Yahya Efendi Dergâhı’ndaki Fâcia ile İlgili Sayın Arınç’a Açık Mektup
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 22 Aralık 2018
Pazartesi
Muhterem Bülent Arınç Beyefendiye… İstanbul Beşiktaş Yıldız Yahya Efendi Dergâhı halen cami olarak kullanılmakta, minaresinden beş vakit ezan okunmakta, namaz kılınmakta olan kutsal bir mekân ve mahaldir. Orada mâneviyatımızın büyük simalarından Yahya Efendi Hazretleri’nin kabri ile başka din büyüklerinin, meşhur şahsiyetlerin, ulemanın, sülehanın, yüzlerce yıl önce vefat etmiş atalarımızın kabirleri bulunmaktadır. Bu mekân hem din, hem kültür, hem medeniyet, hem ruhaniyet bakımından bir merkezdir. Eski tabirle bir Kâbetü’l-uşşaktır.
Mimar Sinan eseri Yahya Efendi Dergâhı binası, bir Vakıf gayrimenkulüdür.Hayrat vakfıdır. Orada dört bin mezartaşından yarısı (iki bini) numaralanmış ve sicile geçirilmiştir, diğerleri tespitsiz ve tescilsizdir.
2863 no.lu Eski Eser Kanununa göre tüm tarihî kabir taşlarının tek tek tespit ve tescil edilmesi gerekmektedir.
Bu gibi tarihî mekânların, tarihî kabristanların tamirat ve restorasyonu esnasında paletli araç, kepçe, dozer kullanılamayacağı resmî mevzuatla belirtilmiştir. Yine bu tamirat ve restorasyonlar esnasında mezartaşları bir yerden diğer yere taşınamaz.
Avustralyalı Anzak torunlarının, dünyanın öbür ucundan gelip Gelibolu’daki mezarlıklarda yatan atalarını ziyaret ettikleri, Lausanne Anlaşması gereğince Türkiye devletinin oradaki İngiliz, Fransız, Avustralyalı ve sair askerlerin mezarlıklarına dokunmadığı, dokunamadığı bir devirde maalesef İstanbul’un göbeğinde
ve değerli atalarımızın mezarları tahrip edilmiştir.
Yüzyıllardan beri tabiî kayalık dokusu, ön yamacı, ağaçları korunarak gelmiş böyle mukaddes bir mekâna paletli kepçe sokmak bir tarih, medeniyet, kültür, tabiat, mukaddesat, insan hakları katliamıdır.
Yamaçta zamanla taşları devrilmiş, toprağa gömülmüş nice ehl-i imanın ve salih kişinin, nice dervişin, isimleri unutulmuş nice Müslümanın kabirleri vardı. Maalesef üzerleri yazılı mezartaşları kepçelerle, dozerlerle paramparça edilmiştir.
Bu kırılan mezartaşları el arabasıyla başka yerlere taşınmış ve odun yığını gibi yığılmıştır. Rivayete göre birileri buraya çay bahçesi yapacak ve bol para kazanacakmış.
Bol para ama nasıl para, bunu düşünmüyorlar mı? Ecdat mezarları tahrip edilerek kazanılan bol para ateş değil midir? O arazide kayma ve toprak hareketi olduğu bahanesiyle korkunç beton duvarlar yaptırılmıştır.
Bu konudaki raporu kimler vermiştir? Çok rica ediyorum, toprak kayması var mıdır, bir iki yerden daha rapor alınsın…
Yahya Efendi Dergâhı’ndaki buldozerli kazıları, tahribatı, üzerleri yazılı kırık ecdat kabir taşlarını gösteren yeni çekilmiş fotoğrafları zat i âlinize posta ile arz ediyorum.
Dinine, tarihine, ecdadına, maneviyat büyüklerine bağlı bir vatandaş olarak, Yahya Efendi Dergâhı’nda yapılan saygısızlık ve tahribat bendenizi çok üzmüş, yürekten yaralamıştır.
Bu dergâhın son şeyhi Abdülhay Efendi Hazretlerini bu vesile ile rahmet ve minnetle anıyorum.
Durumu zat-ı devletlerine duyurur; bu tarih, kültür, maneviyat tahribatını bir an önce durdurmanızı beklerim.
Bilvesile selam ve hürmetlerimi sunarım.
Anayasa değişikliği yetersizdir ama bu kadarına da eyvallah.
Bu değişiklik inşaallah halk tarafından kabul edilecektir.
Anayasa değişikliği vesayet demokrasisinin kalkması, gerçek demokrasinin gelmesi demektir.
Gerçek ve doğru millî Cumhuriyete yöneliş demektir.
Selanik emperyalizminin ve sömürgeciliğinin yıkılması demektir.
Müslümanların inançları, ibadetleri, fikirleri, görüşleri, tenkitleri yüzünden zindanlara atılması, zulme uğraması devrinin bitmesi demektir.
Anayasa değişikliğinden sonra millî ve sosyal barış ve uzlaşma için olumlu adımlar atılacaktır.
Anayasa değişikliği insan hakları, adalet, güvenlik, din hürriyeti demektir.
Anayasa değişikliği ideolojik cumhuriyetten gerçek cumhuriyete geçiş demektir.
Anayasa değişikliği yargı yolu kapalı olarak dindar subayların atılmasına son verecektir.
Anayasa değişikliği Selanikliler için felaket, Müslümanlar için (yüzde yüz olmasa da) kurtuluş ve selamet demektir.
Anayasa değişikliği bilcümle kriptolar için son derece fenadır ve olumsuzdur; Müslümanlar için iyiliğe yöneliştir, olumludur.
Anayasa değişirse fitne fesat bitmeyecek, daha da artacaktır.
Selanikliler ortalığı birbirine katacaktır.
Yeri göğü inleterek uygarlık, çağdaşlık, resmî ideoloji… izm elden gidiyor diye bağıracaktır.
Türkiyedeki sömürge düzenlerinin yıkılmasını görmektense ülkenin üçe parçalanmasına razıdırlar.
1936 ile 39 arasında bir milyon kişinin ölümüne yol açan ve ülkeyi yangın yerine çeviren İspanya iç savaşı gibi bir savaşı bile göze alabilirler.
Ergenekoncular, Selanikliler öyle kolay kolay pes etmezler. Sonuna kadar direneceklerdir.
Ülkeyi birbirine katacaklardır.
Suikastlar yapacaklardır.
Kan dökmekten çekinmezler.
Bütün Müslümanlar tedbirli olsun.
Bela ve felaketlerden korunmak için sadaka veriniz.
Dindar olunuz, daha dindar olunuz. Bugünkü dindarlığımız yetmez.
Kur’ana, Sünnet’e, Din’e sımsıkı sarılınız.
Allah’ın verdiği nimetleri muhtaçlarla paylaşınız.
Her türlü azgınlığı ve şehveti bırakınız.
Lüks ve israftan uzak durunuz.
İçimiz deccalî ve şeytanî casuslarla, ajanlarla, provokatörlerle, yönlendiricilerle doludur. Onların tuzaklarına düşmeyiniz. Ümmet birliğini koruyunuz.
Onlar bizi “Böl, parçala ve hükm et” siyaseti ile bu hale getirmiştir.
Allahın rızasını kazanmak için bütün sebep ve vesilelere yapışınız.
Resulullahın ruhaniyetinin gölgesi altına sığınınız.
Bugün çok kötü şeyler oluyor, yarın daha kötü şeyler olacaktır.
Bunlara hazır olunuz, gevşemeyiniz.
Allahtan ümidinizi kesmeyiniz.
Yakub aleyhisselam çocuklarına ne demişti: “Oğullarım gidiniz kardeşiniz Yusuf’u arayınız ve sakın Allahtan ümid kesmeyiniz. Çünkü kafirlerden başkası Allahtan ümit kesmez…”
Allaha ve Resulüne itaat edersek, Kur’ana ve Sünnete uyarsak, ahlaklı ve faziletli Müslümanlar olursak bize yardım edilir.
Zalimlere ve fâsıklara yardım gelmez.
Sâdıklardan olalım. 13 Temmuz 2010