Sonbaharda zuhura gelmesinden korkulan

İkinci Gezi fitnesine

karşı birey=fert olarak Müslümanlar neler yapabilir?

Muhbir-i sâdık olan Peygamberimiz

(Salat ve selam olsun ona)

sadakaların belaları def’ edeceğini haber vermiştir.

Bütçemizin müsaadesi nisbetinde sadaka verelim. Zekatlarımızı, zekat almayı hakkeden gerçek kişilere verelim. Dernek, vakıf, cemaat, tarikat gibi tüzel kişilere vermeyelim.

Ehl-i Sünnet Müslümanlarının birleşmesini

, tek bir Ümmet olmasını isteyelim,

Ümmet şuuruna=bilincine sahip olalım.

Cemaat, hizip holiganlığı, militanlığı, fanatizmi yapmayalım.

Allahın rızasını kazandıracak iyi ve salih ameller yapalım. İtikadımızı tashih edelim. Beş vakit namazı kılalım. Farz namazları, gerçek imamların ardında kılalım. Bizleri fitnelerden koruması için Allah’a dua edelim. Ahlakımızı güzelleştirelim. Kur’an ve Peygamber ahlakı ile ahlaklı olalım.

Uyanık olalım. Müslümana, gaflet ve uyuşukluk yakışmaz. Dilimizi gıybet, yalan, nemime, iftira gibi büyük ve çirkin günahlardan koruyalım.

Sırf savunmaya yönelik olmak ve her türlü şiddet ve anarşiye karışmamak şartıyla savunma komiteleri

oluşturalım.

Tencere tava gürültüsü yapanlara, yasal sınırlar içinde fırsat vermeyelim.

Sivil savunma ve anarşiyi önleme kurslarına

gidip ders alalım.

(Böyle kurslar yoksa mutlaka açılmalıdır.)

Evlerimizin ve apartmanların kapılarını güçlendirelim.

Gezici fitnelere karşı tedbirli olalım.

Serbest seçimlerle gelen iktidarların, ancak serbest seçimle gideceği prensibini kabul edelim ve

her türlü askerî ve sivil darbeye karşı olalım.

Fitnelere, anarşiye, kaosa, darbeye karşı en büyük silah

Müslümanların birleşmesidir.

Müslüman bir ülkede

adalet

yoksa…

Emanetler

ehline verilmiyorsa…

Emr-i mâruf ve nehy-i münker

yapılmıyorsa… Halkın büyük kısmı

namazı terk

etmiş ve şehvetlerine uymuşsa… Riba ve zina yaygın hale gelmişse… Lüks ve israf çoğalmışsa… İnsanların büyük bir kısmı birbirinin kurdu olmuşsa… Müslüman halk birbirinden kopuk bin parçaya ayrılmışsa… Ümmet birliği ve İmamet-i Kübra yoksa… İşte böyle bir ülkenin ve toplumun geleceğinden korkulur.

Tekrar ediyorum: Allah’ın rızasını kazandıracak iyi işler yapalım.

Resulullahı (Salat ve selam olsun ona) aramızdaymış gibi düşünelim ve onun da rızasını kazanmaya çalışalım. Bu da

temel sünnetlere

uymakla olur.

Rabb olarak Allah’ı kabul edelim. O’na iman edelim, O’na sığınalım. Kitab olarak Kur’anı kabul edelim, ona iman edelim ve içindeki emir, yasak, tavsiye ve öğütleri hayatımıza uygulayalım. Din olarak İslamı bir bütün olarak kabul edelim. Ayetlerin, emir ve yasakların bir kısmını kabul, bir kısmını red sapıklığından uzak duralım.

Nebi olarak Muhammed Mustafa

(Salat ve selam olsun ona)

kabul edelim, Sünnetine uyup yolundan gidelim.

Şeriat, dünya nizamı olarak İslam Şeriatını

kabul edelim ve hükümlerine uyalım.

Türkiye Müslümanları bugünkü parçalanmışlık, isyan, tuğyan, günah, azgınlık, israf, bina zina riba pisliklerinden arınmazlarsa gelecekleri karanlıktır.

(İkinci yazı) Ümmet Kavramı ve Şuuru

İSLAM dünyasındaki bütün krizlerin, felaketlerin, zilletlerin, esaretlerin, yenilgilerin birkaç ana sebebinden biri, mü’minlerin tek bir Ümmet olmamasıdır.

Tek bir Ümmet olmak Kur’anla, Sünnetle, icma ile sabit kesin bir emirdir. Her Müslümanda

Ümmet şuuru

olmalıdır. Her uyanık dindar Müslüman Ümmet kelime, kavram ve değerini gönlünden ve dilinden uzak tutmamalıdır.

Gerçek ve muhlis=ihlaslı ulema, fukaha, meşayih, ziyalı Müslümanlar halka Ümmet şuuru vermelidir. Müslümanlara, Allah’ın ve Resulullahın istediği gibi bir Ümmet olmadıkları takdirde kurtulamayacakları anlatılmalıdır. Başka ülkeleri bilmem ama Türkiye’de nazariyatta, kitaplarda vardır ama fiiliyatta, realitede Ümmet yoktur. Müslüman halk Ümmet konusunda uyarılmamakta, aydınlatılmamakta, bilgilendirilmemektedir.

Ümmet şuurunu hangi kurumlar aşılayabilir?

Öncelikle okullar ve eğitim sistemi… Maalesef bizdeki tağutî eğitim sistemi, halka ve gençliğe Ümmet şuuru aşılamak bir tarafa, Ümmet düşmanlığı yapmaktadır.

İmam Hatip okulları… Bugünkü halleriyle bu okullara gerçek İslam mektepleri demek mümkün değildir. Bir İslam okulunda öğrencilere sahih itikad okutulur ve beş vakit namaz, okulun camiinde, okulun resmî imamının ardında cemaatle kılınır.

Bir İslam mektebinde

hiçbir Paşanın Maşanın resmi ve büstü olmaz.

Hiçbir İslam mektebinde

bülûğa ermiş erkek ve kız çocukları karışık şekilde okutulamaz.

Bizdeki resmî Diyanet de maalesef halka Ümmet şuurunu aşılamıyor. Maalesef birçok dinî cemaatin de bu tarakta bezi yoktur. Müslüman medya Ümmet konusunda yeterli yayın yapmıyor.

Türkiye’de şu anda bin kadar İslamcılık, bağımsız tarikat ve cemaat, grup ve hizip bulunmaktadır.

Bunların

hepsi kendi edebiyatını yapıyor

ama Ümmet edebiyatı yapmıyor.

Ülkemizde aşırı şekilde

cemaat ve sekt militanlığı, holiganlığı, fanatizmi

yapılıyor ama

Ümmet propagandası yapılmıyor.

Osmanlılar zamanında bütün mektep ve medreselerde, askeriyede Ehl-i imana Ümmet şuuru aşılanırdı.

İlmihallerde

“Ben İslam Ümmetindenim, Muhammed Ümmetindenim”

cümlesi mutlaka yer alırdı. İslamda Ümmet ile millet eş manalıdır. Bir Müslüman İslam milletindendir.

Türk, Kürt, Arnavut, Boşnak, Gürcü, Pomak, Çerkes, Abaza, Tatar…

Bunların hepsi İslam milletine mensuptur. Bugün Ümmet kavramı ve şuuru gitti, yerine

çeşit çeşit ırkçılıklar

geldi.

Kahr olsun Şeriat

diyen Ümmet düşmanı

Moiz Kohen Tekin Alp

‘in Türkçülüğü ve milliyetçiliği Müslüman Türklere en fazla zararı veren bozuk ve sapık bir ideolojidir. Herkes kendi halkını, aşiretini, kavmini sever, sevebilir ama öteki Müslümanları ötekileştirmemek, dışlamamak şartıyla.

Müslüman ecdadını kötüleyen, onlara sırt çeviren, onlara saygısızlık eden

soysuzdur, piçtir.

Biri Türk, biri Kürt iki Müslüman… Bunların hangisi daha dindar, daha taqvalı, daha sâlih ise o üstündür.

Halkımıza, gençliğimize Ümmet şuurunu aşılamak, Ümmet kavram ve değerini satırlardan sudurlara (beyinlere ve gönüllere) nakş etmek hepimize vazifedir. Bu konuda çok naçiz hizmetime inşaallah devam edeceğim. Müslümanların tek bir Ümmet olabilmesi için tek bir İmama biat ve itaat etmeleri gerekir. 17.08.2013