Vasıflı ve Vasıfsız İlâhiyatçı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 12 Ocak 2019
Çarşamba
Gazetecinin, doktorun, politikacının, köşeyazarının (eskiden fıkra muharriri denilirdi), ahçının, terzinin ve sair meslek mensuplarının vasıflısı ve vasıfsızı olduğu gibi ilâhiyatçının da vasıflısı ve vasıfsızı vardır.
İlâhiyatçı bizde çıkmış yeni bir meslektir. Aslında İslâm medeniyeti, İslâm kültürü, islâmî istılahlar içinde böyle bir meslek ve kariyer yoktur. Türkiye’de islâmî bakımdan, yakın tarihte büyük kopukluklar ve ârızalar olmuş ve bunun neticesinde ortaya bir de ilâhiyatçılık çıkmıştır.
Bunların birincisi eski âlimlerin icazetli olması, ilâhiyatçılıkta ise icazet kavramının bulunmamasıdır. Bütün ilâhiyatçıları kasd etmiyorum ama son yıllarda bazı ilâhiyatçıların klâsik, geleneksel, meşru yoldan çıktıklarını inkâr etmek mümkün değildir. İtikad, fıkıh, ahlâk bakımından islâmî çizgide bulunan, mensubu bulundukları dinin hükümlerini kendi özel hayatlarına uygulayan, Kur’ân ve Sünnet’in çizgisinden ayrılmayan ilâhiyatçılara bir şey dediğim yoktur. Onları tenzih eder, kendilerine hürmetlerimi sunar, ellerinden öperim.
(1)
Böyle bir iddia ve düşünce keenlemyekûn bâtıldır, yanlıştır, dine aykırıdır.
Bundan daha büyük hezeyan, bundan daha çirkin haddini bilmezlik olmaz.
Dinimiz bundan 1400 küsur yıl önce tamamlanmıştır.
Dinimizin bütün kesin hükümleri, Kıyamet kopuncaya kadar yürürlüktedir.
Reformcular dini kendilerine uydurmak istiyor.
(2) Birtakım bozuk ilâhiyatçılar
girmişlerdir. Bu adam, kendi vatanı olan Pakistan’dan, binden fazla ulemanın şiddetli protestoları karşısında kaçmak zorunda kalmış bozuk fikirli, bozuk görüşlü bir kimsedir.
(3)
, Müslüman din âlimi olmaktan ziyade,
(4) Birtakım ilâhiyatçılar, kutsal kitabımız olan
Bu gibi tefsirleri okuyanlar sapıtma tehlikesine mâruzdur. Az çok Arapça bilen, ilâhiyat tahsili yapmış herkes Kur’ân tefsiri, yorumu, tercümesi, meali yapamaz. Bu hizmeti yapabilmek için müfessir olmak gerekir.
(5) Müslüman bir ilâhiyatçının ilmiyle âmil olması gerekir. Hadîs-i şerifte
olduğu beyan buyurulmaktadır. Bir ilâhiyatçının zevcesinin kadınla ilgili dinî, şer’î hükümlere uyması gerekir. Bir ilâhiyatçının beş vakit namaz kılması gerekir. Bir ilâhiyatçının Kur’ân, Peygamber, Selef-i Sâlihîn ahlâkına sahip olması gerekir.
(6) Müslümanlıkta en önemli madde
maddesidir. İlâhiyatçılar bundan muaf ve müstesna değildir.
(7) İlâhiyatçı zulmü, küfrü, şirki, fıskı, fücuru, nifakı, şikakı desteklemez.
(8)
Ben Kur’ân’dan başka delil kabul etmem.
Müslümanların inandığı ve uyguladığı
yanlıştır, benim anlattığım
doğrudur.
gibi fikirler ileri süren, lâflar eden birtakım ilâhiyatçılar bu görüşleriyle Müslüman din âlimi olmaktan çıkmışlar ve
olmuşlardır.
(9) Öyle ilâhiyatçılar çıkmıştır ki, dinimizin,
Buharî’de
bulunduğunu iddia etmişlerdir.
(10) Yine birtakım ilâhiyatçılar, aynen müsteşrikler gibi ashaba dil uzatmakta, meselâ
radiyallahu anh için
demekte, rivayet ettiği hadîsleri red ve inkâr etmektedirler.
(11) Büyük İslâm âlimleri genellikle siyasetten uzak durmuşlar; sultanların ve devlet büyüklerinin huzurlarına gitmemişler, onlara dalkavukluk etmemişlerdir. Hepsini kasd etmiyorum ama bugün
Vaktiyle sarıklı bir ilâhiyatçı, gizli bir rapor bastırarak
birtakım dinî cemaatlerin
ve
savunmuştu. Böyle ilâhiyatçı olmaz olsun!
(12) Bazı ilâhiyatçılar havalarda uçuyor ve kendilerini
olan İmam-ı Azam Ebû Hanife hazretlerinden üstün görüyorlar. Bu devirde bırakın mutlak müctehid seviyesinde,
(13) Bazı ilâhiyatçılar yazdıkları kitap ve makalelerde, konuşma ve sohbetlerinde
sözünün bütün Müslümanlar için geçerli olduğunu iddia ediyorlar. Halbuki
Usûl-i fıkhın temel kurallarından biri de
Çünkü onun uyumsuzluk gibi gördüğü şey, aslında nesh, tahsis, tevcih gibi bir durumla izah edilebilir. Bu
kuralıdır.
(14) Bazı ilâhiyatçılar, Müslümanları ve İslâm Âlemini kurtaracak fikir ve aksiyon önderinin
olduğunu iddia ediyorlar. Cemalüddin kimdir? O bir kere Afgan değildir. İran’ın Esedabad şehrine mensup bir İranlıdır. İkincisi o Sünnî değil, şiîdir. Kendisini Afgan ve Sünnî göstererek Müslümanları aldatmıştır.
Afganî azılı bir Farmasondur. Yeterli bir ilmi yoktur. Karışık, bulaşık, entrikacı bir adamdır. Böyle bir mason nasıl olur da Müslümanları kurtaracak, selâmete ulaştıracak bir fikir ve aksiyon önderi olabilir? Yine bazı ilâhiyatçılar,
göklere çıkartmaktadır.
(15) Birtakım ilâhiyatçılar şimal Müslümanlarından
‘i de çok büyütüyorlar.
Bu zatın birçok fikir ve görüşü hatalıdır.
Benim tenkitlerim karşısında bazı ilâhiyatçılar,
şeklinde konuşuyormuş. Bendeniz itikad ve amelde Ehl-i Sünnet yolundayım. Ortaya koyduğum tenkidler ihtisas meseleleri değildir. Tefsir, hadîs, fıkıh, itikad, kelâm ilimlerinin derinliklerine dalmıyorum. Usûl hakkında, metod hakkında konuşuyorum. Mâlûmu ilâm ediyorum. Müslümanları uyarıyorum.
kendilerine çok güveniyorlarsa buyursunlar bir TV’de Afganî hakkında açık oturum tertipleyelim. Cesaretleri var mıdır?
Efendiler, vasıflı ilâhiyatçı olunuz. Dini bozmaya, Müslümanları şaşırtmaya kalkışmayınız. 13 Ocak 2005