Çarşamba

 

Milyarlarca dolarlık haram, kara, necis, kirli, lânetli, uğursuz, cehennemî rantlar mevzuubahistir. Bu rantları yiyenler öyle kolay kolay bunlardan vaz geçmez, el etek çekmez, feragat etmez.

Bu rantları devamlı şekilde yemek için her türlü gayr-i meşru ve gayr-i ahlâkî yola baş vuracaklardır.

Şu anda yükü tutmuş olsalar bile, haram servet edinmeye, haram servetlerini katlamaya öyle alışmışlar, öyle bağımlı olmuşlardır ki, onları durdurmak mümkün değildir. Bu cehennemî gidiş sürecektir…Nereye kadar?

Sille ve azap gelinceye kadar.

Ey millet-i merhume!..

Farz olan

emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münker

(iyiliği desteklemek, kötülüğü kösteklemek) vazifeni

hakkıyla dosdoğru bir şekilde

yerine getirmezsen,

toplumun tamamına gelecek

, kurularla birlikte yaşlarını da yakıp kül edecek

musibet ve âfetlere hazır ol.

(İkinci yazı) Toplumun Hali

Nasıl bir toplumuz biz? Toplumların da türleri var:

Medenî toplum, bedevî toplum

… İlkel toplum, gelişmiş olgun toplum,

bilgili toplum, cahil toplum

… Hafızası kuvvetli toplum, hafızasız toplum…

Şu anda toplumumuzun özellikleri nelerdir?

  1. Dinden çok futbola, maçlara önem verir.
  2. Heyecanlı, entrikalı tv programlarına bayılır.
  3. Heyecanlı, duygulu, fevrîdir. (Fevrî: Hemen parlayan, düşüncesizce iş yapan)
  4. 1928’den önceki Türkçe yazmaları, basılı kitapları, arşiv belgelerini, özel evrakı, nüfus ve tapu sicillerini, tarihî anıtlardaki kitabeleri, atalarının mezar taşlarını okuyamaz, okuyabilse bile kolay kolay anlayamaz. (Meselâ Halid Ziya Uşaklıgil’in Aşk-ı Memnu romanının 1928’den önceki bir baskısını okuyamaz ve dilini anlayamaz.)
  5. Kötü, yetersiz, aliene edici ideolojik bir eğitimle beyni yıkanmıştır.

    Herkesi suçlamıyorum ama

    bugün memlekette milyonlarca vatandaş aynı anda, aynı günde iki veya daha fazla önemli ve hayatî konuyu gündemine alamıyor.
    Meselâ:
    Şu anda İsrail’in barış ve yardım gemisindeki katliamını konuşuyor, onun yanında Ergenekon, yeni liberal anayasa, yaygın ve yoğun kokuşma, Afganistan’daki rezil savaş, Irak’ta süregelen kanlı facia, Doğu Türkistan’daki kıyımlar, bir Ortaasya ülkesinin hapishanelerinin binlerce Müslümanla dolu olması…

    gibi konular aynı canlılıkla yer tutamıyor.

    Toplumun büyük bir kısmı soyut meseleleri kavrayamıyor, algılayamıyor.

    Liselerde zengin yazılı ve medenî Türkçe, mantık, psikoloji, sosyoloji, doğru tarih, doğru düşünme öğretilemediği için toplumda düşünce seviyesi yüksek değil. Zeka özürlülüğü yaygın. Doğuştan değil bu özürlülük, genç nesiller bozularak meydana çıkmış…

    Türkiye İsrail ile bozuştu…

    Bu bozuşmanın vahim sonuçları olacaktır… Bunun farkında mıyız,

    buna hazırlanıyor muyuz?

    İsrail yüzünden üçüncü dünya savaşı çıkabilir.

    Toplum bunun farkında mıdır? Ne gibi tedbirler alıyoruz?

    Şu manzaraya bakınız:

    Gazetelerde, tv’lerde, internet medyasında en önemli, en hayatî siyasî haberlerin yanında en cıvık, en bayağı, en rezil, en kepaze, en fasafiso, en müstehcen, en iğrenç, (daha sayayım mı?) haberler ve yorumlar yer alıyor. Bir sütunda şehid cenazelerinin kanlı resimleri, onun yanında bilmem hangi fıkırdak aşüftenin memeleri veya kalçaları… Milyonlarca vatandaş bunlara kanıksamış, tepki göstermiyor.

    Toplumumuz bilgili midir? Olgun mudur? Medenî midir?.. Olup bitenlerin iç yüzünü biliyor mu?

    Meselâ son Mavi Marmara krizinin içyüzünü?

    Bendeniz biraz biliyorum, yazamıyorum.

    İnsanın her söylediği doğru olmalı ama her doğruyu söylemek doğru değildir… Türkiyeyi neler bekliyor? Bizdeki çok bilmiş

    stratejler

    toplumu bu konuda bilgilendiriyor, aydınlatıyor mu?

    Şu

    büyük cemaat

    ne yapıyor?

    Şu meşhur Hocaefendinin gayesi nedir?

    Siyonistler ve onların içimizdeki işbirlikçileri kuyumuzu (mezarımızı) nasıl kazıyor?

    PKK’nın halis bir Siyonist ve Ermeni hareketi olduğunu

    iyice biliyor muyuz? Günlük ucuz heyecanlarla nereye kadar gidebiliriz?

    Daha birkaç hafta önce

    Zonguldak’ta kömür ocağında hayatını kaybeden işçilerimiz

    için hop oturuyor, hop kalkıyorduk. Onları ne çabuk gündemden çıkardık. Daha mezarlarının toprağı kurumamıştı…

    Ne zaman bilgili, olgun, uyanık, medenî, müdebbir (tedbirli),

    dünü bugünü iyi bilen, yarını iyi tahmin eden hikmetli bir toplum haline geleceğiz?

    (Üçüncü yazı) Gafleti Bırakınız

    Hacı Bey!.. Büyük bir gaflet içindesiniz, sizi

    uyarmak

    zorundayım… Müslüman bir toplumun halinin iyi olduğu, ülkedeki yollardan, fabrikalardan, refah seviyesinin artmasından, lüksten, konfordan, fert başına düşen millî gelirin yüksek olmasından anlaşılmaz.

    Müslüman bir toplumun iyi mi, kötü mü olduğu şu faktörlere bakılarak anlaşılır:

  6. Toplum

    inançlı

    mıdır?

  7. İnançlı ise, inancı (itikadı)

    sahih

    midir?

  8. Din ve dünya kültürüne

    sahip midir?

  9. İlmihalini

    bilmekte midir?

  10. Beş vakit namaz

    kılmakta mıdır?

    Cemaate

    devam etmekte midir?

  11. Zekatını

    dosdoğru vermekte midir?

  12. Çoğunlukta olan Müslümanlar

    birlik içinde

    midir?

  13. Emr-i mâruf ve nehy-i münker

    yapılmakta mıdır?

  14. Müslümanlar

    cihada

    hazırlıklı mıdır?

  15. Toplumda

    azgınlık var mıdır, yok mudur?

    Bir İslâm toplumu yukarıda sayılan konularda geçerli not alamıyorsa, onu ne fabrika kurtarır, ne otoyol, ne lüks araba… Bu saydığım on konu dinsizleri ilgilendirmez ama Müslümanları çok yakından ilgilendirir. Hacı bey!.. Lütfen gözlerinizi açınız, fabrika masallarıyla oyalanmayınız. 10 Haziran 2010