Üstün Müslümanlar Yetiştirmek
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 20 Aralık 2018
DİNÎ cemaatler, vakıflar, dernekler, gruplar, klikler, tasavvufî tarikatlar
günlük politika kavgalarına karışmamalıdır.
İslâmî cemaatlerin, tarikatların, grupların
yapmak; iyi, vasıflı, güçlü, üstün, ağırlıklı, olgun Müslümanlar yetiştirmektir. Bir İslâm ülkesi, sıfatlarını yukarıda sıraladığım güçlü ve vasıflı Müslümanlarla kurtulur ve yükselir.
İslâm âlimlerinin, fakihlerin, hocaefendilerin, şeyhlerin, mürşidlerin siyasî makam ve mevkilere tâlib olmaması gerekir.
Bir Müslüman büyük başkanlığa, başkanlıklara, makam ve mevkilere matlub olursa, yani (kendisi tarafından istenmeyip) başkaları tarafından istenirse, bir şartla kabul edebilir.
“Halife adayları seçim kampanyalarını yaparlar” cümlesini okumuştum. Müslümanların başına bir Halife seçilecek, bunun için seçim yapılıyor…
Halife adayları avaz avaz
diye bağırıyor…
İslâm dini böyle demokratik karnavalları kabul etmez. Müslümanlar vasıflı, güçlü, iyi, üstün, ağırlıklı, olgun, ehliyetli, liyakatli elemanlar yetiştirirlerse memleketin idaresine ve gidişatına hâkim olabilirler.
Hukuk ve yargı sahasını ele alalım: Yurt içinde ve yurt dışında
1. IQ’su 100’ün üzerinde, karakteri sağlam, bio-jenetiği düzgün gençler hukuk fakültelerine kayd ettirilecek.
2. Fakülte eğitimine paralel alternatif bir eğitim verilecek.
3. En az üç yabancı dil doğru dürüst öğretilecek.
4. Fakülteyi bitirdikten sonra Avrupa, Amerika üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora yaptırılacak.
5. Mükemmel şekilde yazılı, edebî, zengin, kültür Türkçesi öğretilecek.
6. Hepsine şehir ve medeniyet görgüsü eğitimi verilecek.
7. Her biri ahlâk ve fazilet timsali olacak.
8. Hepsi aynı tarikata ve cemaate bağlı olmamak şartıyla
9. Bunların hiçbirinde para, mal, zenginlik, şan, şeref, benlik, riyaset ihtirası olmayacak.
10. Bu gençler, İslâm karşıtlarından veya dinden kopmuşlardan daha bilgili, daha irfanlı, daha ahlâklı ve faziletli, daha üstün olacaklar.
Böyle gençler
, mahkemelere hakim ve savcı olarak tayin edilecekler, Adalet Bakanlığı’nda bürokrat olacaklar.
Mülkiye bürokratlarını da yukarıda anlattığı şekilde yetiştirmeliyiz. Valiler, kaymakamlar, emniyet mensupları hep böyle olgun, vasıflı, güçlü, faziletli olmalı.
Yukarıda saydığım şartlara sahip olgun genç Müslümanlar iyi insan, iyi vatandaş sıfatlarına da otomatik olarak sahip olacaktır.
Kaba bir hesapla her biri için beş milyon dolar harcama yapmak gerekir. Bu harcama nasıl yapılacaktır?
1. Cep harçlığı, yeme içme, burs olarak kendisine bir dolar bile verilmeyecek, paranın bütünü onun yetişmesi için harcanacaktır.
2. Nasıl harcanacaktır?.. İşte mesele buradadır. Çok üstün, mükemmel bir plan ve program dahilinde harcanacaktır.
Müslüman kesimde benim y
Vardır…Hattâ fazlası vardır.
Niyet yoktur. Bilgi yoktur. İrade yoktur. Teşebbüs yoktur.
Türkiye Müslümanlarının en büyük hatası,
Ne boş ve kof hayal!..
Bazı islâmî cemaatler cemaat adamı, cemaat-eri,
yetiştirerek Türkiye’yi ele geçireceklerini sanıyorlar. Zehi gaflet!..
Bazı cemaat ve tarikatlara göre,
pırlantadır, elmastır.
İslâm’da üstünlük takva iledir.
Türkiye Müslümanlarının Avrupa’nın, ABD’nin, Japonya’nın, Çin’in, Singapur’un, Kore’nin, Tayvan’ın en parlak üniversitelerinde on binlerce istidatlı, kabiliyetli, ehliyetli, liyakatli genç yetiştirmesi gerekir.
Bu gençler sadece bir cemaat veya tarikata mensup olmayacaktır. Bunların içinde her gerçek tarikat ve doğru cemaatten genç bulunacaktır. İleride bunların onda birine daha yüksek eğitim verdirilecektir.
Bu üstün gençlerde gurur, kibir, benlik, dünyevî hırs olmayacaktır.
Bunların içinden
çıkacaktır. Yüzlerce
çıkacaktır.
Türkiye’yi parmağında çevirecek
çıkacaktır. Büyük düşünürler çıkacaktır.
Benim bu saydığım çok kaliteli Müslümanların
onların başlarını döndürür, ayaklarının kaymasına sebep olur. Geleceğin Ebubekir’leri, Ömer’leri… Selahaddin Eyyubî’leri, Gazalî’leri… böyle yetişebilir. 9 Aralık 2010