Pazar

 

İsrail’i ve bazı Yahudileri tenkit ettiğim için beni antisemit olmakla suçlayanların akıllarına şaşarım. Antisemit değilim, antisiyonistim. Tarihte ve halen dünyada nice Yahudi bile antisiyonist olabilmiş, olabiliyor da ben niçin olamayacakmışım? İsrail’in bugünkü politikası, dünya siyonizminin stratejisi bütün insanlığı büyük bir felâkete doğru sürüklemektedir. Bunu, içlerinde hahamlar, son derece dindar Yahudiler, büyük fikir adamları, filozoflar bulunan binlerce seçkin Yahudi de görüyor ve tenkit ediyor.

Bir kısım Yahudiler kendilerini diğer insanlardan üstün görüyor; “daha eşit” olduklarına inanıyor, asıl yanlışlık buradadır.

Siyonizmin en büyük zararı Yahudiliğe ve Yahudilere olmuştur, olacaktır. Bugüne kadar olanlar bir şey değildir, asıl bundan sonra olacaklardan korkmalıyız. Dünya büyük bir felâkete doğru gidiyor. BaşkanBush çok güçlü emperyalist bir devletin başkanıdır ama vazifesinde başarılı olmak için gerekli ve yeterli kültüre, hikmete, vicdana, akla sahip değildir.

Geçenlerde yazmıştım; İsrail’i ve siyonizmi tenkit eden Yahudilerin yazılarından, uyarmalarından parçalar alınsa kocaman bir kitap olur. Keşke biri çıksa da bu işi yapsa. Vaktiyle İslâmî kesimde bir “Bilgi Bankası” kurulması için teklifler yapmış, çağrılarda bulunmuştum. Müslümanlarda “hizmet ve dâvâ” için milyarlarca dolar toplayan kodamanlar bu gibi tekliflere ve çağrılara kulak asmazlar. Böyle bir bilgi bankası kurulmuş ve gerekli çalışmaları yapmış olsaydı, hazırlanıp yayınlanmasını teklif ettiğim kitap çoktan ortaya çıkmış olurdu. Lakin Müslüman kesim böyle zekâ, kültür, araştırma işleriyle uğraşmıyor. Hizmet ve dâvâ için toplanan paralar ne oluyor bilmem.

Cumayı cumartesiye bağlayan gece, yeni Müslüman olmuş, Amerikalı (İtalyan asıllı) bir Müslümanla tanıştım. Katolik kilisesinden ve katolik rahiplerinden çok şikayetçi idi. Ailesi zenginmiş, kiliseye ve papazlara şimdiye kadar yüzbinlerce dolar yardım etmiş. Bu paralar fakirlere, hayır işlerine harcanmamış; büyük binalar yapımında kullanılmış. İtalyanın ailesi de kiliseyi mahkemeye vermiş. .. Bizde de, her yıl din ve iman için toplanan paraların hesabı sorulmalıdır.

Sırası gelmişken şu hususu da ilgililerden sormak istiyorum: Türkiye Başhahamı öleli epey zaman oldu, Musevî cemaati onun yerine yeni bir ruhanî reis seçmedi. Bu iş niçin bu kadar uzadı? Kapalı kutu oldukları için dışarıya bilgi de vermiyorlar. Bizdeki Yahudiler büyük çoğunluk itibariyla kendi dinlerinden son derece uzaklaşmışlardır. Koşer kurallarına dikkat etmezler. Onların Musevî dinine bağlılıkları sosyolojiktir, bir kimlikten ibarettir. Sanırım cemaat çok dindar, çok kuralcı bir başhaham istemiyor. İstakoz ve yengeç yenmesine fetva verecek geniş meşrebli bir din adamı istiyor.

Türkiye’nin önemli meselelerinden biri de İsrail’in, Türk vatandaşı Yahudilerden ağır vergiler toplamasıdır. Yabancı bir devlet nasıl olur da bizim vatandaşlarımızdan vergi toplayabilir? Bu konunun hükümet, Meclis ve diğer sorumlu kurumlar tarafından mutlaka incelenmesi, aydınlığa kavuşturulması; önüne geçmek için tedbirler alınması gerekmez mi? Futbolcu HakanŞükür, Fethullah Hoca’ya saygı besliyor diye birtakım çevreler ayağa kalktılar, kızılca kıyamet koparttılar, sporcuyu Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne sürüklediler. Peki, İsrail’in Türk Yahudilerinden vergi toplaması önemli bir mesele değil midir? Bu konuyu niçin gündeme getirmiyorlar?

Yine mutlaka aydınlatılması gereken diğer önemli ve hayatî bir konu İsrail’in ülkemizde on milyar dolar parayı tefecilik işlerinde çalıştırmasıdır. Bugünkü şartlar altında bu on milyar dolar kısa zamanda on milyar daha kazandırmakta, Türkiye’nin kanı iliği bu şekilde emilmektedir. Bu on milyar doların iki milyarının MOSSAD’a ait olduğu da rivayet ediliyor. Bu rivayetler boş dedikodulardan ibaret midir, yoksa gerçek midir? Bu soruları kim, hangi müessese cevaplandıracaktır?

İsrail’in on milyar dolarını çalıştıran tefeciler kralı Malki, Bursa’da nasıl öldürüldü? Kiralık katillerin ardında hangi kara para zenginleri vardı? Malki öldürülünce İsrail’den yıldırım hızıyla gelen bir istihbaratçı ve komando ekibi Bursa’da nasıl karargâh kurdu, katil kiralayanlardan bir kodamanın oğlu nasıl derdest edilip bir helikoptere bindirildi ve bacaklarından ipe bağlanarak helikopterden nasıl sallandırıldı. O gece sabaha kadar nasıl iki buçuk milyar dolar toplanıp İsrail ekibine verildi? Bu konularda fısıltı gazetesi çalışıyor, bir sürü dehşet ve hayret verici haber yayılıyor. Peki büyük medya bu konuyu niçin gündeme getirmiyor? Yabancı bir devletin istihbaratçıları, komandoları bizim büyük bir şehrimizde böyle işleri nasıl yapabiliyor? Bu cesareti nereden alıyorlar? Malki’yi öldürtenler nasıl hapse atılmıştır? Bu konuda ne gibi işler dönmüştür?

Türkiye’de üç çeşit Yahudi bulunmaktadır.

Birinci grup kimlikleri açık şekilde bilinen Musevî-Yahudi vatandaşlarımızdır.

İkinci grup Sabataycılar, Dönmeler’dir. Onların sayısını, belli başlı önemli kişilerini kimse doğru dürüst bilmiyor. Bundan iki sene kadar önce devletin büyük ve hayatî bir kurumu kendi bünyesi içindeki Sabataycıları araştırmak için bir ekip kurmuş, başına bir zatı getirmiş. O zat da Sabataycı değil miymiş!.. Gitmiş, Amerikalı, nüfuzlu Yahudilere haber vermiş.

Üçüncü grup crypto-Yahudilerdir. Onların Yahudi olduğu bilinmez. Müslüman Türk olarak sahnelerde arz-ı endam ederler.

Ülkemizde Kürt Yahudileri de bulunmaktadır. Kuzey Irak’taki Barzanî’nin karısı Yahudidir. Kürt Yahudileri kendilerini Müslüman olarak gösterirler. Ne yaparlar, ne gibi işler görürler, kimsenin bilgisi ve haberi yoktur.

Başörtüsü konusunda, birtakım İslâmî cemaatler, Hoca’lar, Hocaefendiler, şeyhler, tarikatlar hakkında ince eleyip sık dokuyanlar; Cumhuriyetimiz için en büyük tehlike ve tehdit irticadır, aşırı dinciliktir diyenler benim yukarıda bahsettiğim konularla niçin ilgilenmiyorlar? Bunlar önemsiz şeyler midir? Büyük medya bu gibi konuları niçin gündeme getirmiyor? Birtakım mankenlerin hangi erkeklerle yattıkları büyük haber oluyor da yukarıda anlattıklarım niçin küçük haber bile olmuyor?

Bu memlekette şu anda en serbest ve hür saha medyadır. Yazık ki, Müslümanlar bu sektörde de birinci ligde oynayamıyor, varlık gösteremiyor. Tirajı yüksek bazı İslâmî gazetelere buna benzer bir makale göndersem basılmaz, Hazret’lerin siyasetlerine uygun düşmez!.. 16 Eylül 2002