Ulvî Amaçlara Hizmet Edenler Kavga Etmez
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Aynı ulvî gayeler etrafında birleşmiş birtakım kimseler niçin alabildiğine kavga ediyor? Din, vatan, millet yolunda hep birlikte el ele tek yürek niçin çalışamıyoruz? Tartışılacak meselelerimiz varsa bunları niçin kapalı kapılar ardında kardeşçe tartışıp çözüme bağlamıyoruz?
Hani amaçlarımız ulvî idi… Ulvî amaçlar uğrunda birleşmiş olanlar hiç kavga eder mi? Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, Kur’ânımız bir, dinimiz bir de niçin kavga edip duruyoruz?
Niçin bu kadar parçalanmış durumdayız? Niçin tek bir bütün değiliz? Niçin bunca parça birbirinden kopuk? İslâm bir ama bunca İslâmcılık nereden çıktı? Ulvî amaçlar ve hizmetler yapan kimselerin bir kısmının ak dediğine öteki kısmı niçin kara diyor?
Niçin niçin niçin?
Sakın içimize sızmış olan birtakım şeytanların pek ulvî olmayan gayeleri olmasın? Bu süfli gayelerden biri
olmaya sakın? Nemrud gibi, Fir’avun gibi benlikler mi sebep oluyor bunca fitne ve fesada?
Müslüman yalan söyler mi hiç? Müslüman iftira eder mi? Müslüman Müslümanı aldatıp kandırır mı? Kitabı Kur’ân olan yamukluk yapar mı? Para kazanmak, servet sahibi olmak hiçbir zaman ulvî bir amaç olmamıştır.
Müslümanların birliği şu anda bir hayal ve emeldir, önümüzde çok acı ve üzücü bir tefrika ve bölünmüşlük vardır. Allah’ımız birdir ama biz O’nun emir, yasak ve tavsiyelerine uymuyoruz.
Peygamberimiz
bir ama biz onun Sünnetine uymuyoruz. Allah ve Resulü bizim tek bir Ümmet olmamızı istiyor ama biz öyle olamıyoruz, parçalandıkça parçalanıyoruz.
Allah birlik emrediyor, şeytan tefrika, fitne, fesat istiyor. Biz hangisine uyuyoruz? Kur’âna uyuyor muyuz? Kötülükle çok emreden nefsimizin kölesi olmuşuz. Ahirete giden yolda dünya şarkıları okuyoruz.
Hubb-i riyaset cinsel şehvetten üç yüz altmış derece şiddetliymiş.
Evet insan sadece alkollü içkiyle sarhoş olmaz,
Bu dünya sarhoşluğu insana neler yaptırmaz ki…
Din, Kitap, Şeriat buna izin veriyor mu?
Din ve Şeriat, kapalı salonlarda seyircilerin kadın erkek karışık oturmalarına izin veriyor mu?
Hem dindar geçin, hem riba işleri yap, olur mu böyle şey?
Ne biçim iştir bu? Böyle söyleyenler ayık mıdır, sarhoş mu?
Mübarek Ramazanlarda, beş yıldızlı, içkili, fuhuşlu, fısk ve fücurlu mekânlarında papaz yahnili iftarlar… Dindar Müslümanların, dindar hanımların altınlarını, mücevherlerini İslâma hizmet edeceğiz diye topla, bunlarla televizyonlar kur ve sonra ekranlarda bin türlü günah sergile. Ne menem iştir bu?
Hayır hayır hayır!.. Bizim gayelerimiz ulvî olsaydı bunca süfliyat ve beyinsizlik yapmazdık.
Sağa sola bakmayalım şeytanı bulmak için, içimize bakalım. Para sevgisinin, dünya-perestliğin, nefsaniyetin olduğu yerde şeytan da olur. İhlasın olmadığı yerde mutlaka şeytan vardır. Şeytan öyle kurnaz ve aldatıcıdır ki, kölelere hürriyet şarkıları okutur.
Şeytana uyan Müslümanlar paramparça oldular ve Ümmet birliğini yitirdiler. Ehliyetli ve râşid bir İmama biat ve itaat etmeyen Müslümanların şu parçalanmışlığı, tezebzübü, çekişip tepişmesi rahmani midir, şeytani mi?
Kitabımız Kur’ândır deyip de Kur’ânın emir, yasak ve öğütlerini dinlemeyenler Kur’ân Müslümanı değildir. Resulullaha
iman ettim deyip de onun Müslümanların birliği konusundaki emirlerinin tam tersini yapanlar hangi hiziptendir?
Kulaklarımda
Papa, patrikler, papazlar, hahamlar, pastörler, monsenyörler, zangoçlar geliyor.
Çanlar beyinleri sarsarcasına çalıyor, havada
uçuşuyor, günah mekânlarında iftar ziyafetlerinde papaz yahnisi yeniyor… Bayezid-i Bistamî’nin ayağının altında ne vardı? Bilemediler… Ayağını kaldırdı, meğerse para varmış.
Bunu bilmek ve anlamak için derin âlim olmaya lüzum yoktur.
Müslüman Süfyanları sevemez, destekleyemez. Müslüman Deccalları sevemez, destekleyemez. Müslüman Kezzabları sevemez, destekleyemez.
Müslüman Tevhid inancını reddeden, Kur’ânın Kelamullah olduğu gerçeğini kabul etmeyen, Resulullahı inkâr eden, İslâmın hak din olduğunu reddedenleri sevemez, desteklemez.
Kim ki, ben Müslümanım ama Şeriatı kabul etmiyorum derse bu korkunç çelişki ve inkâr onu küfre götürür. Çünkü
Şeriatın tazimini emr ettiği şeyleri tahkir etmek küfürdür. Şeriatın tahkirini emr ettiği şeyleri tazim etmek küfürdür.
Bütün mü’minlerin tek bir Ümmet ve millet olması gerekir. Nitekim bütün kâfirler de tek bir millettir.
Resulullah
böyle buyurmuştur.
Tesettür zaruriyat-i diniyedendir, kesin farzlardandır. Her hür Müslüman kadın ve kız tesettür emrine uymalıdır. İslâmı bildikleri halde, bildiklerini halka öğretmeyen, cahillerin karanlıkta kalıp sapıtmalarına yol açan alimler büyük vebal ve sorumluluk altındadır. Zekatları Şeriata aykırı olarak bigayri hakkin toplayıp sarf edenler zalimdir.
Nefsi ile büyük cihad yapmayanlar, küçük cihatta başarılı olamaz.
Alimler ikiye ayrılır:
Müslümanlar birincilerin peşinden giderlerse Mevlalarını bulur, ikincilere tabi olurlarsa belalarını bulur. 09.12.2013