Vehhabî İsyanı Osmanlı Beyliği
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Arabistan’ın Necd bölgesinde Vehhabî isyanı başlayınca bir kısım Osmanlı devleti idarecileri fazla önem vermemişler, sıradan bir başkaldırma sanmışlar, çapulcu bedevîlerin işidir sanmışlardı.
Başlangıçta önem verilmeyen bu isyanın neticesinde zengin bir krallık kurulmuştur.
Vehhabî isyanlarına karşı,
gönderilmiş, hattâ bir defasında, ele geçirilen bir
kurulan
pek küçük bir devletti. İki küçük şehirden, birkaç köyden, az bir araziden ibaretti. Anadoludaki en küçük İslâm birimi Osmanlıydı. O tarihte yaşayan bir kimse, Müslüman veya Hıristiyan olsun, bu beyliğin ileride insanlık tarihlinin görüp göreceği
, Milletler birliği, bir
olacağını tahmin ve tahayyül edemezdi.
Birinci dünya savaşında onbaşı rütbesiyle savaşan
‘in ikinci dünya savaşında
, Mareşallere kumanda edeceğini kim düşünebilirdi?
1926’da Van’dan Barla’ya sürgün edilen
‘nin pek geniş ve derin bir mâneviyat fâtihi olacağı başlangıçta tahmin edilebilir miydi?
14’üncü asırda Anadolu birliğini
beyliğinin kurması beklenirdi ama o devlet batmış, iki köyden, bir aşiretten ibaret Osmanlı beyliğinden, bırakın Anadolu birliğini, bir cihan devleti çıkmıştır.
Vehhabîler Medine ve Mekkedeki bütün kabristanları, mezarları, türbeleri yıkmıştır. Bir tek türbe, Resulullah Efendimizin ve yanında yatan iki yârının, Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer’in kubbeleri kalmıştır.
Tasavvuf tekkeleri kapatılmış, Vehhabiliği tenkit eden ulema, fukaha ve meşayih idam edilmiş, büyük baskılara maruz bırakılmıştır.
Mevlid okumak, Delail-i Hayrat kitabı okumak, topluca zikir halkası oluşturup Tevhid çekmek yasaklanmıştır.
Devam edecek midir?.. Yıkılacak mıdır?..
Gaybı bilemeyiz ama
Duygusal düşünmekten kaçınmalıyız.
Yeni gelişmelerin çeşitli vecheleri vardır:
Geleceğe ait stratejik tahminler, senaryolar…
Gaybı Allah bilir ama
az çok isabetli tahminler yapabilir. Bendeniz bu kimselerden biri olduğumu iddia etmiyorum ama ülkemizde böylelerinin olmasını ve bizi aydınlatacak yazılar, raporlar, stratejik araştırmalar yayınlamalarını istiyorum.
Başlangıçta
bulunan, Şeriata saygılı ve bağlı,
kanunu çıkartan,
Kemalizm vesayet egemen azınlık ideolojisi gücünü ve hükümranlığını sürdürebilecek midir?
bahs ediliyor. Bu ne demektir?
Türkiye parçalanacak mı, büyüyecek midir? Evet gemi nereye gidiyor, biz nereye gidiyoruz?
1. Beş vakit namaz, imandan sonra İslâmın ikinci şartıdır.
2. Beş vakit namaz farz-ı ‘ayndır. Âqil, baliğ, mükellef bütün Müslümanların kılması gerekir.
3. İslâm adına siyaset veya cemaatçilik yapmak namazdan önce gelir, daha önemlidir, namaz ihmal edilebilir ama siyaset ve cemaat edilemez diyen sapıktır.
4. Hür ve mukim erkeklerin farz namazları cemaatle kılmaları, onların keyfine, tercihine bırakılmış değildir, mecburîdir.
5. Cemaate katılmamak için yirmi küsur şer’î özür vardır, bunların dışındaki özürler şeytanî olup geçerli değildir.
6. Kur’ândaki ve Sünnetteki beş vakit namaz emri ve farzı tarihseldir, bugün geçerli değildir diyen küfre düşer. Namaz Kıyamet’e kadar kılınacaktır.
7. Her Müslüman namaza büyük önem vermekle, namazı gündemin başına yazmakla yükümlüdür.
8. Müslümanlara nasihat etmek durumunda bulunan alimlerin, büyüklerin, sözü geçen kimselerin, ziyalı ve nâfiz Müslümanların halka namaz konusunda etkili öğüt vermeleri onların boynuna borçtur.
9. Ankara Diyanet Başkanlığı öncelikle tashih-i itikat ve beş vakit namazın ikamesi konusunda devamlı hizmet vermeli, propaganda yapmalıdır.
10. Dosdoğru kılınan namazın insanı kötülüklerden ve azgınlıklardan koruyacağına dair nass bulunmaktadır.
11. Cami imamlıklarını namaz kıldırma memurluğu durumuna düşürenler hain ve gafildir.
12. Bütün imamların geçerli fıkıh icazeti olması gerekir.
13. Önemli olan büyük, kubbeli, yaldızlı, minaresi yüksek, bol şerefeli, müzeyyen=süslü, kaloriferli, klimalı, vantilatörlü cami yaptırmak değildir. Önemli olan camilerin mihraplarına, minberlerine, vaaz kürsülerine; alim, âbid, ihlaslı, zahid, mürüvvetli, yüksek ahlâklı ve karakterli, camiyi cemaatle dolduran, cami hinterlandındaki Müslümanlara önderlik yapan ehliyetli ve icazetli imamlar ve hademe-i hayrat yetiştirmektir.
14. Cemaati olmayan veya az olan cami mânen harap demektir.
15. Namazı yitiren veya ihmal eden, namaz konusunda tehavün gösteren bir İslâm toplumu iflah olmaz.
16. Allah ihlasla kılınmayan namazı kabul etmez.
17. Bütün özel İslâm okullarının büyük camileri olmalı ve beş vakit namaz cemaatle topluca kılınmalıdır.
18. İmam-Hatip okullarında namaz mecburî olmalı ve cemaatle kılınmalıdır. Sultan Abdülhamid zamanında Galatasaray lisesinde ve diğer okullarda ve bütün kışla ve garnizonlarda olduğu gibi.
19. Müslümanlar Cuma ezanı okununca ticareti, alış verişi, işi bırakıp camiye gitmelidir. Dükkanlar, işyerleri, atölyeler, bürolar, lokantalar, pastahaneler, kahvehaneler kapatılmalıdır. Bu konuda halka nasihat etmeyen Diyanet büyük vebal altındadır.
20. Peygamber Efendimiz (Salat ve selam olsun ona) şöyle buyuruyor: “Namaz dinin direğidir. Kim onu ayakta tutarsa (Yani namazı kılarsa) dinini ayakta tutmuş olur. Kim onu yıkarsa, dinini yıkmış olur.”
21. Resulullah Efendimiz ölünceye kadar namaz kılmıştır. Farz namazları kendisi imam olarak cemaatle kıldırmıştır.
22. Ramazanda namaza başlayan kardeşlerimizin bayramdan sonra bırakmamaları gerekir.
23. Osmanlı Türkiye’sinde Sünnî Müslümanların yüzde 90 küsuru namaz kılıyordu. Bugün bu nispet yüzde onlara düşmüştür. Bunun sonu yıkımdır, çöküştür. Otoyollar, hava limanları, barajlar, yüksek nemrudî binalar, Marmaraylar, metrolar, lüks meskenler ve lüks otomobiller, yedi yıldızlı oteller, donanmış lüks sofralar bizi kurtarmaz.
24. Müslümanlar birtakım güzel ve faydalı işler, hizmetler yapsalar bile namaz meselesini halledemezler, ilk planda camileri vakit namazlarında, cumalarda olduğu gibi dolduramazlarsa gelecekleri çok karanlıktır.
25. İstanbul’da sabah namazlarında camilere gidiniz, o mekanlarda (Birkaç ender istisna dışında) dindar liseli ve üniversiteli gençleri göremeyeceksiniz. Bunun sonu ne olacak? İyi mi, kötü mü?
26. İmam beğenmeyen, beğeneceği imam bulsun cemaate katılsın. İstanbul’da adım başında bir cami var.
27. Müslümanlar öncelikle siyaset yaparak değil, namaz ve sabırla kurtulur. 27.07.2014