Türkler ve Kürtler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 06 Ocak 2019
Çarşamba
Kuzey Irak’ta kurulan Kürt devletinin arazisinden Türkiye’ye sızıyorlar, terör hareketleri yapıyorlar, askerlerimizi öldürüyorlar. Türkiye müdahale etmeye kalkınca
deniliyor. İsrail, Güney Lübnan’a saldırıp sivil halkı vurduğu zaman, onun yaptığına meşru savunma hakkı adını veriyorlar ve kınamıyorlar.
Ortadoğu’da patlayacak büyük savaş öncelikle İsrail yüzünden meydana gelecektir. İkinci sebebi de Kürt devleti olacaktır. Siyonizm ve İsrail Yahudilere, Yahudiliğe, Musevîliğe büyük zarar verecektir.
Kürt devleti de Kürtlerin zararınadır. Uzak ve yakın tarihte bazı milliyetçilik cereyanları, en fazla zararı, sözde hizmet ettikleri millet ve kavimlere vermiştir.
Vaktiyle
olan Ermeniler, misyonerlerin ve emperyalistlerin peşine düşüp de kendi devletlerine isyan etmemiş olsalardı bugün ülkemizde hayli sayıda Ermeni yaşıyor olacaktı. Osmanlı Rumları Türk devletinin vatandaşları idiler. İzmir Yunan ordusu tarafından işgal edilince, Yunanistan’ı değil, tebaası oldukları Türkiye’yi desteklemiş olsalardı, bugün ülkemizde milyonlarca Rum vatandaşımız yaşıyor olacaktı.
Kürtlerin menfaati, yaşadıkları ülkelerde hakim olan devlete itaat etmek, birlikte bulundukları halklarla dostça yaşamaktır. Birtakım düzenler ve sistemler Kürtlere haksızlık yapıyormuş, zulm ediyormuş… Olabilir. Düzen ve sistem ile devleti birbirine karıştırmamak, birbirleriyle özdeşleştirmemek gerekir. Hem sadece bir kısım Kürtlere haksızlık edilmiyor, başka etnik kökenden gelenlere de zulm ediliyor.
İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi Almanya’sı, bir Sovyet Cumhuriyeti olan Kırım’ı işgal ettiği zaman bir kısım Kırım milliyetçileri onlarla işbirliği yaptılar, Almanya taraftarı oldular. Almanlar, Sovyetler’in tanımadığı, vermediği din ve inanç hürriyetini tanıyıp verdiler. Kapatılan camiler açıldı, ezanlar okundu, namazlar kılındı… Sonra ne oldu? Almanlar geri çekildiler, Ruslar Kırım’a tekrar hâkim olunca bütün Müslüman Tatarları hayvan vagonlarına doldurdular, vatanlarından sürdüler; Kırım Cumhuriyeti’ni ilga ettiler, topraklarını Ukrayna’ya eklediler. Kırım’da ne Müslüman kaldı, ne cami, ne minare, ne ezan. Mezarlıklarına kadar düzlediler. Sürgüne gönderilenlerin yarısı yollarda feci şartlar altında can verdi.
Almanlarla işbirliği yapılmamış olsaydı, bugün dünyada bir Kırım devleti olacaktı. Bir iş yaparken, geleceği de düşünmek lazım. İsrail’in ve ABD’nin arzusuyla bir Kürt devleti kurulmuştur. Böyle bir devlet:
– Türkiye’nin işine gelmez, çünkü parçalanmasına yol açar.
– İran’ın işine gelmez, çünkü onun da parçalanmasına yol açar.
– Irak’ın işine gelmez, çünkü onu parçalayarak ortaya çıkmıştır.
– Arap dünyası bundan memnun olmaz.
– İslâm dünyası da, İsrail ve ABD destekli bir devlet istemez.
2012 yılına kadar dünya çok değişecek, yeni bir dünya (veya dünya harabesi) ortaya çıkacaktır. İsrail’in ve ABD’nin güçleri kalmayacaktır. O zaman, Kürt devleti yalnız başına ortada kalacaktır. Birtakım Kürtler bunu niçin düşünmüyorlar?
Türkiye’de Kürtlerin hakları yeniyormuş… Sadece onların mı? Türklerin yenmiyor mu? Türkiye bir gemidir ve bu geminin bir kısım yolcuları onu delmek, batırmak istiyor. Bu yapmak istedikleri şey kendilerinin de aleyhinde değil midir? Onlara mâni olmak gerekmez mi?
Bendeniz, bir Müslüman olarak ırkçılık ve kavmiyetçilik yapmam. Sonu çi, ci, çü… ile biten hiçbir ideolojiye bağlı değilim. Müslümanım ama İslâmcı değilim, Türküm ama Türkçü değilim. Kürt kardeşlerimden ve vatandaşlarımdan beklediğim de Kürtçülük yapmamalarıdır.
Vaktiyle asırlarca önce Ermeni kralı Tigran, Filistin’e sefer etmiş, yakıp yıkmış, hayli Yahudi’yi esir alıp getirmişti. Bu Yahudilerin bir kısmı “Ermeni” oluverdiler, bir kısmı da “Kürt”…
Hakikî Kürtlere, onların bilhassa Müslüman olanlarına hitap ediyorum: Emperyalistlerin oyunlarına gelmeyiniz. Kürt kılığındaki Yahudilerin peşine düşmeyiniz. Aksi takdirde büyük zararlara uğrayacaksınız.
Yakın tarihte bu ülke Müslümanlarının başlarına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Bu memlekette yaşayan Türkleri ve Kürtleri ve diğer unsurları selâmete, felâha, necata çıkartacak yol menfi milliyetçilik değil, bütün insanlığı kurtaracak sisteme bağlanmak ve onun için çalışmaktır.
Bir ideoloji ve devlet ki, onu İsrail ve ABD destekliyor, gerçekleşmesi için çalışıyor, kötü olduğunu anlamak için başka delile ihtiyaç yoktur. Kürtler yapıyor demiyorum, ortaya konuşuyorum:
-Uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı yapan,
-Silâh kaçakçılığı yapan,
-Mafyacılık yapan,
-Kapkaççılık yapan,
-Daha bunlar gibi gayr-i meşru, haram, çirkin işler yapan kimseler, hangi ırka, hangi etnik kökene mensup olurlarsa olsunlar lânetli, menfur, şerir, kötü, eşkıya kimselerdir. Hiçbir Türk ve Kürt bu gibi lânetli kimseleri ve çeteleri desteklememelidir.
Türklerle Kürtleri birleştiren en güçlü bağ İslâm kardeşliği bağıdır. Bu bağı, İsrail ve ABD’nin teşvikleriyle kopartanlar beyinsizdir. Bendeniz, Türk olduğum halde, sâlih bir Kürdü fâsık bir Türke tercih ediyorum. Kürt kardeşlerimin de böyle yapmalarını, sâlih bir Türk’ü, fâsık bir Kürt’ten üstün görmelerini, benimsemelerini isterim.
Birtakım politikacılar, şahsî menfaat ve ikballeri için İsrail’e ve ABD’ye çok ödünler verdiler. Şimdi bunların acı meyvelerini topluyor, ağır faturalarını ödüyorlar. Önümüzdeki 40-50 gün çok önemli, çok hayret verici, çok gürültülü hadiselere gebedir. Allah’tan, idare edenler ve idare edilenler için akıl, sağduyu, firaset lütf etmesini niyaz ederim. 20 Temmuz 2006