Vatanseverler Birliği
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Cuma
Türkiye’nin bir “Vatanseverler Birliği”ne veya “Cephesi”ne ihtiyacı var. Bu birliğe veya cepheye üye olacak kişilerde birtakım şartların bulunması gerekir.
(1) Mazisi temiz insanlar olacak, bulaşık tarafları bulunmayacak.
(2) Gerçek mal ve servet beyanları açıklanmış olacak.
(3) Kara para, kirli servet sahibi olmayacaklar.
(4)Din sömürüsü yapmayacaklar.
(5) Din düşmanlığı yapmayacaklar.
(6) Sürdükleri hayat, masrafları kazançları ile orantılı olacak.
Türkiye bir çeşitlilikler ülkesidir. Yukarıdaki şartlara uyulmak şartıyla Türk Kürt, Sünnî Alevî, dindar yahut dindar olmayan, sağcı veya solcu, şucu veya bucu vatanseverler birliğine veya cephesine elbette katılabilir.
Ermeni de olsa, Rum da olsa, Yahudi de olsa Türkiye’yi seviyorsa, onun yücelmesini istiyorsa bu birlik içinde yerini alabilir.
Gizli kapaklı tarafları olan, iki kimlik taşıyan, zahirde Türk ve Müslüman göründüğü halde gerçekte böyle olmayan iki kimlikli kişiler elbette böyle bir birlik veya cephe içinde yer alamaz.
Kokuşmaya bulaşmış olanların böyle bir topluluk içinde yerleri yoktur. Çalacak, çırpacak, hortumlayacak, yüzde on komisyon alacak, bin türlü pisliğe bulaşarak milyonlarca dolarlık kara, kirli, necis servetlere sahip olacak ve aynı zamanda vatansever geçinecek. Yağma yok!
İslâm düşmanlığını, dindarlara olan kinini bir ideoloji, bir sistem, bir doktrin haline getirenlerin böyle bir birlikte ne işleri olacak?
Kuru lâfla, edebiyatla, cart curtla vatanseverlik olmaz.
Vatansever olmak için:
(1) Ülkenin, devletin, halkın hakkını yemeyeceksin, çalmayacaksın, suiistimal etmeyeceksin.
(2) Partizanlık yapmayacaksın.
(3) Emanetlere hiyanet etmeyeceksin.
(4) Yeğenlerine, kuzenlerine, kardeşlerine, bacanağına, kayın biraderine, anana babana danana ülke zenginliklerini ve imkanlarını peşkeş çekmeyeceksin.
(5) Senin gibi düşünmeyen vatandaşların inançlarına, fikirlerine, görüşlerine saygı besleyeceksin; onlara zulm etmeyeceksin, onları düşman bilmeyeceksin.
(6) Temel hak ve hürriyetlerden karşıtlarının da yararlanmaya hakları olduğunu bileceksin ve kabul edeceksin.
Birtakım adamlar ve kadınlar çağdaş, uygar, aydın olduklarını iddia edip duruyor. Yaptıkları, söyledikleri, yazdıkları ise bunlara hiç mi hiç uymuyor. Medenî kimse çifte standartlı olmaz. Ateistler, solcular, Masonlar, Sabataycılar, yoldaşlar, yandaşlar için hak, hürriyet olacak ama karşıtları için olmayacak. Aşüfte bir kız onunla bununla yatacak, böyle biri için iffet ve bekâret araştırması gerilik olacak, buna mukabil dinî inançları yüzünden okula veya fakülteye sokulmayan dindar kız haksız olacak, ona karşı yapılan zulümler doğru olacak… Vatansever kişi böyle düşünmez.
Seksen büyük şirketi ve holdingi olan bir patronun kirli havuzundan ayda kırk elli bin dolar kara maaş alacak ve sonra sahibinin sesi gibi gazel okuyup duracak. Böyleleri de vatansever değildir.
Bu memlekette elbette ki, yukarıda saydığım şartlara uygun birkaç yüz seçkin, namuslu ve kaliteli vatansever politikacı, medyacı, fikir adamı, gerçek aydın mevcuttur. Onlar bir araya gelebilseler çok büyük hizmetler yapabilir.
Gerçek vatansever, Güney Afrikalı Nelson Mandela gibi olmalıdır. O, tam yirmi sekiz yıl bir adada feci ve korkunç şartlar altında hapis yattı, ümit ve idealini yitirmedi ve çıktıktan sonra kaldığı yerden devam ederek ülkesini, halkını selâmete çıkardı.
Din edebiyatı yapmakla vatansever olunmaz. Temiz olacaksın, dürüst olacaksın, pisliğe bulaşmamış olacaksın.
Türkçülük ve milliyetçilik edebiyatı da vatanseverlik için yeterli değildir. Temiz misin, onu söyle!
Vatan, millet, Sakarya… Çağdaşlık, uygarlık… Böyle yaygaralar kopartırken bir türlü dalavere, hile, hüd’a, hırsızlık, haram yiyicilik, pislik. Böyle vatanseverlik olur mu?
Vatansever, işlerden yüzde on komisyon almaz. Vatansever saçı bitmemiş yetimin, gözü yaşlı dulun, fakir ve fukaranın haklarını yemez. Vatansever ölür, fakat harama el uzatmaz.
Memuriyetleri, makam ve mevkileri, işleri, vazifeleri ehil ve layık olanlara vermeyip de ehil olmayan yandaşlarına, akrabalarına, partidaşlarına verenler vatansever değildir.
Bozuk düzenlerde her halt yenir diyerek bin türlü yolsuzluk ve pislik yapanlar vatansever değildir.
Kendi vatandaşına düşman gözüyle bakanlar, kendi vatandaşına zulm edenler vatansever değildir.
Onüç yaşındaki çocuklara kelepçe takanlar vatansever olamaz.
Az bir zamanda yüzelli milyar dolar kara para biriktirenler vatanseverlikten bahs etmesinler.
Devletini, halkını, ülkesini soyan namussuz ve şerefsiz eşkıya vatansever olabilir mi?
İhlâs, istikamet (doğruluk), vatanseverlik gibi faziletler ya yüzde yüz olur, ya da olmaz. İffet de böyledir. Yüzde doksan iffetli olunmaz, yüzde yüz iffetli ise öyledir, değilse iffetli değildir.
Namus ve şeref de böyledir. Bunların yüzde şu kadarı olmaz. Tam, eksiksiz olmaları gerekir. Bu ülke, bu millet, bu devlet durduğu yerde bu hale gelmedi. Türkiye’yi vatan hainleri bu hale getirmiştir.
Vatan hainliği gizli askerî belgeleri ve haritaları para mukabilinde düşmana vermekten ibaret değildir. Siyaseti, maliyeyi, devlet ve ülke işlerini, toplumu bu hale getirenler de birer azılı vatan hainidir.
Bankaları soyan, bunun yirmi milyar dolarlık faturasını millete ödettirenler vatansever midir, yoksa vatan düşmanı mı?
Organize suç çeteleri kuracaklar ve ülkeyi talan edecekler. Sonra da vatanseverlikten bahsedecekler. Yağma yok!
Vatan hainleri son derece cesur, gözükara, atılgan; vatanseverler cesaretsiz, pısırık, mıymıntı…Elbette bu ülkede sabah olmaz. 16 Mart 2002