Ümmet Şûrası
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 22 Aralık 2018
İmkanlar el verdiği zaman ilk fırsatta hemen bir “ÜMMETŞÛRASI” kurulmalıdır.
1. Bütün icazetli ehl-i sünnet ulemâ ve fukahası bunun tabiî üyesi olmalıdır.
2. Yedi alimden, fakihten oluşan bir yürütme (icra) kurulu olmalıdır. Bu zatlar alim, ârif, afif, doğru-dürüst, emin, sahih itikadlı, musalli, cemaate müdavim, haysiyetli, vakarlı, nezih, mürüvvetli (çarşıda pazarda herkesin arasında yemek yiyen mürüvvetsizdir), muhlis, muttaqi kimseler olacaktır. Fâsık-ı mütecahir, allâme de olsa üye olamaz.
3. Münâvebe ile seçilen (dönüşümlü) bir başkanı olmalıdır.
4. Bu “ÜMMET ŞÛRASININ” bir Meclis-i Meşâyih’i olmalıdır. Şeriata ve Ehl-i Sünnete bağlı bütün icazetli gerçek şeyhler bu Meclis’in tabiî üyesi olmalıdır.
5. İslâm Şûrası Kur’ân’a, Sünnete, icmâ-i ümmete, Selef-i Sâlihîne, Sevad-ı Âzam’a uygun Müslümanlığı yaymalı, öğretmeli, savunmalı, her türlü bâtıl itikadla, bid’atle, reformculukla en uygun ve tesirli (etkili) şekilde mücadele etmelidir.
6. Fıkıh düşmanlığı ve mezhepsizlikle…
7. Telfik-i mezahib ile…
8. Dinde reform, dinde değişim, dinde yenilik, dini hafifleştirmek, dinde ılımlılık, Fazlurrahmancılık (Tarihsellik) gibi bozuk, batıl, bid’at cereyanları ilmin ışığında tenkit edip halkı uyarmalıdır.
9. Tarikat ve Tasavvuf Müslümanlarına müşrik ve kâfir diyen aşırıları red ve cerh etmelidir.
10. Şûra bünyesinde kurulacak bir heyet piyasadaki bütün Kur’ân tercümelerini, meallerini, tefsirlerini inceleyip, tefsir bi’l-heva ve’r-rey kabilinden olanları gerekçeli şekilde tenkit edip Müslümanları tuzaklara düşmekten kurtarmalıdır. Okunabilecek tefsir, meâl ve tercümelerin listesini vermelidir.
11. Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü cereyanının mahiyetini halka anlatmalıdır.
12. BuŞûra halkı namaza ve cemaate davet etmelidir.
13. Tashih-i itikad konusunu ele almalı ve bu konuda çok geniş bir seferberlik başlatmalıdır.
14. Hz. Âdem’den bugüne dek tek hak din olduğunu, bunun İslâm olduğunu, İslâm’ın dışında başka hak dinler olmadığını, Hz. Musa ve Hz.İsa efendilerimizin (İkisine de selâm olsun) dinlerinin İslâm olduğunu, zamanla kutsal kitapların tahrif edilip bâtıl dinler zuhur ettiğini on milyonlarca Müslümana anlatmalıdır.
15. Harc-i rah (zarurî yol, barınma, yeme masrafları) dışında Ümmet Şûrası üyelerine maaş ve ücret ödenmemelidir.
16. Bu Şûra üyeleri bütün cemaatlerin, tarikatların, hizip ve fırkaların, grup ve kliklerin üzerinde olmalıdır.
17.Şûra üyesi ulemâ ve fukaha dört mezhepten birine bağlı olabilir ama mezhepsiz olamaz.
18. Şûra üyeleri bir tarikata mensup olabilirler ama tarikat propagandası ve dâveti yapamazlar.
19. İslâmî usûle göre icazeti yok ise, bir ilâhiyatçı, ilâhiyatçıların feriştehi olsa bile bu Şûraya üye olamaz.
20. Şûra politikanın içinde değil, üzerinde olacaktır.
21. Şûra şehir ve medeniyet Müslümanlığını temsil edecektir.
22. Şûraya üye olmak için müracaat edenler, üyelik hakkını kayb eder. Böyle hizmetlerde tâlib olmak yoktur, matlub olmak vardır.
23. Ümmet Şûrasının merkezi İstanbul olacaktır.
24. Şûra nasıl oluşturulacak, kimler seçilecek, nasıl seçilecek?.. Meselenin yasal yönü nasıl halledilecek?.. Nasıl gelir temin edilecek?.. Bu meseleler bilge ve gerçekten ‘âqilMüslümanlar tarafından halledilecektir.
Şimdilik 24 madde ile yetiniyorum.
Böyle bir şey kolay gerçekleşmez. Haçlılar, Siyonistler, Evangelistler, Sabataistler, Kriptolar, mürtedler, münafıklar, diyalogçular, reformcular, mezhepsizler böyle hayırlı bir teşebbüsü baltalamak için ellerinden geleni artlarına koymayacaklardır.
Müslümanlar arasındaki kaos, anarşi, kafa karışıklığı, çekişme ve didişme, düşmanlık, enerji ve imkân israfı, dağınıklık ancak böyle bir Şûranın kararlarına ve rehberliğine uymakla izale edilebilir.
Ümmet Şûrası kurulmasını Ümmet-i Muhammed’e (Salat ve selam olsun O’na) teklif ediyorum…
(Dikkat: Din ve mukaddesat sömürücüleri böyle hayırlı bir teşebbüsü mıncıklamak ve dejenere etmek isteyeceklerdir. Hiçbir bid’atçinin, cemaat fanatiğinin, parça militanının, din bezirgânının, sömürücünün, Müslüman arivistin, Allah’ın âyetlerini ucuza satanın, Sünnet ve fıkıh düşmanının, baronunu putlaştıran, rableştiren sapığın bu hizmete burnunu sokmaması gerekir. Ümmetin akıllıları ve temizleri bu konuda tedbir almalıdır.)
Bin çeşit demokrasi vardır. Türkiye’de İngiltere, İsviçre, ABD demokrasisi olmaz. Bizim sosyal, kültürel, tarihî yapımıza uygun bir demokrasi çeşidi bulunmalıdır.
Demokrasi mutlak bir değer değildir.
Demokrasi din değildir, dinin yerini tutamaz.
Bir Müslüman kerhen demokrasi taraftarı olabilir.
Demokrasi bir idare tarzıdır, metodudur.
Bir ülkede vasıflı ve güçlü bir eğitim sistemi yoksa demokrasi orada lafta, “ism ve resmde” kalır.
Demokrasi bozulmaya, dejenere olmaya, sömürüye açık bir rejimdir.
Demokrasi gaye değildir, vasıtadır.
Uluslararası temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 4 olan (yani bu konuda sınıfta kalmış olan) bir ülkede gerçek ve mükemmel bir demokrasi olmaz.
Toplumlar layık oldukları şekilde idare edilir. Olgun, ziyalı, bilge, kârını ve zararını bilen bir toplum; iyi, vasıflı, güçlü, âdil idareciler tarafından idare edilir.
Cahil, bozuk, şaşkın, gafil, yararına ve zararına olan şeyleri birbirinden ayırt edemeyen bir toplum kötü idare edilmeye mahkûmdur.
Demokrasilerde herkes oy verir ama seçimden sonra nice cahiller ve gafiller “Keşke elim kırılsaydı da oy vermeseydim…” der.
Demokrasi en iyi sistem değildir, en az kötü olan beşerî sistemdir.
Adalet yoksa demokrasi boştur.
Kimliğini yitirmiş, aliene olmuş bir toplumu demokrasi memokrasi paklamaz.
Eşek hoşaftan, üşeka demokrasiden anlamaz.
Bazı muz ve ananas cumhuriyetlerinde de sözde demokrasi vardır.
Demokrasinin ana garantisi iyi bir anayasa değil, çok vasıflı bir eğitimdir.
Vasıflı, güçlü, üstün halkların demokrasisi de vasıflı olur.
Dört veya beş yılda genel seçim yapılacak, seçmenler vekillerini seçecek, böylece ülke, devlet, millet güzelce, âdilâne şekilde, yollu yolunca idare edilecek… İş bu kadar ucuz ve kolay değildir.
İyi, bilge, ahlâklı, faziletli, âdil, otoriter bir rejim bozuk, kokmuş derme çatma bir demokrasiye müreccahtır.
Köy kızını kendi başına bırakırsan ya davulcuya, ya zurnacıya varırmış.
Demokrasinin çok davulcuları ve zurnacıları vardır.
Kötü, kalitesiz, arivist, kirli, bulaşık politikacılarla iyi demokrasi olmaz.
İyiliği hâkim kılmayan, kötülüğü uzaklaştırmayan bir demokrasi gerçek demokrasi değildir.
Bir toplumdaki namuslu, bilge, dürüst, haysiyetli, vatansever kişiler; en az namussuzlar, şerefsizler, yiyiciler, hırsızlar, arivistler, yalancılar, çeteciler kadar gözükara, cesur ve atılgan olmazsa orada ne demokrasi olur, ne adalet.
Futbol dünyasında dönen oyunları ve dolapları biliyor musunuz? Demokrasi ve siyaset alanında dönen dolaplar ve oyunlar onun bin katıdır. 20 Ocak 2010 Çarşamba