Yahudilerle İlgili Hadîs-i Şerif
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazar
Profesör Dr. İsmail Lütfi Çakan Beyefendiyi, Altınoluk Dergisi’nin Haziran 2006
sayısında (sayı 244, sayfa 40) “Yahudilerle Savaş Hadîsi ve Bir Yanılgı” başlıklı ilmî yazısından, açıklamalarından ve uyarılarından dolayı candan tebrik ediyorum. İlim adamı böyle olur. Aşağıdaki satırları muhterem profesörün makalesinden aldığım bilgilerle yazmış bulunmaktayım.
Geçtiğimiz Nisan ayında Buharî ve Müslim’de yer alan çok sahih bir hadîs dolayısıyla Yahudi vatandaşlarımızdan birkaçı itirazda bulundular. Bunun üzerine birtakım diyanetçiler ve ilahiyatçılar “Olmaz böyle şey…” gibisinden ucuz telâş ve heyecanlar sergilediler.
Heyecana, telaşa, yaygaraya sebep olan ve bazılarının “Doğru değil”, “Hadîs külliyatına sokuşturulmuş…”, “Yüce Sevgili böyle bir şey söylemez” şeklinde itiraza uğrayan hadîsin Türkçe tam tercümesi şudur:
“Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, “Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi, gel, onu öldür” der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”
Bu konuyla ilgili birtakım açıklamaları, kolay anlaşılsın, çok seçik olsun diye maddeler halinde sıralıyorum:
1. Hadîs-i şerif, “muttefakun aleyh”tir. Yani Buharî ve Müslim’in Sahihlerinde bulunmaktadır. Buharî öyle bir kitaptır ki, din uluları, din önderleri, yüksek âlimler onun için “Allah’ın Kitabından sonra en doğru kitaptır” demişlerdir. Buharî’de yer alan bir hadîs, ayrıca Müslim’de de geçiyorsa büsbütün kuvvet kazanır. Bununla da bitmiyor, başka çok kıymetli ana hadis kaynaklarında da yazılmış bulunuyor. Böyle bir hadîs için “Doğru değil, Sevgili Peygamberimiz böyle bir söz söylemez, hadis külliyatına sokulmuştur” gibi iddialarda bulunmak dinî bakımdan son derece vahim, ağır sorumluluk getiren bir davranıştır. Sahiplerinin tövbe ve istiğfar etmeleri gerekir.
2. Bazı Yahudiler ve onların savunucuları ve destekçileri yukarıda zikredilen hadîs metninin soykırıma teşvik ettiğini iddia ettiler. Bu da yanlıştır. Hadis, soykırıma çağırmıyor, böyle bir şeyi teşvik etmiyor, haber veriyor ve uyarıyor. Peygamberimiz “Muhbir-i Sadık”tır, Yani, ne haber verdiyse doğrudur. Buhari’de, Müslim’de ve diğer muteber kaynaklarda yer alan bu hadîs sahihtir, gerçektir, Efendimiz bu sözü söylemiştir. Binaenaleyh haber verdiği bilgi doğrudur.
3. İslâm dünyasında, Hıristiyan âleminde olduğu gibi Yahudilere soykırım uygulanmamıştır. Tarih boyunca İslâm ülkelerinde Yahudiler dinlerini, kimliklerini, örflerini, adetlerini, hukuklarını, kültürlerini koruyarak yaşayagelmişler, zengin olmuşlar, varlıklarını sürdürmüşlerdir. Aradan bunca zaman geçtikten sonra, Siyonistler (bütün Yahudileri kastetmiyorum), Tevrat’a ve Yahudi ilahiyatına kesin şekilde aykırı olarak Filistin’de bir Yahudi devleti kurmaya karar vermişler, Osmanlı devletinin çökmesi ve yıkılması faaliyetlerine katılmışlar, Filistin, İngiliz idaresine verilmiş ve 1948’de orada Siyonist İsrail Devletini kurmuşlardır. Bu kuruluş, büyük bir haksızlık, büyük bir adaletsizlik, büyük bir facia teşkil etmektedir. İsrail devletini “Vaad edilmiş Mesih”in gelmesinden önce kurdukları için de kendi dinlerine göre büyük bir günah işlemişlerdir. 1948’den bu yana 58 yıl geçmiş bulunuyor. Ortadoğu’da durum her geçen gün kötüye gidiyor. Kaç defa savaş oldu, sonra kaç defa barış yapılmak istendi, lakin bu şartlar altında gerçek, âdil, kalıcı bir barış yapmak mümkün olmuyor. Vaziyet şunu gösteriyor: En sonunda İsrail yüzünden çok büyük bir savaş çıkacak, şehirler ve ülkeler harap olacak, büyük sayıda insan ölecektir. Peygamberimiz bu hadis-i şerifi, Yahudilere bir uyarı olarak söylemiştir. Kur’an-ı Kerim’de de Yüce Allah şu mealde buyurmaktadır: ‘Biz Kitap’ta İsrailoğullarına, “Sizler yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız’ diye bildirdik..,” buyurulmaktadır.
4. Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tercüme ve şerh ettirilip resmen yayınlanan “Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercümesi” (Cilt 7 s.341 -342) adlı kitapta da bu hadîs-i şerif yer almaktadır. Yine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Riyazü’s Sâlihin adlı hadîs külliyatında da bulunmaktadır. Binaenaleyh birtakım Diyanetçilerin, ilahiyatçılarını “olmaz böyle bir şey, doğru değildir” dedikleri bu hadîs, TC tarafından resmen tercüme edilip yayınlanmıştır.
5. Amerikalı agresif ve aşırı derecede İslâm düşmanı Evangelistler şu anda Siyonistlerden daha fazla Siyonizm ve İsrail taraftarlığı yapmakta olup İslâm dinini yeryüzünden kazımaya, Müslümanları ezmeye ve zelil kılmaya ahd etmiş bulunmaktadır. Maalesef onların saldırganlıkları yüzünden müthiş savaşlar olacak, belki de bu savaşlarda İsrail elindeki nükleer silahları kullanacak ve yeryüzünde çok büyük facialar cereyan edecektir. Peygamberimiz bunları haber vermektedir.
gibi münasebetsiz teviller bırakılmalı ve Evangelistlerin ve Siyonistlerin sebep olacakları faciaları önlemek için çalışılmalıdır. 58 yıldan beri Ortadoğu’da cereyan eden faciaların sebebi herhalde zavallı Filistinliler ve aciz Lübnanlılar değildir.
6. Profesör İsmail Lütfi Çakan Beyefendiye tekrar teşekkür ediyorum. Bazı Diyanetçilere ve ilahiyatçılara teessüflerimi sunuyorum. Yukarıda başlığını ve kaynağını verdiğim yazı ve benzeri önemli ve hayatî metinler, gazete ve dergi sayfalarında kalmamalı; milyonlarca nüsha basılarak halkımıza duyurulmalıdır.
7. Evangelist misyonerlerin, Siyonistlerin ve Başkan Bush’un istekleri doğrultusunda, Peygamberimizin hadisleri içinde
yapmak isteyenler büyük bir yanılgı içindedirler. Hadîs ilmi sonu olmayan bir denizdir. Bin küsur yıldan beri büyük İslâm âlimleri, bu konuda ne yapılması lazım gelmişse yapmışlardır. Hadîs metinleri, kılı kırk yararak, çok titiz bir şekilde incelenmiş ve araştırılmıştır. Siyonistlerin, Hıristiyanların, dinsizlerin arzu, istek ve direktifleri doğrultusunda ayıklama falan yapılamaz. 04 Eylül 2006