde olmalıdır.
(22) Türkiyeliler için sahte kahramanlar üretilmelidir. Türkiye’yi sevmeyen, zararlı ve sapık ideolojilere bağlı bulunan, yabancı devletlerle işbirliği yaparak Türkiye devletini yıkmak için çalışmış bulunan bir sahte kahraman genç nesillerin gözünde büyütülmeli, onlara örnek ve model olarak kabul ettirilmelidir.
(23) Türkiyelileri cahillikle, kültürsüzlükle, irfansızlıkla, tarihsizlikle, sanatsızlıkla terbiye etmezsek ileride başımıza çok belâlar getirebilirler. 31 Ocak 2002